Bana kalırsa yerli futbolcularında istikrarı yakalayan ve onları yabancı futbolcularla doğru harmanlayan takımın başarılı olmaması için hiçbir engel yok.
Ancak bunun yasaklar ve kısıtlamalar yolu ile değil, kulüp yönetimlerinin tercihleri ile gerçekleştirilmesi doğru olanı. Öte yandan, dış alıma yasaklar getirilerek iç üretimin kalitesinin yükseltilmesi mümkün değil. Tersine, rekabetten soyutlanan üretimin kalitesi her zaman daha düşme eğilimi göstermiştir.
Ama yerli üretime özendirici teşvikler, yabancı alımına da rekabette eşitlik sağlayacak belirli kademelerde ilave sorumlululuklar getirilmek yolu ile, kaliteli yabancı futbolcu transferi ve kaliteli yerli futbolcu yetiştirilmesi sağlanabilir. Bunun için herşeyden önce, Futbol Federasyonu ve kulüp yönetimlerinin, Türk Futbolunun geleceğine ilişkin kararları, takım çıkarı gözetmeden işbirliği içinde tartışarak almaları şart. Onun için de, futbolcu kalitesinden önce, spor yöneticiliği ve yönetim anlayışı kalitesinin irdelenmesi gerekiyor sanırım. Peki Avrupa'da olay nasıl merak edenler için...
Avrupa'da durum nasıl?
Almanya: En fazla 5 AB dışı oyuncu bulunabilir.
Fransa: En fazla 4 AB dışı oyuncu bulunabilir.
İngiltere: Yabancı sınırlaması yok. AB dışı oyuncular için çalışma izni gerekli.
İtalya: Yabancı sınırlaması yok.
İspanya: Yabancı sınırlaması yok.
Portekiz: En fazla 4 AB dışı oyuncu bulunabilir.
Bu ülkelerde yabancı sınırlamasının neredeyse olmaması, futbolun kalite düzeyinin gelişmesi için bir engel oluşturmuyor. Aksine, bu ülkeler şu anda dünya futbolunun en üstünde yer alan ülkeler. İnter, Real Madid gibi takımların kadrolarında neredeyse yerli oyuncu yok. Ama İtalyan ve İspanyol milli takımlarına bakıyoruz. Her turnavada varlar. İspanya'nın başarıları ise ortada.
Yabancı sınırlamasının bu şekilde olmasının nedeni Bosman kurallarıdır. 1995 yılında Avrupa Adalet Divanı’nca alınan karar ile, Avrupa Birliği içinde işçilerin serbest dolaşımı güvence altına alınmıştır.
Gelelim ülkemize. Öncelikle ülkemizde yabancı sınırlamasının geçmişine bir göz atalım. 1996 yılında yurt içi müsabakalarda “3 artı 1” kuralı uygulanması kaydıyla, yabancı kontenjanı 4'e çıkarıldı. 1997-1998 sezonunda yabancı futbolcu sayısı 4 olarak belirlendi. 1998-1999 sezonunun ortasında bu sayı 5'e yükseldi. Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu, 1999-2000 sezonu öncesi 5 artı 1 kuralını uygulamaya soktu. Süper Lig takımları, 2005-2006 sezonundan itibaren 6 yabancı futbolcu oynatabildi. Temmuz 2007 ise yabancı kontenjanı konusunda “6 artı 1” sistemine geçilirken, devre arasında sürpriz bir şekilde “6 artı 2” kuralı ve son olarak da “6+2+2” kabul edildi.
Kurala göre en fazla 6 yabancı sahada, 2 yabancı yedek kulübesinde, diğer 2 si ise tribünde oturabilirdi. Sahadaki 6 yabancı hakkının da kullanıldığını varsayarsak, diğer 5 yerli oyuncu genellikle takımlar arasındaki farkı belirleyenler oldu. Bu yüzden Anadolu kulüplerinin “yıldız” oyuncularına “astronomik” rakamlar ödenmek zorunda kalınıyor. Normal değerlerin çok çok üstünde direten Anadolu kulüpleri genelde istediklerini alıyorlar. Yerli oyuncuların etkisinin bu kadar büyük olduğu ülkede, bir iki maçta iyi oynayan yerli oyuncularımızın şımarması da kaçınılmaz oluyor.
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav yabancı sınırlamasına çok sert tepkiler verdi. Cavcav "TFF NASIL GELDİYSE ÖYLE GÖNDERMESİNİ BİLİRİZ" diyerek onları adeta topa tuttu. Eskişehirspor kulübü başkanı ve Galatasaray başkanı TFF'den görüşme talep ettiler.
Fenerbahçe ne derse o mu oluyor?
Bir gazetecinin Sizce "Fenerbahçe'ye karşı TFF'nin bir hassasiyeti mi var?" sorusuna İlhan Cavcav'ın verdiği cevap ise gerçekten manidardı. Cavcav, "Onu bilemem. Onu federasyonla Fenerbahçe Kulübüne sormak lazım. Heralde Fenerbahçe Kulübümüz kendi maçlarında 10-12 yabancı oyuncuyu oynatacak. Biz oynatamayacağımıza göre o oynatabilir. Acı ama gerçek, bugün Türkiye'de Fenerbahçe ne derse o oluyor" yanıtını verdi.
Sonuç olarak yabancı sayısı sınırlandırıldı. Ve öyle de kalacağa benziyor. Yararlarını zararlarını zamanla göreceğiz. Yazımın başlığında da yazdığım gibi,
Baktın olmuyor bakmayacaksın arkadaş.....