HABER

Bal Zirvesi'nde 'sahte bal' tartışıldı

ANKARA (İHA) - Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Erten, geçen yıl ihraç edilen balın 288 tonunun sahte olduğu gerekçesiyle geri döndüğünü, bunun 174 tonunun Türk Gıda Kodeksi'ne uygun olduğu için iç piyasaya girdiğini, kalan 114 tonunun ise imha edildiğini bildirdi.

Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, son günlerde sahte balların ele geçirilmesiyle gündeme gelen bal üreticilerinin sorunlarını masaya yatırdı. Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Gölbaşı Tesisleri'nde gerçekleştirilen zirveye bakanlığın ilgili tüm birimleri, Arı Yetiştiriciliği Merkez Birliği, Türkiye Arıcılar Birliği başkanları, üniversite temsilcileri, Gıda Mühendisleri Federasyonu, Tüketici Hakları Federasyonu ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) temsilcileri katıldı. Zirvenin açılış konuşmasını yapan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Erten, Türkiye'deki bal üretiminin önemine değindi. Son yıllarda ticari bakımdan ciddi bir ivme kazanan bal üretiminin sektör haline geldiğini söyleyen Erten, "Türkiye dünyada koloni bakımında 2., bal üretiminde 4. ve koloni başına üretim miktarında ise 7. sırada yer alıyor" dedi.

Erten, Türkiye'nin 2003 yılında 14 bin 976 ton bal ürettiğini, 2004 yılında ise bu rakamın 60 bin tona çıktığını belirterek, toplam üretim içinde "5 bin 436 ton bal ihracatımız var. Üretime göre ihracatımız çok az. Bunu mutlaka artırmalıyız" diye konuştu. Erten konuşmasında, geçen sene ihraç edilen balların 288 tonunun sahte olduğu gerekçesiyle geri döndüğünü, bunun 174 tonunun Türk Gıda Kodeksi'ne uygun olduğu için iç piyasaya girdiğini, kalan 114 tonunu ise imha edildiğini bildirdi.

"TÜRKİYE'DE SAHTE VEYA SENTETİK; BİR BAL SORUNU VAR"

Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürü Ali Boğa, ihracat açısından balın potansiyeli yüksek bir ürün olduğunu kaydederek, Türk balında "ilaç kalıntısı ve sahte bal" sorunu olduğunu söyledi. "Sentetik veya suni bal" diye adlandırılan balın gıda sanayinin bir kolu olduğuna dikkat çeken Boğa, bu balın gerçek bal diye ihraç edilmesinin Türkiye'nin imajını zedelediğini dile getirdi. Boğa, Türkiye'de suni bal üreticilerinin gerçek bal üreticilerine göre daha iyi organize olmalarını da ilginç bir gelişme olarak değerlendirdi. Boğa, "Biz ihracat analiz belgesi olmayanlara ihracat izni vermiyoruz. Suni bal ihracatına da hiçbir şekilde izin verilmemeli. Sahtekarlık yapan kişilerin sahtekarlıkları yanlarına kalmamalı. Mutlaka cezalandırılmalı; çünkü kötü bal, iyi balı kovuyor" şeklinde konuştu.

Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Bahri Yılmaz da, suni balın olamayacağını, balı sadece arının yapacağını vurgulayarak, "Suni bal diye bir adlandırma yapılmamalı. Bu bala şurup ya da glikoz denilsin. Çünkü bunlar bal değil. Bal sadece arıya özgüdür" dedi. Yılmaz ayrıca balın temel bir besin maddesi olduğuna dikkat çekerek, KDV oranlarının yüzde 18'den daha aşağı çekilmesini istedi.

"TARIM BAKANLIĞI, SAHTE BAL FİRMALARINI AÇIKLASIN"

Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar ise, piyasada satılan sahte ballarla tüketici haklarının çiğnendiğini belirterek, tüketicinin ne yediğini bilmesinin hakkı olduğunu söyledi. Tarım Bakanlığı'nın sahte bal firmalarını açıklaması gerektiğini ifade eden Çakar, bakanlığın tüketiciyi yeterince bilgilendirmemesinden şikayet etti. Çakar, iç piyasadaki denetimlerin de önemine değindi. İhracatçılar Birliği temsilcileri ise, Türkiye'deki laboratuar analiz fiyatlarının çok yüksek olmasından şikayet ederek, bu nedenle dünya bal üreticileriyle rekabet edemediklerini dile getirdi.

Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma ve Uygulama Merkezi'nden Yrd. Doç. Dr. Çetin Fıratlı ise, 2004 Haziran ayından itibaren bal analizleri yaptıklarını ve kendilerine 3 tip ürün geldiğini belirterek, ürünlerin yaklaşık yüzde 50'sinin bal niteliğini taşımadığını, diğerlerinin ise bazılarının kodekse uygun olduğunu, bazılarının ise uygun olmadığını tespit ettiklerini söyledi. İç piyasa kontrolleri artıkça üreticinin sorunlarının da çözüleceğini vurgulayan Fıratlı, üreticilerin de balın kalitesini artırmayı istediklerini kaydetti. Fıratlı ayrıca, laboratuarda çalışmaya başladıktan sonra o güne kadar çocuklarına hiç gerçek bal yedirmediğinin farkına vardığını ifade etti.

"PETEK BALDA NAFTALİN SORUNUN ÇÖZEMİYORUZ"

TEMA Vakfı adına toplantıya katılan Ahmet İnce ise, 55 yıllık arıcılık deneyimi bulunduğunu ve AB standartlarında bal ürettiğini kaydederek, buna rağmen petekteki naftalin sorununa çözüm getiremediğini söyledi. İnce, bal mumlarındaki naftalin dolayısıyla petek ballarda naftalinin yüksek oranda olduğunu ve Türk halkının da dünyada en çok petek bal tüketen toplum olduğuna dikkat çekti. Naftalin sorununa çözüm bulmanın şimdilik çok zor olduğunu belirten İnce, petekli bal üretiminin minimize edilmesi gerektiğini söyledi.

Koruma Kontrol Genel Müdürü Nihat Pakdil de, baldaki naftalin ve ilaç kalıntısını ancak üreticilerin çözebileceğini, bakanlığın ise buna destek verebileceğini dile getirdi.

Bal Kodeksi ve Bal Eylem Planı'nın kendilerinin hareket noktası olduğunu ifade eden Pakdil, "İnsan nüfus kaydının bile tam yapılamadığı bir ülkede biz arı kovanlarını tek tek kayıt altına alıyoruz. İşimiz ne kadar zor düşünün" dedi Türkiye'nin imajını zedelediğini dile getirdi. Boğa, T. Pakdil son 1.5 aydır ihbar ve şüphe üzerine 332 baldan numune aldıklarını ve bunların 273'ünün analizinde 88'inin olumsuz çıktığını kaydetti. Tüketicilerin sağlığını düşünmek zorunda olduklarını belirten Pakdil, "Sonuçta biz de ürünümüzü dışarıda marketten alıyoruz. Nihayetinde biz de tüketiciyiz" diye konuştu. Hükümetin arıcılık ve bal üreticilerini desteklediğini de sözlerine ekleyen Pakdil, "Biz desteklediğimiz bir sektöre art niyetli kişiler tarafından sekte vurulmasına izin vermeyeceğiz" dedi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler