Balaban: Dershanelerin Kapatılması Hukuksal Uyuşmazlıklar Getirecektir

Manisa Özel Dershaneler Eğitim Platformu Temsilcisi Semih Balaban, dershane ve etüt merkezlerinin kapatılması konusunda toplumsal uzlaşma olmadan yapılacak oldubitti düzenlemelerin, beraberinde ulusal ve evrensel bir dizi hukuki uyuşmazlıklar getireceğini söyledi. Şehirde faaliyetine devam eden 66 dershane, Manisa Öğretmenevi’nde düzenlenen basın toplantısında dershanelerin kapatılacak olmasına tepki gösterdi. Platform Temsilcisi Balaban, burada yaptığı konuşmada öncelikle dershanelerin eğitimdeki sıkıntıların sebebi değil, sonucu olduğunu ifade etti. Milli Eğitim müfredatını uygulayan ve takviye kursları veren kanuni kurumlar, okulların rakibi değil destekleyicisi olduğunu kaydetti. Sınavlar devam ettikçe ve Milli Eğitim Bakanlığı okullarında seviye farkı oldukça eğitimdeki fırsat eşitliği adına takviye kurslarının devam etmesi gerektiğinin altını çizen Balaban, sınavlar olmasa bile bilginin ihtiyaç olduğunu söyledi. Meslek lisesi öğrencilerinin okullarda alamadıkları fen ve sosyal bilimler derslerini öğrenebilmesi için dershanelerin gerekli olduğunu belirten Semih Balaban, “Liseyi bitirmiş fakat üniversiteye yerleşememiş öğrencilerin de daha iyi hazırlanması için dershaneler gereklidir. Dershaneler, başarılı öğrencilere sağladığı burslarla bir bölümünü sınavlara ücretsiz hazırlamanın yanında, ihtiyaç sahibi öğrencileri gerek kontenjandan gerekse yönetim kurulunun takdiriyle ücretsiz okutmaktadır.” dedi. Manisa’da bugün sınavlara hazırlanan öğrencilerin yüzde 90’ının dershane takviyesi aldığını aktaran Balaban, şunları kaydetti: “Özel okulların öğrencileri de buna dahildir. Anayasa'nın teşebbüs hürriyetine bağlı olarak ilgili bakanlık onayıyla bu kurumlar faaliyetini sürdürmektedir. Dershaneler kapatılırsa çalışanların mağdur olması, eğitim araç gereçlerinin israf olması, öğrencilerin sınavlara adil bir ortamda hazırlanamaması kabul edilebilir bir durum değildir. Bugüne kadar yararları tartışılmaz olarak kabul edilen dershanelere toplumun her kesiminden talep gelmektedir ve talepler sürmektedir. Bütün bunlar düşünüldükten sonra hâlâ ısrarla kapatılma üzerinde durulup çözüm noktasında görüşme taleplerimiz dikkate alınmıyorsa demokrasi adına nasıl bir açıklama yapılabilir? Demokrasilerde sosyal kurumlar bir ihtiyaçtan doğar ve ihtiyacı karşılamayan kurumlar kendiliğinden ortadan kalkar fakat bu şekilde kapatılacak olması son derece yanlıştır. Neden Bakanlık, eğitim sistemini iyileştirmek yerine özel dershaneleri dışlamak istemektedir? Devlet, iyileştiremediği sistemi içinde özel ders alma gücü olana ayrıcalık tanımış, yoksul halk çocuklarının elinden dershane fırsatını almış olmayacak mıdır? Bekleyen 150-200 bin öğretmeni atayamazken dershane sektörünün istihdam ettiği 100 bin çalışan için hangi istihdam olanağı yaratacaktır? Mevcut özel okulların yüzde 60 kapasiteyle çalıştığı ortadayken dershanelerin okula dönüşümünü tek alternatif olarak sunmak ve kapanmalarına yol açmakla ne elde edilecektir? Bu hukuksuzluğu kamuoyuyla paylaşıyor, Milli Eğitim Bakanlığımız'ı bir kez daha özel dershane sektör temsilcileriyle soruna ortak çözüm bulmaya davet ediyoruz.” Toplumda uzlaşma olmadan yapılacak oldubitti düzenlemelerin, beraberinde ulusal ve evrensel bir dizi hukuki uyuşmazlıklar getireceğinin de altını çizen Balaban, “Bu olası hukuksuzluğa karşı haklarımızı korumak zorunda kalmadan, başta Sayın Başbakanımız'ın gerekeni yapacağına olan inancımızı korumak istiyoruz. Evet son olarak, Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç açıklamasında, ‘Yüreğinizi soğutun.’ demesine rağmen yüreğimiz soğumamıştır. Dershanelerin geleceğiyle ilgili kaygılarımız devam etmektedir. Bunu bir zaman kazanma olarak değerlendiriyoruz, çünkü daha önce de hep bu şekilde oldu. 'Dershanelerin temsilcileriyle görüşeceğiz.' dedikleri halde görüşmediler. Umarız bu sefer öncekiler gibi olmaz.” dedi.