Bugünün aynı zamanda Kutlu Doğum Haftası'nın başlangıcı olduğunu anımsatan Bahçeli, Hz. Muhammed'in 14 asır önce alemlerin üzerine hidayet ışığı gibi doğduğunu ve kutlu tebliğiyle beşeriyetin ahlak, adalet, insaniyet ve merhamet kutbu olduğunu söyledi.
Bahçeli, ''Peygamber efendimizin daha fazla idrak edilmesi, daha çok anlaşılması ve daha da sahiplenilmesi içinde bulunduğumuz çağın problem alanlarını mutlaka azaltacak ve daraltacaktır. Zayıflayan bağların güçlendirilmesi, zaaf geçiren kardeşlik hukukunun ayağa kaldırılması ve dargınlıkların ayrılmaya fırsat vermeden bitirilmesi hem efendimizden aldığımız ilhamla hem de tebliğ ettiği kutlu buyruklarla mümkün olacaktır'' dedi.
''2007'den beri değişik isimlerle anılan sözde darbe planları veya girişimleri Türkiye'nin yakın tarihini fazlasıyla meşgul etmiştir'' ifadesini kullanan Bahçeli, 12 Eylül askeri darbesi ile 28 Şubat sürecine ilişkin soruşturmalarla ''Türkiye'nin, belirli periyotlarla darbe soruşturmalarıyla çalkalanan bir ülke görüntüsüne girdiğini'' öne sürdü.
Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya'nın yargılanmasından hukuki bir sonuç elde edilmesinin çok zor olduğunu ileri süren Bahçeli, ''Biz bunun için 12 Eylül 2010 Referandumu öncesinde ne söylemişsek aynı yerdeyiz, aynı görüşteyiz. Başbakan Erdoğan'ın bizim müdahil olmamızı diline dolayarak, geçmişte kullandığımız sözleri inkar ettiğimiz iması yapmaya kalkışması da fırsatçılıktır ve kötü niyetliliktir. Mahcubiyet yaşadığımızı iddia etmesi hezeyandır. Ve idrak hatırlatması yapması da kendini bilmezliktir'' ifadelerini kullandı.
12 Eylül davasının yeni bir kutuplaşma için tuzak olduğunu savunan Bahçeli, davanın sosyal şiddetin hatırlatılmasının ve özendirilmesinin hazırlığı olduğunu iddia etti.
MHP'nin tertiplere aldanmayacağını belirten Bahçeli, ''Geçmişten kalan heveslerini, yarım kalan hesaplarını AKP yönlendirmesiyle görmeye çalışan marjinal sol grupların da akıllarını başlarını alması gerektiği'' görüşünü savundu.
''Darbeye kim ya da kimler heves ettiyse, bu konuda her neviden plan, proje ve hazırlık içine kimler girdiyse hukuk karşısında hesap vermeleri mutlak anlamda sağlanmalıdır'' diyen Bahçeli, ''12 Eylül'de parlamentoyu kapatanlara, 28 Şubat'ta balans ayarı yaparak suç işleyenlere, 27 Nisan'da siyasete şekil ve yön vermeye çalışanlara hak ettikleri yaptırım uygulanmalıdır'' diye konuştu.
Bu tarihlerde darbecileri kışkırtanlar, işlenen suçlara iştirak edenler; kötü söz ve işkence yapan görevliler hakkında da ihmal edilmeden takibatların başlatılması gerektiğini belirten Bahçeli, ''Darbecilerin iyi ayırt edilmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de zan ve töhmet altına alınmaması'' gerektiğini söyledi.
28 Şubat Soruşturması'nda sonuna kadar gidilmesi gerektiğini dile getiren Bahçeli, ''Yargılamalar adil ve tarafsız bir şekilde sürdürülmelidir'' dedi.
Bahçeli, soruşturmaların sürdürülürken, suçu ispatlanana kadar herkesin masum ve suçsuz olduğunun unutulmaması gerektiğini kaydederek, tüm darbe soruşturmalarının hak kaybına ve adalet zafiyetine uğramaksızın zamanında ve vicdanları sarsmadan sonuçlandırılmasının önemli olduğunu söyledi.
Darbe soruşturma ve kovuşturmalarının zamanlamasıyla ilgili bazı tereddütlerinin bulunduğunu öne süren ifade eden Bahçeli, ''AKP 9 yılı aşkındır iktidardadır. Bu süre zarfında elini tutan, önüne geçen ve kendisine mani olan da olmamıştır. Ve 27 Nisan bildirisi de kendi döneminde vuku bulmuştur. Buna dokunmayan, sır ve gizemini hala koruyan Dolmabahçe görüşmesinden sonra meseleyi kapatan Başbakan Erdoğan'ın bizatihi kendisi olmuştur. Üstelik internetten bildiri yayınlayanlara son model araba tahsis edenin de yine AKP hükümeti olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu Dolmabahçe görüşmesi mutlaka aydınlatılmalıdır'' şeklinde konuştu.