İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 249. duruşmasında Mustafa Balbay, Hurşit Tolon, Hasan Iğsız, Veli Küçük, Hıfzı Çubuklu, Mustafa Balbay, Oktay Yıldırım ve Erkan Önsel'in de aralarında bulunduğu 40 tutuklu sanık hazır bulundu. Konuşma içerikler, duruşmadaki hal ve hareketleri nedeniyle 16 duruşmaya katılmaları yasaklanan Balbay, Özkan, Yıldırım ve Önsel'in, cezaları bitti. Bu sanıkların bugünkü duruşmada yer aldıkları görüldü.
Eski Genelkurmay Başkanı lker Başbuğ, Mehmet Haberal, Levent Ersöz, Doğu Perinçek ve Danıştay saldırısı tetikçisi Avukat Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
Ressam Bedri Baykam ile Tuncay Özkan'ın annesinin de izleyiciler arasında bulunması dikkat çekti. Aynı duruşma salonunda önceki hafta görülen KCK davası nedeniyle tutuklu sanıklar bölümünün daraltılmış olması ve dolayısıyla da izleyici bölümüyle sanık bölümünün arasındaki mesafenin daha da genişlemiş olması, 16 duruşmadır salona gelmeyen sanık Tuncay Özkan'ın dikkatini çekti. Özkan, bu uygulamanın Ergenekon sanıklarını izleyicilerden uzaklaştırmak amaçlı olduğunu düşünerek bu durumu protesto etmek amacıyla izleyicilerle normal ses tonu yerine bağırarak konuştu. Mustafa Balbay'ın ise oldukça sakin olduğu ve düşük bir ses tonuyla yakınları ile konuştuğu gözlendi.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, kimlik yoklamasının ardından gizli tanık Ayaklanma'nın gizli tanık odasında hazır olduğunu ve ifadesine başvuracaklarını açıkladı. Sesi ve görüntüsü bozularak duruşma salonuna aktarılan Ayaklanma, sanıklardan akrabası ya da düşmanı olup olmadığı sorulduğunda kimliğinin açıklanması durumunda düşmanlığının olabileceğini söyledi. Daha sonra da Ayaklanma, ifade vermek yerine daha önce savcılıkta verdiği ifadesinin okunmasını istedi. Ayaklanma, ifadesi okunurken Başkan Özese'nin sorularına da cevap verdi.
Gizli tanık Ayaklanma, "Ecevit Navrus isimli şahıs Gazi Mahallesi'nde oturuyordu. Kahveye geldiğinde herkese selam verirdi. Ecevit, bir gün de bizim masaya geldi, halimizi hatrımızı sordu, içtiğimiz çayların da parasını ödedi. Daha sonraki süreçte Ecevit ile samimi olduk. Cebimize para koyuyordu ve bizi herkese yeğenim diye tanıtıyordu." dedi.
Ecevit Navrus isimli kişiyle 2006'da tanıştığını anlatan gizli tanık Ecevit, "Bizi arabasına alıp gezdiriyordu. Ecevit'in arabasında telsiz gördüm. 'Ağabey sen sivil polis misin?' diye sordum. Bana 'sen beni çözemezsin' diye cevap verdi. Ecevit Nevrus'un sarı bir kimliği vardı. GBT soran polislere hakaret ederek, bu sarı kimliğini gösterirdi. Daha sonra oradan rahatlıkla uzaklaşırdık. Arabasının arka bağajında da uzun namlulu silahlar vardı. Ayrıca üzerinde de silah taşırdı" dedi.
Ecevit, Sedat Peker ve Vedat Peker'den bahsediyordu. Devlet ve millet için birşeyler yapmak gerektiğini söylüyordu. Bir gün bize hain bir teklifte bulundu. Gösteri yapan ve polise molotofkokteyli atan DHKP-C gibi yasadışı terör örgütlerine sokak aralarından ateş etmemizi teklif etti. Ancak ben bu teklifi kabul etmedim." diye konuştu.
Samimi oldukları süreçte Ecevit Navrus isimli şahsın başından geçenleri anlattığını söyleyen gizli tanık Ayaklanma, Ecevit'in, dava sanıklarından Sedat Peker'in Ayvalık'ta bulunan otellerine gidip geldiğini iddia etti.
Bir keresinde sohbet esnasında MİT'le ilgili bir konu açıldığını dile getiren Ayaklanma, “ ‘Ben de onlar da vatan için canımızı veririz’ demişti bana. Askerde de istihbaratçı olarak çalıştığını söylemişti.” ifadelerini kullandı.
Ardından Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, gizli tanığa sanıkları tek tek göstererek tanıdığı birileri olup olmadığını sordu. Sanıklar gösterilirken, kamera emekli Binbaşı Fikret Emek’e çevrildiği sırada gizli tanık Ayaklanma, “Ecevit budur. Bıyıklarını ve saçını uzatmış. Bu odur, çok benziyor.” şeklinde yorumda bulundu. Ardından duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, “Siz Ecevit ile kaç yılları arasında beraber hareket ettiniz?” sorusunu yöneltti. Ayaklanma, Ecevit isimli şahısla 2006 ile 2008 yılları arasında beraber olduklarını anlattı. Mahkeme Başkanı Özese’nin tanığın teşhis ettiği Fikret Emek’in 2007 yılında tutuklandığını dile getirmesi üzerine Ayaklanma, “Görüntüdeki kişi çok benziyor Ecevit’e. Saçı ve bıyığı uzamış gibi geldi. Yok efendim, bu o değil. Karıştırmışım, özür dilerim.” dedi. Bu durum salonda gülüşmelere neden oldu.
(CİHAN)