Bazı hallerde solunum yollarındaki alerji, çeşitli akciğer hastalıkları ve üst yolunum yolu hastalıklarına bağlı olarak balgam üretimi artış gösterebilir.Bu gibi durumlarda üretimi artış gösteren balgam, rahatsızlık verici bir hissiyata sebep olur.
Balgam bazı durumlarda sarı, yeşil, kalın kıvamlı ve köpüklü bir şekilde olabilir. Öksürükle dışarıya atılması mümkün olan balgamın aşırı miktarda üretilmesi bir hastalık belirtisi olabileceğinden problemin çözümü için doktora başvurulması en sağlıklısı olur.
Balgam; vücut tarafından üretilen, kaygan ve lifli yapıda bir mukus çeşididir. Vücut fonksiyonları için oldukça önemli bir yere sahip olan balgam, akciğerlerin ve solunum yollarının nemli kalmasını sağlayan koruyucu bir tabaka oluşturur. Balgam sayesinde toz, duman, virüs ve bakteri gibi tahrip edici nitelikte maddelerin akciğerlere ulaşması engellenir. Enfeksiyonla mücadele edilmesini sağlayan enzim ve antikorlar da balgamın içeriğinde yer alır.
Balgamın içeriğinde su, protein, bazı tuzlar ve antikorlar bulunur. Yapışkan yapısı sayesinde tozları, alerjenleri ve virüsleri yakalayıp hapseden balgam, sağlıklı bir kişide vücut fonksiyonları için yeterli miktarda olduğundan daha az fark edilir. Ancak bir hastalık söz konusu olduğunda vücuttaki balgam miktarı atar, balgamın yapısı kalınlaşıp rengi koyulaşabilir. Bu durumda sinüsler bloke edilir ve öksürük nöbetleri ortaya çıkar.
Solunum yollarındaki epitel hücrelerin üzerinde yer alan titrek tüylerden yutağa kadar mukus taşınmasıyla birlikte balgam oluşur. Solunum yollarının iç yüzeyini kaplayan epitel hücrelerin üzerinde titrek tüyler bulunur. Bu tüylerin dalgalanmasıyla üstlerindeki mukus gırtlağa iletilir. Mukusun üzerine yapışan toz veya diğer maddeler akıntıyla beraber gırtlağa taşınır. Gırtlaktan sonra yutağa ulaşan mukus, balgam halinde vücuttan atılır ya da yutulur.
Balgam, sümüksü bir yapıda olduğu için boğaza yapışarak rahatsızlık verir. Bu durumda ya balgam yutulur ya da tükürülür. Hastalık halinde vücutta üretilen balgam viral enfeksiyon taşıyabilir ve içeriğinde bakteri barındırabilir. Sarı veya yeşil renkteki balgam, viral enfeksiyon ile akciğer veya üst solunum yolu hastalıklarından birine işaret eder. Bu durumda balgamın yutulmasıyla birlikte enfeksiyon mideye iner. Bu bakterilerin mide asidi tarafından yok edilememesi sebebiyle balgamın yutulması sakıncalıdır. Sağlıklı bir insanın balgam yutması ise olağan bir durumdur ve zararsızdır.
Solunum yollarındaki iltihaplar ve enfeksiyonlar nedeniyle vücut, farklı türlerde balgam üretir.
Köpüklü balgam: Jölemsi, berrak ve köpüklü bir görünümü vardır. Seyrek aralıklarla görüldüğünde sorun teşkil etmez ancak kronikleşmesi ciddi bir hastalığın belirtisi olarak kabul edilir. Sigara kullanmak köpüklü balgamın sürekliliğine yol açabilir.
İltihaplı köpüklü balgam: Köpüklü balgamdan farkı berrak yerine bulanık bir görünümde olmasıdır. En sık rastlanan balgam türüdür. Solunum yollarında enfeksiyon olduğunun belirtisidir.
Yapışkan balgam: Balgamda ufak ufak pullar görülür.
İnce balgam: Soğuk algınlığı veya alerji belirtisi olarak değerlendirilir. Buna ek olarak kullanılan bir ilacın yan etkisi ve alerji yapan bir besinin tüketilmesiyle de ortaya çıkabilir.
Kalın balgam: Vücuttaki enfeksiyon ilerledikçe üretilen balgam daha kalın kıvamlı olur. Buna ek olarak kaloriferle ısınan ortamlarda havanın kurumasıyla da ortaya çıkabilir. Ayrıca vücudun tüm gece susuz kalması halinde de kalın balgama rastlanabilir.
Berrak balgam: Balgamın doğal rengi berraktır, miktarının fazla olunması halinde dikkatli olunması gerekir. Viral bronşit, viral zatürre ile polen veya virüsten solunum yollarının arınması için fazla miktarda balgam üretimi gerçekleşiyor olabilir.
Yeşil-sarı renkli balgam: Balgamın rengi sarıdan yeşile doğrudur. Bu renkteki balgam bir enfeksiyonun varlığına işaret eder. Balgamdaki renk yeşil bir hal aldıkça hastalığın şiddetlendiği anlaşılabilir. Bu tür balgam, ayrıca kalın ve yapışkan bir yapıdadır.
Kahverengi balgam: Bakteriyel zatürre, bakteriyel bronşit, akciğer apsesi ve akciğerde toz birikmesine bağlı olarak kahverengi renkte balgam görülür.
Siyah balgam: Siyah balgam kalın ve yapışkan yapıdadır. Sigara, kokain veya kömür tozu gibi maddelerin ciğere uzun süreli çekilmesine ve akciğerdeki mantar enfeksiyonuna bağlı olarak üretilir.
Kırmızı-pembe balgam: Balgamın aldığı bu renk kanın bir tonudur. Verem, akciğer kanseri, zatürre, konjestif kalp yetmezliği ve akciğer tıkanmasının bir belirtisi olarak değerlendirilir.
Kanlı balgam (hemoptizi): Öksürükle birlikte vücuttan atılan balgam ile kan gelmesi sırasında ortaya parlak ve kırmızı renkte bir balgam çıkar. Ancak bu durum, kan tükürmekten farklı olduğu için mide veya burun kanaması yüzünden ağızdan gelen kanla karıştırılmamalıdır. Kanlı balgamın gün içinde kaç defa tekrarladığına ve balgamdaki kan miktarına dikkat edilmesi gerekir. Kanlı balgamın sebebi verem ve akciğer kanseri gibi hayati risk taşıyan hastalıklar olabilir. Ayrıca kalp yetmezliği, kanın pıhtılaşmasının zorlaştığı hastalıklar, zatürre, akciğer apsesi ve kronik bronşitte de kanlı balgam görülür.
Cerahatli balgam: Sadece iltihaptan oluşan ve kirli sarı renkteki balgam türüdür. Akciğer kangreni, akciğer zarı iltihabı, akciğer apsesi ve iki akciğer lobu arasında apse olması halinde cerahatli balgam görülür.
Pas renkli balgam: Zatürre hastalarının akciğerlerinin içindeki hava keseciklerinde bulunan alyuvarlar parçalanır. Bu durum pas renkli balgamın oluşmasına neden olur.
Seröz balgam: Bu balgam türü sulu ve köpüklüdür. Akciğerlerdeki ödem yüzünden oluşur. Kalp yetmezliği durumunda akciğerlerde biriken kan ödeme sebep olur. Bu ödem de hava keseciklerine geçip balgam şeklinde vücuttan atılır.
Mükö balgam: Akut bronşit ve bronşiyal astıma bağlı olarak yumurta akı kıvamında görülen balgam türüdür. İçeriğinde iltihap bulunmaz.
Mukopürülan balgam: Sarı, yeşilimsi renkli ve iltihaplı bir balgam türüdür. Verem, kronik bronşit, akciğer apsesi nedeniyle görülür.
Balgam, solunum yollarının mikrop ve hastalıklara karşı korunması amacıyla üretilir. Balgam sayesinden zararlı maddelerin solunum yolu ile vücuda girişi önlenir ve akciğerlerin oksijenler dolması sağlanır. Sağlıklı bir kişide herhangi bir rahatsızlık hissine sebep olmayan balgamın miktarı, çeşitli hastalıklara bağlı olarak artış gösterir.
1. Astım
Astım hastalarının akciğerleri enfeksiyona, alerjiye ve hava kirliliğine karşı hassastır. Bu hassasiyet solunum yollarının daha kolay iltihap kapmasına ve buna bağlı olarak da vücuttaki balgam üretiminin artmasına sebep olur.
2. Bronşit
Akciğerlere hava ileten ve bronş tüpü olarak adlandırılan solunum borularının iç yüzeyi zarla örtülür. Zarın iltihaplanmasıyla bronşit meydana gelir. Bronşit nedeniyle vücutta üretilen balgam artış gösterir.
3. Bronşiolit
Akciğerlere havayı ileten en küçük hava yollarına bronşiol denir. Bronşioller, virüslere bağlı olarak tıkandığında balgam üretimi artar. Çoğunlukla çocuklarda görülen bir hastalıktır.
4. Verem
Bir bakteri türünün yol açtığı bulaşıcı bir hastalık olan verem dolayısıyla vücutta üretilen balgam artış gösterir. Verem genellikle akciğerler görülür ancak vücudun diğer bölgelerine de yayılabilir.
5. KOAH
Akciğerlerdeki hava keseciklerinin tıkanmasıyla oluşan kronik bir hastalıktır. Bu hastalık sebebiyle yeterince temiz hava alınamadığından kan ve dokulara gerekli miktarda oksijen iletilemez.
6. Akciğer kanseri
Akciğerde normalin dışında büyüyen kötü huylu hücrelere bağlı olarak ortaya çıkan bu kanser türü nedeniyle aşırı miktarda balgam üretilir. Boğazı tahriş edecek şekilde yoğun öksürükle balgam vücuttan dışarı atılır.
7. Akciğer apsesi
Akciğerlerin içinde iltihapla dolu oyukların oluşmasına yol açan bir hastalıktır. Akciğerlerin iltihaplı bir dokuyla çevrelenmesine ve üretilen balgam miktarının artmasına neden olur.
8. Kistik fibroz
Bu hastalıkta, kusurlu bir genin varlığı nedeniyle balgam üretimi artış gösterir. Balgam birikip kalınlaşır ve bakteriyel akciğer enfeksiyonlarının görülmesine uygun ortam hazırlanır.
9. Akciğer tıkanması
Akciğer tıkanması genellikle kanlı balgama neden olur. Ciğerlerde pulmoner arter olarak adlandırılan kısım herhangi bir damarla iletilen kan pıhtısı tarafından tıkandığında pulmoner emboli (akciğer tıkanması) hastalığına yol açar. Bu hastalığa bağlı olarak kanlı balgamın yanı sıra nefes darlığı ve göğüs ağrısı da görülür.
10. Akciğerde toz birikmesi
Akciğerlerde toz birikmesiyle dokuların zarar görmesi sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Çoğunlukla kömür madeni işçilerinde görülür.
11. Konjestif kalp yetmezliği
Kalp yeterli düzeyde vücuda kan pompalayamaz, bu durumda da balgam üretimi artar ve nefes darlığı oluşur.
Balgamın aşırı miktarda üretilmesi halinde sinüsler bloke edilir ve öksürük fazlalaşır. Bununla birlikte belirtiler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Öksürük artışına bağlı olarak boğazın tahriş olması
Boğaz ağrısı
Ciğerlerden hırıltılı ses gelmesi
Göğüs ağrısı ile birlikte göğüste doluluk hissi
Nefes darlığı
Burun tıkanıklığı ile burun akıntısı
Aşırı miktarda üretilen balgamın ortadan kaldırılması için öncelikle; balgama yol açan etmenlerin saptanması gerekir, bunun için balgam kültürü yapılır. Balgam kültürü sayesinde akciğerlerde üretilen balgama herhangi bir bakteriyel enfeksiyonun yol açıp açmadığı incelenir, balgama sebep olan faktör araştırılır. Balgam kültürü ağrısız bir testtir ancak test için gereken miktarda balgam örneğinin alınabilmesi zordur. Yeterli balgam örneğinin alınabilmesi için mukozayı gevşetip öksürmeyi kolaylaştırmak amacıyla bolca sıvı alınması gerekir. Ayrıca buhar solumak da balgamı gevşeten bir yöntemdir.
Balgamın sebebi tespit edildikten sonra doktor tarafından antibiyotik, solunum yolunu tedavi edici veya alerji giderici ilaçların kullanılması uygun görülebilir. Bunlara ek olarak şurup veya hap formundaki balgam söktürücüler de sıklıkla reçete edilir. Balgam söktürücü ilaçlar çoğunlukla toz veya suda eriyen tabletler halindedir. Çocuklar içinse şurup kıvamında olanlar tercih edilir. Bebeklerde balgam görüldüğünde eğer akciğerlerde bir hırıltı mevcutsa doktor tarafından çoğunlukla balgam söktürücüler yerine antibiyotikle tedavi tercih edilir. Bu antibiyotikler sayesinde ciğerlerdeki iltihap kurutulur ve aşırı olan balgam seviyesi normal düzeye iner.
Yetişkinlerde olduğu gibi bebeklerde de alerji, bronşit, astım ve gribe bağlı olarak balgamlı öksürük görülebilir. Ayrıca evcil hayvanlar, evdeki tozlu ortam ve havadaki kuruluk da balgama yol açabilir. Bebeklerde balgamlı öksürüğün tedavisi için öncelikle bebeğe düzenli olarak anne sütü verilmelidir. Bebeğin yaşadığı yer tozdan, kirden arındırılmalıdır. Bebeğin bulunduğu ortamdaki havanın nemli olması bebeğin öksürükle baş etmesine yardımcı olur. Bir ortam nemlendiricisi sayesinde veya ocakta su kaynatarak hava yumuşatılabilir. Bebeğin balgam üretmesini engellemek, mukus salgılarını azaltmak için anne sütü başta olmak üzere bolca sıvı tüketilmesi gerekir. Doktor tavsiyesi dahilinde balgam söktürücü nitelikte antibiyotik de kullanılabilir.
Hamileler, emziren anneler ve ilaç kullanması sakıncalı olan kişiler için, balgamın vücuttan dışarı atılması amacıyla bitkisel yöntemler tercih edilebilir.
Kekik: İçeriğinde bulunan maddeler sayesinde boğazı yumuşatıp temizleyen kekik, çayıyla gargara yapılarak balgam söktürücü olarak kullanılabilir.
Nane: Nane, içeriğinde bulunan mentol sayesinde boğazı ferahlatır, yumuşatır. Balgamlı öksürük nedeniyle tahrip olan göğsün rahatlatılması için boğaza ve göğse sürülen nane yağı oldukça faydalıdır.
Limon: Balgamın yumuşatılmasında oldukça etkili bir doğal kaynak olan limon, aynı zamanda yüksek oranda C vitamini içermesi dolayısıyla da solunum yollarında enfeksiyon oluşumunu engeller.
Zencefil: Zencefil, boğaz ve solunum yolu enfeksiyonlarına karşı oldukça etkili bir bitkidir. Antiviral ve antibakteriyel özellikte bir doğal balgam söktürücüdür. Boğaz ve göğüsteki tıkanıklığı azaltıp nefes darlığının ortadan kalkmasına yardımcı olur.
Zerdeçal: Fazla miktarda balgam üretimine yol açan bakterileri ortadan kaldıran kuvvetli bir antiseptiktir.
Acı biber: Boğazda balgam hissini azaltır ve burun yollarındaki balgamı gevşetir. Biberin uyarıcı özelliği sayesinde öksürmekten kaynaklanan göğüs ağrısı ve tahriş olan boğaz yatıştırılır.
Soğan: Soğan antibiyotik, antienflamatuar ve balgam söktürücü özellikte bir bitkidir. Boğazı rahatlatıp balgamın vücuttan daha kolay bir şekilde atılmasını sağlar. Balgama sebep olan hastalığın daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Haşlanan soğanın suyunu içmek solunum yollarındaki iltihabı söker ve balgamın vücuttan atılmasını sağlar.
Bal: Bal antiseptik, antibakteriyel ve antifungal özellikte bir doğal kaynaktır. Tahriş olan boğazı yatıştırarak balgamın sökülmesini sağlar.
1. Buhar
Buhar solumak, burun kanallarının yumuşatılması ve balgamın sıvı halde tutulmasını sağlar. Böylece balgam vücuttan daha kolay bir şekilde atılabilir. Balgamdan kurtulmak için uygulanabilecek en kolay ve en etkili yöntem buhar terapisidir.
Her gün iki kez yüksek sıcaklıkta buhar elde edilebilecek şekilde banyo yapılabilir. Buharlı banyoda 10 dakika beklemek solunum yollarının yumuşaması için yeterlidir.
Buhar terapisi için diğer yöntem ise büyük bir kaba koyulan sıcak suyun 5-10 dakika boyunca solunmasıdır. Bu sayede akciğerlerdeki salgılar yumuşar ve balgam daha kolay sökülür. Bu yöntem günde birkaç defa uygulanabilir.
2. Gargara
Günde birkaç kez tuzlu sıcak suyla gargara yapmak, evde uygulanabilecek balgam söktürücü yöntemlerden bir diğeridir. Sıcak suyla boğaz yatıştırılırken tuz sayesinde de enfeksiyona yol açan bakteriler yok edilir. Böylece balgam üretimi de azaltılabilir.
3. Sıcak kompres
Sıcak kompres sayesinde balgamın yumuşayıp burun dışına akması sağlanır.
Bunun için küçük bir havlu kaynar suyla ıslatılır. Havlu gözler, burun ve yanakların üstüne koyulup 3 dakika bekletilir. Bu işlem günde 2 veya 3 kez tekrarlanabilir.
4. Tavuk suyu çorbası
Tavuk suyu çorbası sayesinde solunum yolları nemlendirilir, boğaz yatıştırılır ve balgamın sıvılaşması sağlanır.
Balgamın söktürülmesi için günde 2 veya 3 defa sıcak tavuk suyu çorbası içilebilir. Çorbaya zencefil ve sarımsak eklemek faydalarını daha da artırır.
5. Uçucu yağlar
Antimikrobiyal özellikteki uçucu yağlar, balgamın vücuttan dışarıya atılması için sıklıkla tercih edilir. Özellikte okaliptüs, çay ağacı, lavanta, papatya, biberiye ve fesleğen gibi bitkilerden elde edilen uçucu yağlardan bu konuda faydalanılabilir.