Balıkesir Belediye Başkanı Ok: Dershane Kapatmanın Akılla Mantıkla Izahı Yok

Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok, dershanelerin kapatılmasının son derece haksız ve hukuksuz bir uygulama olduğunu söyledi. Ok, "Köyde yaşayan bir ailenin çocuğuyum. Eğer dershaneler olmasıydı, bugün üniversiteyi bitirememiş olacaktım. Eğer dershanelerle ilgili bir problem varsa devleti temsil eden hükümetimiz de bu eksiklikleri gidermek durumundadır. Oysa ne yapıyorlar? Kökten kapatıyorlar. Bu bir defa akılla, bilimle ve mantıkla bir izahı yok." dedi. Emekli öğretmen olan Başkan Ok, ömrünün eğitim öğretimin içerisinde geçtiğini belirterek, kendisini eğitim camiasının bir ferdi olarak gördüğünü bildirdi. Eğitim kadar Türkiye için, gelecek için önemli bir konu olmadığına inandığına dikkat çeken Ok, yaşama hakkından sonra eğitim öğretim hakkının geldiğine inandığını vurguladı. Kendisinin aynı zamanda bir veli ve baba olduğunu hatırlatan İsmail Ok, "Dolayısıyla dershanelerin kapatılması son derece yanlış, haksız ve hattâ hukuksuz bir uygulama. Neden yanlış? Tarım meslek lisesi mezunuyum. Eğer dershaneler olmasaydı bugün üniversiteyi bitirememiş olacaktım. Köyde yaşayan bir ailenin çocuğuyum. Beni annemin, babamın yönlendirmesi mümkün değildi. Farz edelim ki annem, babam beni yönlendirdi; 17-18 yaşına, yani lise son sınıfa geldiğimde fikrimi değiştirmiş olabilirdim. Bu sefer dershaneler olmasaydı, eğitimde fırsat eşitliği adına üniversiteye ve gönlümde yatan okula gitme imkânı bulamayacaktım. Param olsa da bu imkânı bulamayacaktım." şeklinde konuştu. Hastanelerle ilgili bir eleştiri getirilecek olsa yüzlerce madde sayabileceğini belirten Ok, ancak hastaneleri kapatmanın kimsenin aklına gelmediğini söyledi. Devletin görevinin, hastanenin yanlışlıklarını ve eksikliklerini düzeltmek olduğunu aktardı: " Okullarda görülen bazı eksikliklerden dolayı dershane ihtiyacı da gitmeyecek. Dolayısıyla dershaneleri kapatmakla insanların eğitim öğretim hakkında fırsat eşitliğini sağlama çabasına en büyük darbeyi vuruyorsun. Dershaneler, gerçekten zeki ancak maddi durumu olmayan bu tür çocuklara zaten bedava bu fırsatı veriyorlar. Onun için ileri sürdükleri bu tez de doğru değil. Şu anda eğitim sistemindeki yanlışlıklar ve tıkanıklıklar yüzünden dershaneye ve özel derse ihtiyacın olduğu bir gerçek." Kapanırsa, şu anda vergisini veren dershaneler yerine vergisini ödemeyen, kaçak, evlerde, üç beş kişilik dairelerde dershanecilik başlayacağı uyarısında bulunan Balıkesir Belediye Başkanı, özel derslerin de artacağını savundu: "Parası olmayan ne yapacak? Zor da olsa çocuklarına dershane fırsatı veren aileler, bundan mahrum kalacak. Gerçekten zeki, başarılı olan ve ailelerinin maddi durumu iyi olmayan çocuklara, bütün dershaneler kucak açıyor. İleri sürülen tezlerin hiçbirisi doğru değil." Dershaneye ve özel okula karşı olmadığını belirten Başkan Ok, "Çocuklarımın devlet okullarında yetişmesini istiyorum ama bu hükümetin yanlış politikaları yüzünden, oğlumu geçen yıl özel okula göndermek zorunda kaldım. Eğitim sitemine o kadar müdahale edildi ki insanlar çaresiz durumda. İnsanlar, eğitimde uygulanan yanlış politikalar nedeniyle ne yapacağını bilemiyor. Hükümetin dershaneler hakkında şu anda ileri sürdüğü görüşler doğru değil. Eğer birileriyle problemin varsa çık bunu açıkça söyle. Eğitimde onca sorun varken sanki bir tek problem dershaneymiş gibi dershanelere savaş açmak, akıl kârı ve bu çağda izah edilebilecek bir şey değil. Hani serbest ekonomi var, hani piyasa ekonomisi var? Öyle bir eğitim sistem getirirsin ki insanların dershaneye gitme ihtiyacı ortadan kalkar. Sözde demokrasi, sözde insan hakları ve sözde eğitimde fırsat eşitliği adına bunu izah edemezsiniz. Bu ancak tek parti, totaliter, baskıcı, antidemokratik rejimlerde görülür." Dershanelerin 28 Şubat döneminde zarar gördüğüne kendisinin de katıldığını belirten İsmail Ok, "Biz de zarar gördük. Şu anda bu zihniyet, bu hükümet, kendilerinden olmayanlara 28 Şubat döneminden daha fazla zulmediyor. Bunu Allah'a iman ettiğim kadar inanarak söylüyorum. Kendinden olmayan, iyi insan olması önemli değil, bu memlekete, bu millete, insanlığa faydalı olması hiç önemli değil, onların katında bir şey ifade etmiyor. Kendinden değilse yok edilmeli, her türlü zulme uğramalı. Dolayısıyla bu anlayış, son derece tehlikeli ve son derece yıkıcıdır. Bunların bu anlayıştan kurtulması lazım, yoksa bu millet de zaten bunlara gereğini yapar. Hem demokrasi deyip hem de antidemokratik uygulamalar, 'Ben ne dersem o olur. Benim dediğim doğrudur, benim çaldığım düdüktür.', böyle bir şey yok. Bu ne demokrasiye ne de insan haklarına uymaz." değerlendirmesinde bulundu.