Araştırmanın Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji, Nöroloji, Nöroşirürji ve Dahiliye kliniklerinde tedavi gören ve yatak yarası bulunan 26 hasta üzerinde gerçekleştirildiğini açıklayan Araştırma Görevlisi Güneş, yatak yaralarının (bası ülserleri) uzun süreli basınç, tahriş veya sürtünme sonucunda deri ve deri altı dokularda oluşan herhangi bir lokal hasar olarak tanımlandığını söyledi. Yatak yaralarının hasta, sağlık çalışanları ve toplum için büyük bir problem olduğunu ifade eden Güneş, "Yapılan çalışmalarda yatak yaralarının oluşma oranı cerrahi hastalarında yüzde 12-66, kardiyak cerrahi hastalarında yüzde 17-27, yoğun bakım hastalarında yüzde 17-56 ve hastaneye yatan yaşlılarda yüzde 20-30 arasında olduğu bildirilmiştir" dedi.
Bugüne kadar yatak yaralarını tedavi etmeye yönelik yumurta akı ve oksijen uygulaması, buz uygulaması, insülin gibi çeşitli yöntemler denendiğini açıklayan Güneş, "Günümüzde de artık bazı hastalıkların tedavisinde geleneksel tıptan yararlanılmaktadır. Bal uygulaması da geleneksel tıpta en başarılı sonuçlara ulaşılan uygulamalardan biridir. Balın tıp alanında kullanımı çok eskilere dayanmaktadır. Enfekte yaralarda kullanıldığında balın çok etkili olduğu görülmüştür. Balın enfekte yaraları temizlemede başarılı olduğu ve bal pansumanı kullanarak bir hafta içinde yaraların steril hale geldiği görülmüştür" diye konuştu.
Bal pansumanının enfekte yaradan kaynaklanan kokuları azalttığını kaydeden Güneş, "Gerçekleştirilen çalışmalarda balın hiçbir yan etkisi olmadığı bildirilmiştir. Bal binlerce yıldır herhangi bir alerji ve yan etkiye neden olmaksızın yaralar üzerinde kullanılmaktadır. Balın bütün bu üstünlüklerine ilaveten, aynı zamanda bütün toplumlarda kolay bulunabilir olması, antibiyotik ve pahalı pansumanlarla karşılaştırıldığında iyileşme süresini kısaltarak tedavi maliyetini de düşürmesi, balın yara tedavisinde ilk seçenek olarak düşünülmesi gerektiğini ortaya koymaktadır" şeklinde konuştu.
Bal pansumanının yatak yaralarının iyileşme sürelerini kısalttığını belirten Güneş, "Hastaların yaşam kalitesini yükselterek, hastanede yatma süresi, bakımın maliyeti ve hemşirenin iş yükünü azaltmada önemli rol oynamaktadır" dedi.