HABER

Balın sahte olduğunu sadece laboratuvarda anlamak mümkün

Uzmanlar, sahte balın renginden, kokusundan ya da kıvamından anlaşılamayacağı uyarısı yaptı - İstanbul Bal Üreticileri Birliği Başkanı Yalçın Sezer: - "Tüketiciler, yönetmeliğe göre paketlenmiş ve 'Tarım ve Orman Bakanlığının izniyle üretilmiştir' etiketi taşıyan ürünlere güvenmeli" - Yüksek Kimyager Mehtap Keskin Evcimen: - "Tüketicinin gerçek bal ve sahte bal arasındaki farkı anlaması tadından, kokusundan, görünüşünden, kıvamından mümkün değil. Bu ancak gıda kontrol laboratuvarlarındaki gelişmiş analizlerle mümkündür"

İSTANBUL (AA) - KAAN BOZDOĞAN - Uzmanlar, tağşiş balın renginden, kıvamından, kokusundan, kristalleşmesinden ya da tadından anlaşılamayacağını, bu durumun sadece laboratuvar ortamında yapılacak analizlerle tespit edilebileceği uyarısını yaptı.

Türkiye'den birçok ülkeye ihraç edilen, gıdadan ilaç sanayisine kadar farklı alanlarda kullanılan bal, sofraların vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alıyor.

İçerdiği mineral ve vitaminlerle vücuda faydaları kanıtlanmış bal, merdiven altı üretimlerle insan sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Bal alırken sahte ya da gerçek olduğunu anlamakta güçlük çeken tüketiciler, kimi zaman içerisine katkı maddesi katılan hileli ürünlerle karşılaşabiliyor.

"Balın sahte olduğu nasıl anlaşılır?" sorusunu yanıtlayan uzmanlar, bal konusunda doğru bilinen yanlışlara açıklık getirdi.

İstanbul Bal Üreticileri Birliği Başkanı Yalçın Sezer, AA muhabirine, gerçek balın renginden, kokusundan ya da kıvamından anlaşılamayacağını, tağşişin ancak laboratuvarda yapılacak analizlerle ortaya çıkabileceğini söyledi.

Sezer, kaliteli bal arayışında olan tüketicilerin, yönetmeliğe göre paketlenmiş ve "Tarım ve Orman Bakanlığının izniyle üretilmiştir" yazılı etiket taşıyan ürünlere güven duyması gerektiğini, bakanlığın, tespiti halinde, tağşiş bal üreticilerine yüksek oranlarda cezai müeyyide uyguladığını belirterek sahte balın haksız rekabet ortamından öte sağlığı olumsuz etkilediğine dikkati çekti.

Balın çokça çeşidinin bulunduğunu, "çam" balı, "kestane" balı gibi her balın içeriğindeki nektar türünün yoğunluğuna göre isimlendirildiğini anlatan Sezer, Türkiye'de yüzde 35'i endemik 15 bin bitki türü bulunduğunu, bu durumun Türkiye'de üretilen her balı kaliteli ve özel kıldığını vurguladı.

- "Geçen yıl bal üretimimiz 110 bin tondu"

Sezer, "Mesela dünya üzerinde çok nam salmış 'Manuka Balı' diye isimlendirilen bir medikal bal bulunmakta. Bunun yaklaşık 250 gramı 80 avroya satılıyor. Oysa ülkemizde kestane, meşe, maydanoz balı gibi balların antioksidan içeriği açısından Manuka balından çok daha kıymetli ballar olduğu açıkça ortaya konulmuştur." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin arılı kovan sayısı bakımından dünyada Çin'den sonra ikinci sırada yer aldığına değinen Sezer, "Üretim noktasında da dünya üzerinde zaman zaman ikinci, zaman zaman yedinci sıralara denk düşüyoruz. Ülkemiz coğrafi yapısı ve iklimsel özellikleri bakımından bal üretmeye çok uygun bir yerdir. Geçen yıl bal üretimimiz 110 bin tondu." dedi.

- "Kristalize olan 'sahtedir' diyemeyiz"

A&T Gıda Kontrol Laboratuvarı Müdürü Yüksek Kimyager Mehtap Keskin Evcimen de sahte balın çeşitli yollarla kolayca üretilerek piyasaya sürülebildiğini, balın, tağşişe çok açık bir gıda maddesi olduğuna vurgu yaptı.

"Örneğin fruktoz-glukoz şurubu gibi şeker şuruplarına, bal aroması, enzimler, renklendiriciler katılarak 'arısız bal' üretilebiliyor." diyen Evcimen, katkı maddeleriyle arısız üretilen balın besleyicilikten uzak olduğunun altını çizdi.

Birçok üründe olduğu gibi balda da Tarım ve Orman Bakanlığının yayınladığı tebliğdeki analizlerin hepsini gerçekleştirdiklerini aktaran Evcimen, "Balın kalite kriterlerini, fiziksel ve kimyasal özelliklerini anlayabileceğimiz bütün testleri yapıyoruz." diye konuştu.

Tüketicilerin analiz yaptırmadan balın sahte veya gerçek olduğu kanaatine varılamayacağına işaret eden Evcimen, "Tüketicinin gerçek bal ve sahte bal arasındaki farkı anlaması tadından, kokusundan, görünüşünden, kıvamından mümkün değil. Bu ancak gıda kontrol laboratuvarlarındaki gelişmiş analizlerle mümkündür." değerlendirmesini yaptı.

Evcimen, talep ettikleri takdirde tüketicilerin, ballarını Tarım ve Orman Bakanlığından yetki almış gıda kontrol laboratuvarlarında analiz ettirebileceklerini dile getirdi.

Balın yapısında yüzde 80 oranında şeker bulunduğuna dikkati çeken Evcimen, şöyle konuştu:

"Yapısındaki şekerin zamanla doygunluğa ulaşıp içindeki sudan ayrılıp küçük kristaller şeklinde çökmesine 'kristalizasyon' ya da 'şekerlenme' diyoruz. Bu balda oluşabilecek çok doğal bir süreç. Kristalize olan bal 'kesinlikle sahtedir' diyemeyiz, fakat kristalize olan bala 'gerçek baldır' da diyemeyiz. Akışkan bala da 'gerçek ya da sahte bal' diyemeyiz. Bu bir gösterge değildir."

- "Arı kovanlarının önüne şeker şurubu ya da şeker konulabiliyor"

Gerçek balın fiyatının pahalı olduğunu hatırlatan Evcimen, şöyle devam etti:

"Çok düşük fiyata gerçek bal satın almanız mümkün değil, çünkü bal, arıların bitkilerden elde ettiği zahmetli bir iş. Dolayısıyla şeker şurubunun tatlandırılıp, aromalandırılıp satılmasıyla gerçek bal arasında tabii ki fiyat farkı var. Bir de şöyle bir durum var. Arı kovanlarının önüne şeker şurubu ya da şeker konulabiliyor. Burada yine bal arılara ürettiriliyor ama gerçek bal değil yine. Çünkü çiçeklerden gelen nektarları içermiyor. Buna da 'sahte bal' diyebiliriz."

Tüketicilerin, şüphelendikleri ürünlerle ilgili Tarım ve Orman Bakanlığının ALO 174 Gıda Hattını arayarak şikayette bulunabileceğini belirten Evcimen, sözlerini, "ALO 174'ü aradığınızda şikayetiniz değerlendiriliyor ve bakanlık elinizdeki balı üreten firmaya denetim gerçekleştiriyor." diye tamamladı.

En Çok Aranan Haberler