“balkanlar Türkiye’nin Ab’ye Açılan Kapısı”

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Balkanlarla derin ve tarihi bağlara sahip olan Türkiye’nin bu coğrafyaya ilgi duyması kadar normal bir şey olmayacağını belirterek, “Balkanlar Türkiye için AB'ye açılan kapıdır. Oradaki insanların refahını istiyoruz” dedi.

RUMELİSİAD tarafından Merinos AKKM’de düzenlenen Uluslararası Balkan Ekonomi Zirvesi, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kosova Başbakan Yardımcısı ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mimoza Kusari Lila’nın iştirakiyle başladı. Balkan ve Türk iş dünyasını buluşturan programda konuşan Bülent Arınç, Bursa’nın Balkanlar ile gönülden bütünleştiğini söyledi. Arınç, “Balkanlar dış politikamızda çok özel bir yere sahip. Balkanlar modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk yıllardan bu yana öncelikli alan olmuştur. Türkiye’nin Balkanlara yönelik politikası, ortak bir tarih ve müşterek bir vizyon temelinde şekillendi. Balkanlarla uzun ve ortak bir tarihe sahibiz. Her zaman güzel unsurlar da aklımıza gelmiyor. Husumet, savaş ve kan gözyaşı da var. Bugün o bölgede söylenen türküler ve pişen yemekler, aletlerin isimleri, atasözleri aynı veya benzerse bu ortak tarihin eseridir. Halklarımız kaynaştı. Kültürlerimiz bir arada harmanlaştı. Balkan Ekonomi Zirvesi, Balkan Savaşlarının 100. yılı sebebiyle önemli bir organizasyondur” dedi.

“BALKANLAR TÜRKİYE’NİN AB’YE AÇILAN KAPISIDIR”

Türkiye topraklarının yüzde 3’ünün Balkan yarımadasında olduğunu dile getiren Arınç, “Bugün iki Balkan ülkesi sınırlarımızı paylaşıyoruz. Bu sınırlar aynı zamanda Türkiye’nin AB çıkışının da kapısıdır. Ticaret yolları buradan geçmekte. Bölgede oluşan istikrarsızlık Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de dalgalanmalara sebep olabilir. Bu coğrafyada kalıcı barış ve istikrarın sağlanması, küresel anlamda büyük önem taşıyor. Balkan ülkelerinin AB üyelik perspektifini destekliyoruz. NATO üyeliğini de en büyük destekçisiyiz” diye konuştu.

“BALKANLARLA İŞ BİRLİĞİMİZİ ARTIRMALIYIZ”

Yapılan araştırmaya göre, Türkiye’de 20 milyona Balkan kökenli vatandaş bulunduğunu dile getiren Arınç şöyle devam etti:

“Bunun önemli bir kısmı Bursa ve civarında yaşıyor. 2 milyon Türk de Balkanlarda yaşıyor. Bu etkileşimin nasıl fırsata düştüğü bizlerin ve sizlerin elindedir. Balkanlar ile ticari ve ekonomik ilişkilerimiz gelişmesi Türkiye için sadece tarihten kaynaklanan eğilimi, bu ülkede oluşan pazarlardan yararlanma yaklaşımı öncelikli değildir. Balkan ülkelerin toplam nüfusu 70 milyon. GSYH toplamı 2011 yılında 762 milyar dolardır. Bu ülkelerin dış ticaretine bakarsak 2011 yılında ihracatlarının toplamı 184 milyar dolar. İthalat ise 265 milyar dolar. 2011 yılında bölge ülkelerin ihracat hacmi 450 milyar dolara yakındır. Balkan ülkeleri fırsatlarla dolu. Büyük potansiyeli olan pazar olarak da karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin dış ticaretinde Balkanlar'ın payı hala az. 2002 yılında 3,5 miyar dolar olan ihracat hacmi 2011 yılında 18 milyar dolara ulaştı. Aynı şekilde 2002 yılında Balkan ülkelerinden bizim ithalatımız 1,5 milyar dolar iken bu rakam 2011 yılında 7 katlı artışla 10 milyar doları buldu. Türk işadamlarının Balkanlara olan ilgisi her geçen gün artıyor. 10 bin işadamı bölgede faaliyet gösteriyor. Ülkemizde bulunan Balkan menşeli firma sayısı bin 400’ü aştı. Türkiye Balkan ülkelerle bir çoğuyla vizeyi kaldırdı" şeklinde konuştu.

Türkiye’nin Balkanların meselelerini en iyi yaşayan ve halkların inancını en iyi anlayan ülke olduğunu belirten Arınç, hükümet olarak kalkınma ajansları aracılığıyla 2011 yılında 1 milyar 273 milyon dolar yurt dışına yardımda bulunduklarını vurguladı. Arınç, “Devlet yapılanmasının güçlenmesini, bölgesel istikrar açısından önemli ve gerekli olduğuna inanıyoruz. 2002 yılında yurt dışı kalkınma yardımları 85 milyar dolar iken bu rakam hükümetim sayesinde 2011 yılında 1 milyar 273 milyon dolara ulaştı. Biz Türkiye olarak bu yardımları her yıl başta Balkan ülkesi olmak üzere Orta Doğu ve diğer bazı ülkelerde kalkınma ajansları marifetiyle yönlendiriyoruz. Barış, kardeşlik ortamında katkı sağlamaktayız. 2007 yılında kurulan Yunus Emre Vakıfı ile 25 kültür merkezimizden 10’u Balkanlar’da yer almakta. Bu bizim milletimizin Balkanlar'a yönelik ilgisini farklı bir sonucudur. Balkanlar'la bu kadar derin ve tarihi bağlara sahip olan Türkiye’nin bu coğrafyaya ilgi duyması kadar normal bir şey olamaz. Oradaki insanların refahını istiyoruz. Buraların başarıları ve geleceği ortaktır. Türkiye balkanların barışın ve refahın güvenin merkezi olmak görmek istiyoruz. Acıları geride bırakan geleceğini birlik ve istikrarla oluşturmak isteyen Balkanları arzulamaktayız” diye konuştu

"KENDİ ÜLKEMDEYİM SANKİ"

Kosova Başbakan Yardımcısı, Sanayi ve Ticaret Bakanı Mimoza Kusari Lila ise mayıs ayında ilk kez Bursa’ya geldiğini hatırlatarak, “O zaman Kosova’nın da Bursa gibi sanayide gelişmesini istemiştim. Türkiye ile Kosova arasındaki ilişkiler bizim için çok önemli. Türk şirketleri çok önemli iki büyük projeye katılıyor. Ticaret ilişkilerimiz arasında gittikçe büyüyor. 2007’den 2011 yılına kadar Türkiye’nin Kosova’ya 100 milyon dolardan 200 milyon dolara çıktı. Türkiye’den yapılan ithalatın toplam ithalatımızın yüzde 7.4 olduğunu söylemeliyim. Tabii bu gittikçe bu artacak. Serbest Ticaret Anlaşması’nın da sonuçlanmasıyla çok ciddi artış kaydedecek. Şimdi kalkınma ve gelişme zamanı. Buraya geldiğim zaman kendi ülkemdeymiş gibi hissediyorum kendimi. Hükümet olarak yeni bir devlet olarak liberal piyasa sisteminin yerleşmesini kabul etmiştik. Hem IMF, hem Dünya Bankası’nın üyesiyiz. Kosova Balkanlar’da yüzde 4’lük bir ekonomik büyüme ile büyüme gerçekleştiren tek ülke olacak. Daha fazlasını yapmamız lazım. Yönümüzü hem Avrupa’ya, hem tüm bölge ülkelerine döndük. Türk şirketlerle bizim şirketler arasında önemli görüşmeler gerçekleşecek” dedi.

Bursa Valisi Şahabettin Harput, Türkiye’nin Rumeli’ye yeniden ‘merhaba’ dediğini belirterek, ortak bir tarihi paylaşan iki bölgenin birbirinden ayrılamayacağını söyledi.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Türkiye ile Balkanların her zaman ortak hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Altepe, “Türkiye arasında bu işbirliklerin görüşülmesi çok anlamlı. Balkanlar ile uzun yıllar uzak kaldık. Aramızda soğukluklar oluştu. Bu arayı kapatmak istedik. Balkanlar, stratejik bir bölge. Tüm dünya devletleri için hassas bir bölge. Devletimiz tarafından yapılan çalışmalarla son 9 yıldır önemli adımlar attık. Tüm imkanlarımızla Balkanlar ile irtibat kurmaya yerel yönetimler olarak gayret gösteriyoruz” dedi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkanı Celal Sönmez, Türkiye’nin batıya açılan kapısı olan Balkanlar’daki fırsatı tam kullanamadığını söyledi. “Henüz kendi aramızdaki ticareti rayına oturmuş değil” diyen Sönmez, şöyle devam etti:

“Balkanlar bir türlü kabuğunu kırıp zengin olamadıkları için mutsuzlar. Fransa ile Almanya’da kişi başı milli gelir 44 bin dolar iken, Bulgaristan’da bu rakam 6 bin, Arnavutlukta 4 Kosova’da 3 bin dolardır. Balkanlar, 21. yüzyılın barışı ve istikrar adası olmalı. Buradaki potansiyelin kullanılmadığını görüyoruz. Bölgede ortalamanın üzerinde büyüyecek tek ülke Balkan ülkeleri için mevcut kısır döngüyü kıracak yeni yaklaşım şart. Türkiye 2001 yılından sonra faturayı ödedi. Küresel krizden en hızlı çıkan ülke biziz. Şu an sağlam adımlarla ilerliyoruz. Türkiye bu değişime adapte olmak için büyük efor harcıyor. Balkan ülkelerindeki ticaret, 17 milyar doların üzerinde. Toplam ihracatın yüzde 5,5. Bu kabullenilemez. Geleceğimiz için bugün karar vermeliyiz.”

RUMELİSİAD Başkanı Mustafa Kırcı, Balkanlar ile Türkiye arasındaki ilişkilerin her zaman geliştiğini söyledi. Kırcı, “Bu zirvenin önemli bir başlangıç olmasını istiyoruz. Artık geçmişi, savaşları ve hüzünleri değil, ekonomik işbirliklerini, yeni yatırımları ve istihdamı konuşmak istiyoruz” dedi.

UİB Koordinatör Başkanı Orhan Gençoğlu, 30 bin üretici ve 3 bin 500 ihracatçı firmanın olduğu Bursa’nın Türkiye ekonomisinde ‘Detroit’ görevini üstlendiğini söyledi.

Programa Vali Şahabettin Harput, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, BTSO Başkanı Celal Sönmez, Bursa milletvekilleri, kamu kurum temsilcileri ile işadamları katıldı. Programın sonunda protokol üyelerine verdikleri destekten dolayı temsili kupa verildi.