Balyoz davasında tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasına devam ediliyor. Sanıklar Kasım Erdem ve Kemal Dinçer, seminere katılmadıkları gibi seminer ile ilgi bir çalışma yapmadıklarını ve çalışma yapılması için bir talimat vermediklerini öne sürdü.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Balyoz davasının 33. duruşmasında eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 140 tutuklu sanık ile 14 tutuksuz sanık hazır bulundu. Henüz resmi sonuçlar açıklanmasa da resmi olmayan sonuçlara göre MHP'den milletvekili seçilen Engin Alan da tutuklu sanıklar arasında yer aldı. Hakkında yakalama kararı bulunan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun, emekli Kurmay Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık ve 19 tutuksuz sanık ise duruşmaya gelmedi.
Tutuklu sanıklardan Bekir Memiş, dünkü duruşmada üye hakim Murat Üründü'nün, isnini kullanarak, "Bekir Memiş itiraf etti' dedi. Ben neyi itiraf ettim? İtiraf ettiğimin ne olduğunu açıklarsa yanlış anlaşılmaların önüne geçileceğini düşünüyorum." dedi. Bunun üzerine hakim Üründü de, "Bunda yanlış anlaşılacak birşey yok. 'Bekir Memiş savunmasında, sunumda bir kısım belediye başkanı ve imam hatip lisesi müdürünü görevden alınacağı ifadesinin kullanıldığını, ayrıca gerçek kişi isimlerine yer verildiğini kabul etti' dedi. Ben orada bu ifadeyi kullandığınızı söyledim. Herhangi bir yanlış anlama yok." şeklinde açıklama yaptı.
Daha sonra da üye hakim Ali Efendi Peksak, çapraz sorgusu dünkü oturumda tamamlanan sanık Kasım Erdem'e bir sorusu olduğunu söyledi. Peksak, "İfadenizde 3. Kolordu Komutanının yaptığı sunumu sizin hazırladığınızı söylediniz. Oysa sorgu hakimliğinde Ergin Saygun'un yaptığı sunumdan haberiniz olmadığını söylediniz. O dönem Ergin Saygun 3. Kolordu Komutanı değil miydi? Ayrıca dünkü ifadenizden yola çıkarak Ergin Saygun'un sunumunu siz mi hazırladınız?" diye sordu. Sanık Erdem, sorgu hakimliğinde kendisine Ergin Saygun'un sunumuyla alakalı olarak bazı şekiller ve şablonlar gösterildiğini ve bunlardan haberi olmadığını söyledi. Saygun, "Savunmamda ise Yunanistan konusu ile alakalı hazırladığım 38 sayfalık sunumu Kolurdu Komutanının yaptığını söyledim. Doğrudur. Ancak şekillerden oluşan ve iç tehditle alakalı olan bölümden benim haberim yoktu. Ergin Saygun'un sunumunun bu bölümünü de Albay Tatlı hazırlamış." şeklinde cevap verdi.
Tutuklu sanıklardan Kemal Dinçer, savunmasında seminere katılmadığını, seminer için çalışma yapılması konusunda da herhangi bir sorumluluğu olmadığını öne sürdü. Bu konuda hiç kimseye emir vermediğini de savunan Dinçer, "Bu kadar yalan ve düzmece belge içerisinden hakikati bulabileceğinizden kuşkum var. Bir insanı kurtarak dünyayı kurtarmış gibidir. Dilsiz şeytan olmaya değer mi? Sizden tek isteğim; tahliyeme karar vermeniz." diye konuştu. Üye hakim Ali Efendi Peksak, savunmasında geçen 'Şeytan olmaya değer mi?' sözünün ne amaçla söylendiğini sorarak daha anlaşılır bir şekilde açıklama yapmasını istedi. Sanık Dinçer ise, "O zaman görevli olup da şu anda burada olmayan komutanlar, daha doğrusu generaller var. Bilgisi olanları varsa gelip söylemeleri için böyle söyledim." açıklamasını yaptı.
Hakim Peksak, "İç ve dış tehditler konusunda sizden haber toplama planı ya da çalışması istendi mi? Sizin sorumluluğunuzda ya da alt birimlerde böyle bir çalışma yapılıp yapılmadığı sonusunda bilgi sahibi misiniz?" diye sordu. Sanık Dinçer ise bu konu ile ilgili bir çalışma yapmadığı gibi herhangi bir çalışma yapıldığı konusunda da bilgisi olmadığını söyledi.
Hakim Peksak, "O dönem Zırhlı Tugay Komutanlığı Kurmay Başkanı olarak görev yaptınız. Seminere dair hazırlanan belgelerin tugaya ait kozmik odaya konulmasına siz mi onay verdiniz?" diye sordu. Dinçer, izin verdiğini ancak belgelerin içeriğine ilişkin bilgiye sahip olmadığını söyledi.
Tutuklu sanık Tuğgeneral Hakan Akkoç ise, seminerin yapıldığı dönem yurt dışında görevli olduğunu, seminere katılım ve seminer için bir çalışma yapılması konusunda kimseden emir almadığını ve kimseye de emir vermediğini söyledi. Akkoç, "Haklı olanı güçlü kılamadığımız için güçlü olanı mı haklı kılmaya çalışıyoruz. Bana iftira atanlara o kadar uzun ömür diliyorum ki, yaşadıkları her anın da ızdırap içinde geçmesini diliyorum." dedi.
Albay İkrami Özturan da, kendisini haksız ve hukuksuz olarak tutuklanmış bir subay olarak tanımlayarak kendisiyle birlikte yargılanan diğer subaylar için “El birliğiyle vatanında esir düşürülmüş askerler.” tanımlamasını kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz