Tümgeneral Yalçın Ergül, ''Sıkıyönetimin ilanıyla birlikte 1. Ordu sorumluluk sahasında bulunan alışveriş merkezlerinin kontrol ve denetiminden sorumlu olarak belirlendiği, alışveriş merkezlerinin kontrolü ve denetiminin nasıl sağlanacağına ilişkin belgeyi hazırladığı'' iddialarına değindi.
Dava klasöründeki belgelere göre alışveriş merkezlerinin kontrolüne ilişkin 1330 er görevlendirileceği iddialarını hatırlatan Ergül, şöyle devam etti:
''Bu 1330 er nereden bulunacaktır? Alt gruplara ayrılmak için gerekli olan subay-astsubay nereden bulunacaktır? Bunların araç ve silahlarını kim karşılayacaktır? Bu konuda hiçbir eğitim almamış ön hazırlığı olmayan subaylar, dört beş satırlık içi boş, anlamsız, muğlak planlarla o dönemde çok geniş bir alanı kapsayan ve 10 milyon üzerinde nüfusu olan İstanbul'un alışveriş merkezlerini nasıl kontrol edip denetleyeceklerdir? Üstüne üstlük Balıkesir, Bandırma ve Yalova'da sözde planın hazırlandığı söylenen tarihte, 2003 yılında, yönetimine el konulacak, kontrol ve denetimi yapılacak bir büyük alışveriş merkezi de yok.
Ben kahraman Türk Hava Kuvvetlerinin onurlu ve şerefli bir subayıyım. Profesyonel bir askerim ve işimi çok iyi bilirim. Yıllardır Türk semalarını kahramanca savunan şerefli bir büyük ailenin üyesiyim.''
AĞACA BENZETTİ
Tutuklu sanık Yüzbaşı Necdet Tunç Sözen ise, ''Oraj Hava Harekat Planı kapsamında alışveriş merkezlerinin kontrolü ve denetiminden sorumlu personel olarak belirlendiği'' iddialarını reddetti.
''Plan ana metninin'' bir ağacın kökü veya gövdesi, ''ek ve lahikalarının'' da o ağacın ana ve ince dalları, ''plandaki cetvelin'' ise ağacın meyvesi ve yaprağı olduğu şekline benzetmede bulunan Sözen, ''Fidanı erik olan ağacın gövdesi de erik, meyvesi de eriktir. Alışveriş merkezlerinin kontrolü ile ilgili hususlar sadece sözde 'Balyoz Harekat Planı' ana metninde geçmektedir. 'Oraj Hava Harekat' Planı ana metninde hiç bahsedilmemiştir.
KURŞUNCU: ALEX’İ MASÖR YAPMAK GİBİ
Tutuklu sanık Süleyman Namık Kurşuncu da, 8 Temmuz 2011 tarihinde tutuklanana kadar TSK'da yarbay rütbesi ile harbe hazır F-16 pilotu olarak görev yaptığını söyledi.
''Oraj Hava Harekat Planı''nda sıkıyönetimin ilanından sonra gözaltına alınanların toplanacağı Fenerbahçe Stadyumunun güvenliğinin havadan uçak ve helikopterle sağlanacağına'' ilişkin dijital belge ile suçlandığına dikkat çeken Kurşuncu, suç isnat edilen 2003-2004 tarihinde Hava Harp Akademisi’nde 1. sınıfta öğrenci subay olduğunu söyledi.
Kurşuncu bir adet F-16'nın yaklaşık 25 milyon dolar olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
''Bana, bir F-16 pilotuna sıkıyönetim kapsamında gözaltı, toplama ve tutuklamalarda görev vermek ile, Fenerbahçeli futbolcu Alex'i futbolcu olarak değil, kulübün çim hokeyi takımında masör olarak kullanmak eş değer mantıksızlıktadır. Hukukta buna kibar olarak 'hayatın doğal akışına aykırı' denilmektedir. Dünya havacılık literatüründe F-16 ile 'havadan kontrol' diye bir uygulama yok.
‘UÇAN GARDİYAN MIYIM?’
Söz konusu stat zaten neredeyse üstü kapalı bir tesistir. Sadece yeşil alanın üstü açıktır. F-16 standart harekat usullerine göre alçak irtifada saatte en az 650 kilometre hızla uçar. Uçuş yüksekliği yerden 600 metredir. İstanbul Levent'te yeni yapılan Safir gökdeleninin yaklaşık 300 metre yüksekliğinde olduğunu düşünürsek, olayı daha iyi canlandırabiliriz. Sadece birkaç saniye için, F-16 ile stat üstünde göreceğiniz görüntü budur. Uçağın yüksek süratini hesaba katmasak bile, havadan kontrol etmenin imkanı var mıdır? İnsan uçamaz, havadan kontrol gereksizdir. Ne ile suçlanıyorum. 'Uçan gardiyan' olmakla mı?''
‘BİR DELİ KUYUYA TAŞ ATAR...’
Kendisine yöneltilen iddiaları ''Bir deli kuyuya taş atar kırk akıllı çıkaramaz'' şeklinde yorumlayan Kurşuncu, Fenerbahçe Stadının havadan görüntüsünü de sunumunda göstererek, ''Bu işin saçmalığını sizlere günlerce anlatabilirim. Ben herkesin istediği evrensel hukuk kurallarının yanında, azıcık evrensel akıl ve mantık da talep ediyorum'' dedi.
DOĞAN’A 10 GÜN RAPOR
Bu arada, bugünkü duruşmaya gelmeyen tutuklu sanık eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın bel ağrısı, ayaklarında uyuşma ve göğsünde yanma şikayetleri nedeniyle cezaevinde revire çıktığı ve 10 gün rapor aldığı öğrenildi.