Güneydoğu illerindeki sokağa çıkma yasağının bir an önce sona ermesini ve yaşam hakkı talep eden Barış İçin Akademisyen'in 1128 üyesi ''Bu suça ortak olmayacağız'' adlı bir bildiri yayımladı. Barış İçin Akademisyenler oluşumu düzenlenen basın açıklamasında okuduğu ‘Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!’ başlıklı metinde Türkiye’nin kendi hukukunu ve taraf olduğu uluslararası anlaşmaların kurallarını ihlal ettiğini belirtti. Açıklamada Noam Chomsky, David Harwey, Etienne Balibar, Judith Butler, Immanuel Wallertein gibi yabancı akademisyenler de imza attı. Bildirgeye pek çok üniversiteden eleştiri geldi, Kayseri Ülkü Ocakları Başkanı akademisyenlere açık tehditte bulunurken, Sedat Peker de “Bu suça ortak olmayacağız” diyen Barış İçin Akademisyenler inisiyatifiyle bir araya gelen 1128 akademisyene tehditler savurdu. Öte yandan Abdullah Gül Üniversitesi'nden bildiriye imza atan tek akademisyen olan Prof. Dr. Bülent Tanju’nun istifası istendi. Son olarak ise "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin yayımladığı bildiride imzaları bulunduğu gerekçesiyleKocaeli Üniversitesinde (KOÜ) görevli 21 akademisyenden 12'si gözaltına alındı.
12 AKADEMİSYEN GÖZALTINA ALINDI
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı yürüttüğü soruşturma kapsamında, "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılamak" ile "terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından dolayı bildiriye imza atan 21 akademisyen hakkında gözaltı kararı alındı. Polis ekipleri, akademisyenlerden 12'sini gözaltına aldı, 9 akademisyen hakkında da gözaltı işlemlerin devam ettiği öğrenildi.
ABDULLAH GÜL ÜNİVERSİTESİ İSTİFA TALEBİ ETTİ
Abdullah Gül Üniversitesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedef aldığı ve Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) da ‘gerekeni yapacağız’ dediği Barış İçin Akademisyenler grubunun yayınladığı “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiride imzası bulunan 1128 akademisyenden biri olan Prof. Dr. Bülent Tanju’nun istifasını istediğini duyurdu. Abdullah Gül Üniversitesi websitesinde yayınlanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
‘Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’ tarafından yayınlanan bildiride imzası bulunan, Prof. Dr. Bülent Tanju’nun istifası istenmiştir. Ayrıca, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından verilecek talimatlar doğrultusunda, hakkında işlem yapılacaktır.”
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: ''EY AYDINLIK MÜSVEDDELERİ...''
Beştepe'de Büyükelçiler Konferansı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bildiriye imza atan akademisyenleri "Aydın müsveddeleri siz karanlıksınız, karanlık. Aydın falan değilsiniz" sözleriyle eleştirerek şunları söylemişti;
"Kendilerine güya akademisyen ve araştırmacı ünvanı yakıştırmış bir güruh çıkıyor, terör örgütünün eylemlerine karşı vatandaşlarını, toprakları savunan devletimize dil uzatıyor. Neymiş efendim, hak ve özgürlükler ihlal ediliyormuş. Terör örgütünün eylemleri yüzünden bölgede yaşayan milyonlarca vatandaşımızın hak ve özgürlükleri ihlal ediliyor. Ama bu ihlali yapan devlet değil, terör örgütünün ta kendisidir...
SEDAT PEKER TEHDİTLER SAVURDU
Güneydoğu'da yaşanan sokağa çıkma yasakları ve çatışma ortamı neticesinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin imza kampanyası düzenleyerek, “Bu suça ortak olmayacağız” diyen Barış İçin Akademisyenler inisiyatifiyle bir araya gelen 1128 akademisyene tehditler savurdu. "Sözde aydınlar çanlar ilk önce sizim için çalacak" diyen Peker, "Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız!" dedi. Peker'in kişisel internet sitesinde kaleme aldığı yazı şöyle:
Sözde aydınlar çanlar ilk önce sizim için çalacak
Kıymetli Dostlarım,
Sizlerinde sinirlerini bozduğunu zannettiğim, 1100 tane sözde aydının imzaladığı,pkk’ya açık destek anlamına gelen bildiriyi anlayabilmek için gerçekten kendimce çok uğraş verdim (Ancak ne yazık ki bir türlü anlayamadım.). Yolları kazan, bu çukurları bomba ile dolduran,kurban eti dağıtmanın haricinde hiçbir gayesi olmayan mazlumları insanlık dışı şekillerde ŞEHİT eden, hamile karılarının yanında kocalarını, çocuklarının yanında babalarını ŞEHİT eden pkklılar için kötü sözü bir kenara bırakın, bir satırlık eleştiri bile yazmamışlar.
Bu sözde aydınlara ve akademisyenlere şunu özellikle söylemek istiyorum: Siz yatın kalkın bildirgenizde kötülediğiniz bu DEVLET'in POLİSİNE ve ASKERİNE dua edin. Sizler tüm dünyada yaptığınız algı operasyonlarınızla aşık olduğunuz teröristlerde ellerinde ki silahlarıyla MÜSLÜMAN TÜRK’ün KUTSAL DEVLETİ'ni eğer ki işlemez hale getirmeyi başarabilirse o zaman sizler için eyvah ki ne eyvah (Bu dediğime lütfen inanın çünkü çanlar o zaman sizin için çalacak.)!!!
DEVLET eğer ki bir gün işleyemez hale gelirse yani terör ve düşman ülkeler hedefine ulaşırsa bu VATAN'ın evlatları yani kasap Ahmet'ler, bekçi Kemal'ler, bilgisayar mühendisi Yavuz'lar yani kısacası tüm VATAN EVLATLARI öncelik olarak dağlarda teröristleri aramayacaklardır.
İmza attığınız bildiriyi önlerine alacak, gerçek tehlikeli olanlar sizlersiniz diyerek lüks yerlerdeki işyerlerinize gelecekler (Ancak rahat olun sizleri çocuklarınızın ve eşlerinizin yanında öldürmeyeceklerdir.). İntikamlarını dahi MÜSLÜMAN TÜRK’e yakışır bir şekilde alacak ancak sizlerin kanlarıyla duş yapmayıda unutmayacaklardır.
Eğer ki benim fikrimi sorarsanız; kendi can sağlığınız için siz bu DEVLETİ batırmaya uğraşmayın. Şu an dahi hayatta olabilmenizin tek sebebi,DEVLET'in var olması ve ayakta durmasıdır.Yukarıdaki satırlarda söylediğim gibi teröristler, onların destekçileri sizler ve yabancı ülke istihbaratları kısacası hepiniz, hedefinize ulaşıp DEVLET'i işlemez hale getirirseniz şunu iyi bilin ki; bu VATAN'ın EVLATLARI'ndan asla merhamet görmeyeceksiniz.
Tekrardan söylüyorum; OLUK OLUK KANLARINIZI AKITACAĞIZ VE AKAN KANLARINIZLA DUŞ ALACAĞIZ!!!
BİR UMUTTUR YAŞAMAK
SEDAT PEKER
ÜLKÜ OCAKLARI BAŞKANI'NDAN AÇIK TEHDİT
Kayseri Ülkü Ocakları Başkanı Aytaç Gezici barış bildirisinde imzası olan Abdullah Gül Üniversitesi Profesörünü bir bildiri ile açık açık tehdit etti.
BARIŞ İÇİN AKADEMİSYEN'LERİN PAYLAŞTIĞI BİLDİRGE
Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!
Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir.
Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye’nin kendi hukukunun ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir.
Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz.
Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz.
Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.