HABER

Barış İçin Akademisyenler'i tehdit eden Sedat Peker'e soruşturma açıldı

Sedat Peker Barış İçin Akademisyenler tarafından imzalanan bildirgenin ardından "Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız" dedi. Yapılan şikayetlerin ardından savcılık Sedat Peker'e soruşturma açtı.

Barış İçin Akademisyenler'i tehdit eden Sedat Peker'e soruşturma açıldı

Barış İçin Akademisyen üyeleri hak ihlallerine karşı oluşturulan ''Bu suça ortak olmayacağız'' adlı bir bildiri yayımladı. Barış İçin Akademisyenler oluşumu düzenlenen basın açıklamasında okuduğu ‘Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!’ başlıklı metinde Türkiye’nin kendi hukukunu ve taraf olduğu uluslararası anlaşmaların kurallarını ihlal ettiğini belirtti. 1128 akademisyenin desteğini alan bildiriye Noam Chomsky, David Harwey, Etienne Balibar, Judith Butler, Immanuel Wallertein gibi yabancı akademisyenler de imza attı. Bildirgeye pek çok üniversiteden eleştiri geldi, Kayseri Ülkü Ocakları Başkanı akademisyenlere açık tehditte bulunurken, Sedat Peker de “Bu suça ortak olmayacağız” diyen Barış İçin Akademisyenler inisiyatifiyle bir araya gelen 1128 akademisyene tehditler savurdu. Kayseri Ülkü Ocakları Başkanı Aytaç Gezici barış bildirisinde imzası olan Abdullah Gül Üniversitesi Profesörünü bir bildiri ile açık açık tehdit etti.

1 Kasım seçimi öncesi Rize'de yaptığı mitingde "Oluk oluk kan akacak" sözleriyle gündem yaratan Sedat Peker, Barış İçin Akademisyenler oluşumuna da tehditler savurdu. Doğu illerinde yaşanan hak ihlallerine karşı, “Bu suça ortak olmayacağız” diyen Barış İçin Akademisyenler inisiyatifiyle bir araya gelen 1128 akademisyene tehditler savurdu. "Sözde aydınlar çanlar ilk önce sizim için çalacak" diyen Peker, "Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız!" diyerek açıkça tehditte bulundu.

''OLUK OLUK KANLARINI AKITACAĞIZ'' SÖZLERİNE SORUŞTURMA

Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi üyelerinin yayımladığı bildirinin ardından Sedat Peker, kendisine ait internet sitesinde, "Sözde Aydınlar Çanlar İlk Önce Sizin İçin Çalacak" başlıklı bir yazı yazarak, “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve kanlarınızla duş alacağız” dedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Basın Suçları Soruşturma Bürosu, avukatlar tarafından verilen dilekçeyi kabul ederek, soruşturması numarası verdi. Böylece Peker hakkında resmen soruşturma başlatıldı.

Sedat Peker'in kişisel internet sitesinde kaleme aldığı yazı şöyle:

Sözde aydınlar çanlar ilk önce sizim için çalacak

Kıymetli Dostlarım,

Sizlerinde sinirlerini bozduğunu zannettiğim, 1100 tane sözde aydının imzaladığı,pkk’ya açık destek anlamına gelen bildiriyi anlayabilmek için gerçekten kendimce çok uğraş verdim (Ancak ne yazık ki bir türlü anlayamadım.). Yolları kazan, bu çukurları bomba ile dolduran,kurban eti dağıtmanın haricinde hiçbir gayesi olmayan mazlumları insanlık dışı şekillerde ŞEHİT eden, hamile karılarının yanında kocalarını, çocuklarının yanında babalarını ŞEHİT eden pkklılar için kötü sözü bir kenara bırakın, bir satırlık eleştiri bile yazmamışlar.

Bu sözde aydınlara ve akademisyenlere şunu özellikle söylemek istiyorum: Siz yatın kalkın bildirgenizde kötülediğiniz bu DEVLET'in POLİSİNE ve ASKERİNE dua edin. Sizler tüm dünyada yaptığınız algı operasyonlarınızla aşık olduğunuz teröristlerde ellerinde ki silahlarıyla MÜSLÜMAN TÜRK’ün KUTSAL DEVLETİ'ni eğer ki işlemez hale getirmeyi başarabilirse o zaman sizler için eyvah ki ne eyvah (Bu dediğime lütfen inanın çünkü çanlar o zaman sizin için çalacak.)!!!

DEVLET eğer ki bir gün işleyemez hale gelirse yani terör ve düşman ülkeler hedefine ulaşırsa bu VATAN'ın evlatları yani kasap Ahmet'ler, bekçi Kemal'ler, bilgisayar mühendisi Yavuz'lar yani kısacası tüm VATAN EVLATLARI öncelik olarak dağlarda teröristleri aramayacaklardır. İmza attığınız bildiriyi önlerine alacak, gerçek tehlikeli olanlar sizlersiniz diyerek lüks yerlerdeki işyerlerinize gelecekler (Ancak rahat olun sizleri çocuklarınızın ve eşlerinizin yanında öldürmeyeceklerdir.). İntikamlarını dahi MÜSLÜMAN TÜRK’e yakışır bir şekilde alacak ancak sizlerin kanlarıyla duş yapmayıda unutmayacaklardır.

Eğer ki benim fikrimi sorarsanız; kendi can sağlığınız için siz bu DEVLETİ batırmaya uğraşmayın. Şu an dahi hayatta olabilmenizin tek sebebi,DEVLET'in var olması ve ayakta durmasıdır.Yukarıdaki satırlarda söylediğim gibi teröristler, onların destekçileri sizler ve yabancı ülke istihbaratları kısacası hepiniz, hedefinize ulaşıp DEVLET'i işlemez hale getirirseniz şunu iyi bilin ki; bu VATAN'ın EVLATLARI'ndan asla merhamet görmeyeceksiniz.

Tekrardan söylüyorum; OLUK OLUK KANLARINIZI AKITACAĞIZ VE AKAN KANLARINIZLA DUŞ ALACAĞIZ!!!

BİR UMUTTUR YAŞAMAK

SEDAT PEKER

SEDAT PEKER KİMDİR?

Sedat Peker Reis lakaplı Türk organize suç örgütü lideri ve eski Ülkücüdür. Sedat Peker 26 Haziran 1971 tarihinde doğdu. 90'lı yıllarda Türkiye'de ortaya çıkan mafya oluşumlarının içerisinde yer alması nedeniyle yargılandı. 1997 ve 1998 yıllarında çete kurmak suçlaması ile yargılandığı davalardan savcı tarafından suçsuz bulundu.

12 Mart 2005 tarihinde Kelebek Operasyonu kapsamında tutuklandı. 31 Ocak 2007 tarihinde İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava sonucunda alınan kararda "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek", "hürriyetinden yoksun bırakmak" ve "evrakta sahtecilik" gibi suçlardan dolayı toplam 14 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. 21. Ağır Ceza Mahkemesinin uzun tutukluluk süreleri göz önünde bulundurularak cezasının 10 yıldan 5 yıla inmesiyle Tuncay Özkan ve Levent Göktaş ile birlikte tahliye edildi. İstanbul 21′inci Ağır Ceza Mahkemesi Özkan ve Göktaş hakkında yurt dışı çıkış yasağı koyarken, Peker hakkında herhangi bir adli kontrol uygulamadı.

HAYATI

Rizeli bir aileden gelen Sakarya doğumlu olup uzun süre Almanya'da yaşayan Sedat Peker, Turancı olduğunu dile getirmektedir. 1990 yılında T. Bülent Kılıç ile kurduğu bir oto firmasının servisinin dolandırılmasından ve ortağından ayrıldıktan sonra yasadışı örgüt kurarak birçok suça karışmıştır. 1997'de Rize'de kaçakçı Abdullah Topçu'yu öldürmek suçundan savcı karşısına çıkan ve serbest bırakılan Sedat Peker'in iki adamı, aynı davadan müebbet hapse mahkûm olmuştur. Tehditle tahsilat yapmak, zorla alıkoymak, adam öldürmeye azmettirmek ve benzeri suçlardan yedi ay boyunca aranan Peker, teslim olacağını bildirerek 19 Ağustos 1998'de Romanya'dan Türkiye'ye getirildi.

Eylül 1998'de Sedat Peker ve adamları hakkında 7,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. 12 sanıkla birlikte çete oluşturmak suçundan yargılandığı davada, 24 Mayıs 1999'da tahliye edildi. Sekiz ay 29 gün cezaevinde bulundu. 12 Mart 2005 tarihinde İstanbul Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından yapılan Kelebek Operasyonu ile tutuklanmış ve İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 31 Ocak 2007 tarihinde karara bağlanarak 14 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmıştır. Peker ayrıca örgüt kurmak, tehdit, iş yeri kurşunlama, yaralama, hürriyeti tahdit, yağma ve sahte kimlik kullanma iddiasıyla İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı.

Sedat Peker Ergenekon davasında silahlı terör örgütü kurma suçuyla yargılanmıştır. Kelebek operasyonu davasının bozulan bölümü yeniden karara bağlandı. Sedat Peker'e 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Böylece hükümlü olduğu süreye 1 yıl 3 ay daha eklenmiştir. 5 Ağustos 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında Sedat Peker'e 10 yıl hapis cezası verildi. 10 Mart 2014 tarihinde Özel yetkili mahkemelerin kararlarına ilişkin yasa değişikliği ve 5 yılı aşkın tutukluluk hali göz önünde bulundurularak tahliye edildi.

Sedat Peker Kocaeli Spastik Engelliler Derneği ve Erken Doğan Çocukları Yaşatma Derneği gibi kuruluşlara yaptığı yardımlarla gündeme gelmiştir. 9 Mart 2015'te Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon ve Eğitim Vakfı'nın (ZEREV) TİM Center'da organize ettiği Yılın En İyileri Ödül Töreni'nde Sedat Peker'e yaptığı yardımlardan dolayı "En Hayırsever İş Adamı" ve "Yaşam Boyu Onur Ödülü" verildi. 4 Nisan 2015'te Memleketçi Sanayici ve İş Adamları Derneği (MİSİAD) İzmir şubesinin açılışına onursal başkan sıfatıyla katılmıştır.

BARIŞ İÇİN AKADEMİSYEN'LERİN PAYLAŞTIĞI BİLDİRGE

Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!

Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir.

Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye’nin kendi hukukunun ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir.

Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz.

Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz.

Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.

En Çok Aranan Haberler