Yerel seçimlerin en kritik alanlarından biri İstanbul ve Ankara olacak. Eski CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, CHP'nin bu iki ildeki aday tercihlerini Seyr-i Sabah programında anlattı. Yarkadaş, Muharrem İnce yerine Ekrem İmamoğlu'nun seçimini, seçim atmosferini yerel seçimden genel seçime döndürmeme çabası olarak tanımladı:
‘YAVAŞ'IN ADAY OLMASINI EN ÇOK KILIÇDAROĞLU İSTEDİ'
"CHP beklenen adaylarının isimlerini açıkladı, Ankara'da düğümü çözdü. Mansur Yavaş'ın aday olup olmayacağı uzun süredir tartışılıyordu. Şu bilinmeli ki Yavaş'ın aday olmasını en çok Kılıçdaroğlu istedi. Belki Mansur Yavaş bile onun kadar istememiştir. Kılıçdaroğlu, Ankara'yı onun kazandıracağını düşünüyor. Bir önceki seçimlerde tartışmalı bir biçimde 30 bin oy farkla kaybetmişti. O dönemde Melih Gökçek vardı ve o faktör de dikkate alınmalıydı. Bugün Mehmet Özhaseki gibi bazı kesimlerin sıcak bakmadığı bir isim var. Ben Yavaş'ın bir avantaj sağlayacağına inanıyorum.
Parti meclisinde bir grup üyenin Mansur Yavaş'a karşı olduğunu söylemiştim. 11 üye ona ret vermiş. Bu, parti meclisinin beşte biri demek. Eğer o arkadaşlar ret yerine önerge verse tartışmaya açılacaktı. Sadece şerhlerini düşmüşler. Eğer seçimler kazanılırsa eleştiriler karşılığını alır. Şu anda CHP genel merkezinde herkes 1 Nisan'dan çok 31 Mart gecesine odaklanmış durumda. CHP'nin İYİ Parti desteğiyle hangi belediyelerin kazanılacağına bakılacak. Muhalefet yerel seçimde yapacağı atakla Cumhurbaşkanlığı seçim performansını da gösterecek.
Yeniçağ gazetesinin desteklediği İYİ Parti, Mansur Yavaş'ı kendi adayı yapmak istemişti. Ancak Yavaş CHP ile seçime girmek istediğini söyledi. Çünkü Yavaş, İYİ Parti teşkilat yapısının yetersiz olduğunu düşünüyor. CHP'nin kadrosuyla uyum yakaladığı için CHP'yi tercih etti.
Adaylar açıklanıyor, adayların değiştirileceği söyleniyor Cumhur ittifakında, bazılarının MHP isteği üzerine aday listesinden çıkarılacağı söyleniyor. Garip bir durum söz konusu. Bu yüzden Yeniçağ gazetesi Yavaş CHP'nin adayıdır diyor.
İstanbul'da CHP'nin risk aldığını görüyoruz. Oy çokluğuyla geçti Mansur Yavaş. İtiraz olmamış. Kılıçdaroğlu'nun parti adına aldığı risk, Ekrem İmamoğlu'nun karşısına Binali Yıldırım gibi eski Başbakan çıkıyor. Yıldırım'ın icraatları da tartışmalı: İstanbul'da Deniz Otobüsü İşletmeleri genel müdürü olmasından sonra İDO seferlerine son verdi. Şu anda hükümetin ricasıyla seçimin sonuna kadar faaliyetini sürdürecek. Keza Yıldırım'ın Ulaştırma Bakanı olduğu dönemdeki köprüler yurttaşların cebindeki kara deliğe dönüştü. Şu anda yurttaşlar Binali Yıldırım yüzünden hiç geçmedikleri köprüye 10 milyar dolar verecekler. Büyük otobüs şirketleri konkordato ilan etti. Kamyoncular İstanbul — İzmit ve Bursa hattında her gün 100 kilometre fazladan yol yapıyor. Tren kazalarında son 16 yılda yüzlerce kişi öldü. Şimdi Yıldırım hangi başarısıyla gelecek de İstanbul'u yaşanabilir kent haline dönüştüreceğini söyleyecek? Tüm araştırmalar İstanbul halkının yüzde 66'sının trafik ve ulaşımdan rahatsız olduğunu söylüyor.
'İMAMOĞLU TANINMA KONUSUNDA DEZAVANTAJLI'
İmamoğlu tanınma konusunda dezavantajlı. Niye onu tercih ettiler? CHP yönetimine bu soruyu sorduğunuzda 'Eğer Muharrem İnce gibi genel siyasetin makro aktörleri aday olsa yerel seçim genel seçime dönüşecekti. AKP kendi tabanını konsolide edecekti. Ancak biz İmamoğlu'nu öne çıkararak bunun genel seçime dönüşmesini engelledik' diyorlar. Bunun perde arkasına baktığımızda CHP'nin yeterli oy alamadığı Karadenizli ve muhafazakar seçmene yöneldiğini söyleyebiliriz. Kimlik siyaseti giderek artıyor. Siyaset artık bu şekilde tarif ediliyorsa siz de kimlik siyasetine uygun adaylar çıkarmak zorunda hissedebilirsiniz kendinizi. Ekrem İmamoğlu'nu avantajlı kılan şey belediyeci olması. Makro siyaseti girmeyip temel sorunları konuşmayıp İstanbul temelli bir politika ortaya koyarsa seçim sürecinde başarılı olabilir.
Belediye başkanlığı tek bir koltuk, oraya bir kişiyi aday gösterebiliyorsunuz. Parti şu anda Ankara ve İstanbul adaylarını çıkardı. Oraya talip olan başka siyasetçiler de vardı Muharrem İnce ve Gürsel Tekin gibi. Parti bir tercih ortaya koydu. Bu bağlamda İnce'nin İmamoğlu'nun açıklanacağını öğrendikten sonra partimin kazanması için 24 Haziran seçimlerinde çalıştığım gibi çalışacağım açıklamasını yaptığını biliyorum. Gürsel Tekin de buna benzer bir şey söyledi. Her ikisi de bir burukluk yaşar, aksini söylemek yalan söylemek olur. Adaylık ilan edildikten sonra her iki isim de İmamoğlu ile bir fotoğraf verecekler.
İstanbul'da CHP'nin elinde olmayan Üsküdar, Pendik, Tuzla gibi yerlerin adayları 24 Aralık günü açıklanacak. Muhtemelen Meclis bütçe görüşmelerini tamamlayıp kapandıktan sonra AKP, Binali Yıldırım ve ilçe adaylarını açıklayacak. CHP de kendi elinde olmayan belediyeleri açıklayarak süreci bitirecek. Peki CHP'nin yönettiği Kadıköy Adalar, Beşiktaş gibi ilçelerin adayları ne zaman açıklanacak? Bunlar 15 Ocak tarihinde açıklanacak. O tarihe kadar çalışma ve anketler devam edecek. Sürecin bu kadar uzaması önemli sayıda belediye başkanının değişeceğinin de işareti.
Aslında süreç gecikmedi çok da erken başladı. Türkiye'de hiçbir kural kalmadığı için adaylar 5 ay önce açıklanıyor. Türk siyasi tarihinde seçimlere 45 gün kala adaylar ortaya çıkar. Sahada çalışmak çok zordur. 100 gün sahada kalmak zordur. Memur adayların istifası bile beklenmeden adayların açıklanması Türkiye'yi erken bir yerel seçim sürecine de soktu. CHP neden 15 Ocak'ta açıklıyor? Belli ki belli belediye başkanları değişecek, oradakilerin kırgınlıklarının sahaya yansıması engellenecek."