HABER

Barış Yarkadaş'tan Şamil Tayyar için çok sert sözler

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

AK Parti milletvekili Şamil Tayyar'ın "Çok ciddi FETÖ borsası var. Milyon dolarlar dönüyor. Ben milletvekili olarak Cumhurbaşkanı'na söylediğim şeyleri iletemiyorum. Çok özel bir kayıt götürdüm, Cumhurbaşkanı'na. İzledi, çıldırdı." sözlerinin ardından CHP'li Barış Yarkadaş "Sesini çıkarana 'FETÖ'cü' damgası vuruluyor. AKP İlçe Başkanlıkları savcılık gibi çalışıyor." dedi." açıklamalarında bulundu

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, AK Parti'nin birçok il ve ilçe başkanlığında gazeteciler ve muhalif kişiler hakkında gayri resmi fezlekeler hazırlandığı ve fişleme yapıldığı"nı açıkladı. Yarkadaş, yerel bir gazetecinin kendisine gönderdiği mektubu da kamuoyuyla paylaştı.

"FETÖ BORSASI..."

AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın Beyaz TV'de gündeme getirdiği "Adliyelerde FETÖ borsası kurulmuş, para alıp tahliye ediyorlar" açıklaması yeni bir tartışmayı da gündeme getirdi.

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "Tayyar, muhalefet milletvekili gibi konuşuyor ve şikayet ediyor... Sanırım iktidarda olduklarını unutuyorlar. Adliyeleri onların partizan yargı oluşturma sevdası bu hale getirdi" dedi.

"İL VE İLÇE BİNALARINDA SORUŞTURMA YAPILIYOR"

"FETÖ Borsası"nın sadece adliyelerde değil, AK Parti İl ve ilçe başkanlıklarında da faaliyet gösterdiğini belirten Yarkadaş, şöyle konuştu:

"Parti devleti ve parti yargısının geleceği nokta burasıydı. Binlerce kez uyardık; yargıyı partizanlaştırmayın ve partinin kolu haline getirmeyin dedik. Dinlemediler... Şimdi kendileri de şikayet etmeye başladı. Sorun sadece adliyelerde değil. Adliyelere baskı yapan, hakimlerle sürekli görüşen AKP'li onlarca milletvekili, belediye Başkanı, il ve ilçe yöneticisi var. AKP binalarında bazı yöneticiler, muhalifler için soruşturma dosyası açıyor ve fişleme yapıyor."

Yarkadaş sözlerini şöyle sürdürdü:

"Örneğin, AKP Ankara İl Başkanlığı'nda Ankara Keçisi adlı muhalif bir internet sitesi için açtırılan yasadışı soruşturma dosyasını, AKP'li bir vekil kapattırdı. 2017'de yaşanan bu olayda, AKP'li vekil, sitenin terör gruplarıyla bir ilgisinin olmadığını söyleyince dosya kapatıldı. Bu bilgiyi, hakkında yasadışı soruşturma yürütülen gazeteci bizzat meclise gelerek bana anlattı. AKP binaları, savcılık gibi çalışıyor. Kimin gözaltına alınıp kimin serbest kalacağı bu binalarda konuşuluyor."

"NE HAKLA SORUŞTURMA YÜRÜTÜYORSUNUZ?"

Sözlerini Kocaeli'de yayın yapan Kadraj Haber adlı internet sitesinin sahibi Özcan Geçal'ın kendisine yolladığı mektuptan yaptığı alıntıyla sürdüren Yarkadaş, şunları söyledi:

"Yerel gazeteci arkadaşımız hakkında AKP Gebze İlçe Başkanlığı'nda adeta fezleke yazılıyor. Bir ilçe yöneticisi 'Özcan FETÖ'cü değildir, haksızlık etmeyelim' diye ısrar edince dosyası kapatılıyor. Şu yaşanan rezalete bakar mısınız! Kimsiniz siz? Hangi yetkiyle insanlar hakkında dosya açıyor, soruşturma yürütüyorsunuz? Bu hakkı nereden alıyorsunuz! Adalet Bakanlığı ve HSK, herkesin bildiği bu gelişmeler karşısında neden sessiz kalıyor? Yargı ve adalet AKP'nin adeta oyuncağı olmuş durumda... Hakim ve savcılar ise iktidarın baskısı altında ne yapacağını şaşırdı."

TAYYAR'A ARAŞTIRMA KONUSU VERDİ

Şamil Tayyar'a "Yarattığınız tablo ne yazık ki bu" diyen Yarkadaş, "Madem olan bitenden rahatsızsın, o halde terör örgütü FETÖ'ye karşı ciddi bir mücadele veren İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Fehmi Tosun'un neden görevden alındığını ve Yargıtay'a üye olarak gönderildiğini de araştır" çağrısı yaptı.

AKP Milletvekili Şamil Tayyar'ın bir dönem FETÖ'cülerin yayınevi TİMAŞ'tan çok sayıda kitap çıkardığı ve Ergenekon operasyonlarının zeminini FETÖ'yle birlikte hazırladığını da hatırlatan Yarkadaş, "Elleriyle yarattıkları canavarı temizlemeye çalışırken, bu kez de yargıyı ve adaleti çürüttükletini kendileri itiraf ediyor" dedi.

Tayyar'ın bazı FETÖ'cülerin rüşvetle tahliye edildiğine ilişkin görüntüleri Tayyip Erdoğan'a izlettiğini açıkladığını da belirten Yarkadaş, "Görüntüleri, Erdoğan yerine Adalet Bakanı Gül'e götürmeliydi. Her şeyi tek bir adamın inisayitifine terk ederseniz, geleceğiniz nokta burası olur" diye konuştu.

Yarkadaş sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tayyar, madem bu meseleyle ilgileniyor, o halde kendisine aşağıdaki mektubu da iletmek istiyorum. Bu mektup bir gazetecinin feryadıdır. Mektupta, adliyelere girip çıkan ve hakimlerle sıkı fıkı olan AKP'liler var. Bu mektup Şamil Tayyar'ın destek verdiği Tek Adam rejiminin yargıyı ve adaleti nasıl çürüttüğünün kanıtıdır. AKP düzeninde adalet yoktur. AKP düzeninde, muhalifleri terörist olarak damgalayan il ve ilçe yöneticileri vardır. Adaleti yok eden AKP, Devlet Partisi haline gelmiştir. Yargı, AKP'nin siyasi ihtiyaçlarını karşılayan bir mekanizmaya dönüşmüştür. AKP'li yöneticiler hakim ve savcı yapılmış, partizanlık adalet olgusunu işlemez hale getirmiştir. Bu gidişatın sonu karanlıktır. AKP her şeyi çürütmüş ve kokuşturmuştur."

CUMHURİYET VE SÖZCÜ'YE DE KUMPAS

Cumhuriyet ve SÖZCÜ Gazetesi'ne yönelik açılan FETÖ davalarının da bu tür mekanizmalar yoluyla yürütüldüğünü belirten Yarkadaş, "Yerelde kimin tutuklanacağı il ve ilçe binalarında, ulusal yayın yapan gazetecilerin hangilerinin derdest edileceği ise iktidarın merkezlerinde kararlaştırılıyor" dedi.

Yarkadaş, Kadraj Haber Sahibi Özcan Geçal'ın mektubunda yer alan iddiaların, bunun kanıtı olduğunu da belirtti. CHP'li vekil, mektubu Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz'a gönderdiğini ve soru önergesi haline getirdiğini de açıkladı. Yarkadaş, Bakan Gül'ü harekete geçmeye de davet etti.

ÖZCAN GEÇAL'ın mektubu şöyle:

Çok değerli üstadım,

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde 15 yıldır gazetecilik mücadelesi veriyorum. Ulusal medyamızda olduğu gibi, yerel medyada da gazetecilik şartları her geçen gün daha kötüye gidiyor. Meslek hayatıma başladığımda iktidarda olan parti hala ülkeyi yönetiyor.

Size bu yıllar içerisinde olanları anlatacak değilim… Genç kuşaklara örnek saygıdeğer bir meslek büyüğüm olarak bu sürece birçok gazeteciden çok daha vakıf olduğunuzu sizi dikkatle izlediğim için biliyorum.

Birçok değerli insanın hayatını kaybettiği, yüzlerce insanın cezaevlerinde mağdur edildiği, bugün artık kimlerin organize ettiğini, kimlerin de destek verdiğini herkesin bildiği bir döneme tanık olarak ben de yakından izlemeye çalıştım.

Gazeteciliğe genç başladım ama erken piştim diye düşünüyordum ki öyle olmadığını çok çabuk anladım. Haber yaptıkça hedef oldum, hedef oldukça da haberciliğe olan tutkum daha da arttı.

15 Temmuz sonrasında ise önümüz tamamen tıkandı. Bizi siz bu darbecilerle yıllardır işbirliği yaptınız dedikçe bizi tamamen susturmaya kalktılar.

“Hain” yaftası vurmaya kalktılar, çalıştığım bütün medya kuruluşlarından adata soykırım yapar gibi uzaklaştırdılar.

Bitti mi, hayır tabi.

Bildiklerimi, öğrendiklerimi sosyal medya üzerinden duyurmaya çalıştım.

Buna da tahammül edemediler. Hatta Ak Parti Gebze İlçe Başkanlığı, sosyal medyada yazdıklarımı bir dosya haline getirip yönetim kurulu toplantısından gündeme getirerek gözaltına alınmamı konuştular.

Bu tablo karşısından Kürt kökenli bir ilçe yöneticisi kardeşim, “ben bu dosyanın altına imza atmam, Özcan Geçal muhalif ama asla FETÖ’cü değil, kul hakkı yiyemem” diyerek tepki koyunca dosya rafa kalktı.

Oysa ki biz Gebze’de siyasileri yakından takip eden gazeteciler olarak kimlerin FETÖ’cü olduğunu çok iyi biliyoruz. 15 Temmuz sonrasında kimlerin nasıl çark ettiğini de… Bunların bazılarının nasıl ve neden korunduğuna da tanığız…

Hatta korunanlar arasında belediye başkanları da var… Şimdi korunan bu başkanların, Gebze Adliyesi’nde hakimlere bazı davalar için baskı yaparak davalara müdahale ettiklerini duyuyoruz, ama yazamıyoruz. Adliyedeki fotoğraflarına ulaşıyoruz yayınlayamıyoruz. Daha önce FETÖ adına adliye koridorlarında koşturan Türkiye’nin en büyük ilçelerinden birinin belediye başkanı, bugün Ak Parti’yi kullanıp şahsi çıkarları için davaları etkilemeye çalışıyorlar.

Yürütmenin yargının bağımsızlığına bu kadar açıktan müdahale ettiği bir dönem daha yaşandı mı bilmiyorum ama gazeteci olarak özgürlük alanımın kısıtlandığını, oksijenimin azaldığını hissediyorum.

Uzatıp değerli zamanınızı çalmak istemiyorum. Sadece bilmenizi istedim.

Saygılar sunuyorum…

Şamil Tayyar 'Çok özel görüntüleri Erdoğan'a izlettim, çıldırdı' demişti.

En Çok Aranan Haberler