ANKARA (ANKA) - Türk, "Eğer biz bu barışı hükümete, devlete teslim edersek o zaman büyük bir yanlış yapmış oluruz" ifadelerini kullandı. Kürtlerin önemli bir aktör olduğunu dile getiren Türk, "Türkiye'nin hassasiyetleri denerek Kürt halkının hakları kurban edilemez" diye konuştu.
ANF'ye göre, 500'ü aşkın katılımcı ile başlayan Demokrasi ve Barış Konferansı, atölyelerde sürdürülen tartışmaların ardından raporların okunması ve sonuç deklarasyonu üzerine katılımcıların yaptığı konuşmalar ile devam ediyor.
Konferans'ta konuşan Mardin Bağımsız Milletvekili Türk, acılı ve sancılı bir süreçten sonra barışı bile tartışmanın çok önemli olduğuna dikkat çekerek, "Devletin zihniyetinde bir değişimin olmaması bizi endişelendiren bir durumdur. Ama halkların direnişine baktığımızda ve konjektürel duruma baktığımızda barış kaçınılmaz görünüyor" dedi.
Meseleye sadece devlet ve PKK olayı olarak bakmamak gerektiğini ifade eden Türk, halkların ortaya koyduğu demokrasi mücadelesinden diğer halkların da çok derinden etkilendiğini belirtti. Kürtlerin önemli bir aktör olduğunu söyleyen Türk, meselenin bir Ortadoğu meselesine dönüştüğünü savundu. Bu konuda endişeleri olduğunu ve devletin yaklaşımının kaygı yarattığını anlatan Türk, bir yerde Kürtlerle buluşma döneminin geldiğini Türkiye'nin buna mecbur kaldığını dile getirdi. Bu gelişmelerin önünü Türkiye'deki demokrasi güçlerinin açacağını ifade eden Türk, bu süreç yeniden devlete bırakılırsa kaybedileceğinin altını çizdi. Türk, sözlerini şöyle sürdürdü:
-"KÜRT HALKININ HAKLARI KURBAN EDİLEMEZ"-
"Eğer biz bu barışı hükümete, devlete teslim edersek o zaman büyük bir yanlış yapmış oluruz. Bunun mücadelesini verenlerin bugün barış masasında olması gerekmektedir. Barış için emek harcayanlar bu masada olmazsa bunun adı barış olmayacaktır. Bu masanın bu şekilde kurulması konusunda bizim çaba sarf etmemiz gerekmektedir. Toplumsal hassasiyetleri değerlendirerek buna uygun bir rol var.
Türkiye'nin hassasiyetleri denerek Kürt halkının hakları kurban edilemez. Bu hassasiyet asla gözardı edilmemelidir. Adalet ve hukuk mücadelesi olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koymalıyız. Bu ülkede yaşayan bütün kimliklerin inançların mücadelesi olduğunu ortaya koymamız lazım. Kürt sorunu sadece Türkiye'nin sorunu değil. Ortadoğu da Kürtler hem istikrarın hem de istikrarsızlığın nedenidir. Yeni bir dünya yeni bir yaklaşım yeni bir bakış ile başlamamız lazım. Bugün Suriye'de El Kaide'nin desteklediği bir hareketin asla ve asla Suriye'ye demokrasi getirmeyeceği ortadadır. Bu nedenle bugünkü meseleler bütün yönleriyle birbirini etkileyen sürecin önünü tıkayacak sorunlar olarak duruyor. Biz yeni bir yaklaşımla yeniden başlarsak başarırız. Endişeli olabiliriz ama bugün önümüzde olan fırsatları görmememiz anlamına gelmiyor."