Barolar, iktidarın yasa değişikliği girişimine karşı yol haritasını belirledi. Milletvekilleri ve parti yöneticileri ile görüşerek itiraz ve taleplerini ileten barolar, "Çoklu baro ülkeyi temelden böler, askıya alın" çağrısında bulundu.
Barolar, iktidarın baroların seçim sistemi ve "çoklu baro"yu da içeren sistem değişikliği girişimine karşı harekete geçti.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nun da katılımı ile Ankara'da düzenlenen toplantıda, barolar iktidara, ülke koşullarının da uygun olmadığı pandemi döneminde yasal düzenleme hazırlığından vazgeçme çağrısı yaptı.
İlerleyen süreçte TBB ve baroların da sürece katılımıyla avukatlık yasasında kapsamlı değişiklik yapılması talebinde bulunan barolar, siyasetçileri ikna için harekete geçti.
TBMM'de siyasi partilerin grup başkanvekilleri ve bölgelerinin milletvekilleri ile görüşen bazı baro başkanları, "Çoklu baro ülkeyi temelden böler. Baroları siyaset yapmakla suçluyorsunuz ama bu düzenlemeyle siz baroları siyasetin kucağına itmiş olacaksınız, bu düzenlemeyi askıya alın" talebini iletti.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Ankara Barosu'nun Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın eşcinsellikle ilgili sözlerine yönelik açıklaması üzerine başlayan tartışma nedeniyle gündemine aldığı barolarla ilgili yasal düzenleme konusundaki çalışmalarını tamamlamak üzere.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında bugün yapılacak Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında da, yapılan çalışmanın görüşülmesi bekleniyor.
AKP, bir ilde birden çok baro kurulması ve baro seçimlerinin nisbi temsil sistemine göre yapılmasını içeren yasa değişikliği önerisi konusunda ittifak ortağı MHP'nin de görüşünü aldıktan sonra, teklifi bu ay içinde TBMM Başkanlığ'na sunmayı planlıyor.
Barolar ise AKP yöneticilerinin "Baroların da görüşlerinin alınacağı" yönündeki açıklamalarına karşın, kendilerinin görüşü alınmadan yapıldığını söylüyor.
Barolar, Ankara Barosu ve Diyanet İşleri Başkanı arasındaki tartışma nedeniyle, baro sistemi ve seçim yöntemine ilişkin yasa değişikliğinin bir "oldu bittiye" getirildiğini savunuyor.
İktidarın bu gişimine karşı ilk olarak 19 Mayıs'ta bir bildiriyle tepki gösteren 80 baro başkanı, 1 Haziran'da da Ankara'da bir toplantı yaparak, izleyecekleri yol haritasını tartıştı ve bir sonuç bildirgesi açıkladı. Antalya Barosu'nun, bildiriyi yetersiz bularak imza koymadığı ifade edildi.
Ortak bildiride, ülke koşullarının uygun olmadığı böyle bir dönemde barolarla ilgili yasa değişikliğinden vazgeçilmesi çağrısı yapılarak, "Bu aşamada hazırlanması düşünülen teklifin geri çekilmesi halinde diyalog ve müzakereden yana olacağımızı, konunun tüm muhatapları ile görüşmeye hazır olduğumuzu bir kez daha paylaşıyoruz" ifadelerine yer verildi.
Toplantıya katılan baroların tamamı çoklu baro sistemine karşı çıkarken, TBB Başkanı Feyzioğlu ve bazı baroların nisbi temsili savunduğu, ancak 50 dolayındaki baronun, mevcut seçim sisteminden yana olduğu belirtiliyor.
Toplantıda, baro başkanlarının çoklu baro sisteminin sakıncalarının anlatılması için parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin yöneticileri ile bölgelerinin milletvekilleri ile yüz yüze ya da telefonla görüşerek, talep ve itirazlarını iletmesi de kararlaştırıldı.
Bu kapsamda Adana Barosu Başkanı Veli Küçük ile Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, dün TBMM'de CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay ve Engin Özkoç'un yanı sıra illerinin iktidar ve muhalefet partili milletvekilleri ile görüştüler.
AKP, CHP, MHP, HDP ve İYİ Parti'nin Adana ve Mersin milletvekilleri ile görüşen Küçük ve Yeşilboğaz, AKP'nin bu ay içinde TBMM başkanlığına sunmak istediği yasa teklifinden vazgeçmesini istedi.
TBMM'deki görüşmeleri ile ilgili BBC Türkçe'ye bilgi veren Küçük ve Yeşilboğaz'ın dile getirdiği temel talep ve itirazlar özetle şöyle:
"Yasalar ihtiyaç ve toplumun talebi üzerine yapılır. Ama toplumdan böyle bir talep yok, böyle bir düzenlemeye de ihtiyaç yok. Ülke pandemi nedeniyle zaten sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Sağlık ve sosyal problemlerimiz var. Böyle bir dönemde, böyle bir düzenlemenin yeri ve zamanı değildir, kaosa yol açar.
"Böyle bir düzenlemede muhatap sadece siyasiler değil, barolar da olmak durumunda. Beraberce müzakere edebiliriz. Ama biz sadece seçim sistemi ya da baroların yapısı üzerinden bir düzenlemenin aciliyeti olmadığı gibi böyle bir düzenlemeyi de kabul etmiyoruz. Ancak avukatların ve baroların diğer sorunlarının da çözümü için, yaklaşık 4-5 yıl önce Meclis'e de ilettiğimiz Avukatlık Kanunu değişikliği tekrar gözden geçirilip, baroların da sürecin içinde olacağı bir çerçevede ilerleyen süreçte kapsamlı bir değişiklik yapılabilir."
Baro başkanları, siyasilere, tasarının geçmesi halinde baroların bağımsız olması gerekirken siyasileşeceği uyarısında da bulundu:
"Çoklu baro sistemi, toplumu tabandan ayrıştırır. Baroları siyaset yapmakla suçluyorsunuz ama bu düzenleme yasalaşırsa, kendi ellerinizle baroları siyasetin kucağına itersiniz. 'A' siyasi görüşünde olan bir baroda; 'B' görüşünden olan bir baroda toplanır. Toplumu, ülkeyi tabandan bölersiniz. Yargı da bakacak, hakim, savcı bakacak; hangi baronun avukatısın? Ona göre farklı muamelede bulunacak. Hukuk güvenliğini ortadan kaldıracaksınız.
"TBMM örnek gösterilerek 'nisbi temsil' olsun deniyor. Ancak barolar yürütme organı. İşlerin yürümesi için konsensus sağlanması gerekiyor. Belki seçimi bir grup kazanıyor, ama grupçuluk yapamıyor, çünkü konsensus sağlamak zorunda, genel kurula hesap vermek zorunda."
TBMM'de görüşmeler yapan Adana ve Mersin Baro Başkanları, Ankara Barosu'na tepki amaçlı tüm baroların sisteminin değiştirildiği görüşünü de siyasilere iletti:
"Ankara Barosu'na kızıp, tüm sistemi değiştiriyorsunuz. Barolar her türlü ayrımcılığa karşı görüş beyan edebilirler. Yasalar, kızgınlıkla, öfkeyle, anlık reflekslerle değil, toplumun menfaatine uygun olarak değiştirilmeli.
"Böylesine önemli düzenlemelerde müzakere kapıları açık tutulmalı, uzlaşı dilini kullanırsak doğruyu buluruz. Diyalog ve müzakere yollarının kapalı tutulması halinde demokratik hak arama özgürlüğünün tüm gereklerini yerine getireceğiz."
Yeşilboğaz ve Küçük'ün verdiği bilgiye göre, muhalefet partilerinin yönetici ve milletvekilleri, baroların taleplerine destek vereceklerini belirtirken, MHP ve AKP'li milletvekilleri de önerileri dinleyip, parti yöneticilerine ileteceklerini dile getirdiler. AKP milletvekillerinin özellikle Ankara Barosu'nun Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a yönelik açıklamasına tepkilerini dile getirirken, baroların "asli işlerini yapması gerektiği" görüşünü ilettiklerini belirttiler.
Liderlerle görüşme ve protesto gösterisi de gündemde
Barolar, bölge milletvekilleri ve parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerle yaptıkları görüşmelerden sonuç alınmazsa ve barolarla ilgili yasa teklifi TBMM Başkanlığı'na sunulursa; farklı bir yol haritası izleyecek.
Buna göre, düzenlemenin askıya alınmasını sağlamak için siyasi parti liderleri ile görüşme talebini de gündemine alan barolar, gelişmelere göre eylem düzenlemeyi de planlıyor. Bu konuda, 24 Şubat 2018'de Ankara Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda 10 bin avukatın katılımıyla yapılan toplantı örnek gösterilerek, TBMM önünde yasanın protesto edilmesi dahil, demokratik gösteri ve yürüyüş hakkının kullanılacağı ifade ediliyor.