Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ait Amasra Maden Ocağı'nda geçen 14 Ekim günü meydana gelen maden faciasında 41 madenci hayatını kaybetti. Ağır yaralanan maden işçilerinden Taner Şen de kaldırıldığı Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde 21 günlük yaşam mücadelesini kaybetti. Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma doğrultusunda TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, işletme başmühendisi Mehmet Tural, 1. kartiye maden mühendisi İbrahim Hakan Mengeş ile 2. kartiye maden mühendisi Levent Aydın, müessese müdür yardımcısı Salih Atmaca, İş Güvenliği Şube Müdür Vekili Volkan Soylu, emniyet mühendisi Şahan Kahraman ve işletme müdürü Selçuk Ekmekçi "birden çok kişinin taksirle ölümüne sebebiyet verme" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, 2020 yılından bu yana görevlerinin kendisinden alındığını ve bu görevleri yapmadığını anlattı. Atmaca ifadesinde 2020 yılı Ağustos ayından sonra hiçbir iş yapmadığını, talimat almadığını, emir vermediğini ve hiçbir sorumluluk altında olmadığını söyleyerek, “Sadece oturdum. Maaşımı aldım. Üretim iltisak müdürü olarak boş kadro üzerimde duruyordu. Ancak bana bir şey yaptırılmıyordu. 2020 Ağustos ayından sonra iş icabı ocağa girmem, bana bağlı birimlere emir vermem, bilgi almam hem şifaen hem de yazılı olarak yasaklanmıştır. İş güvenliği uzmanlığım vardı, iş güvenliği uzmanlığım düşürüldü. Ocağa girdiğim tarih kazadan 1-1 ,5 sene öncedir. Bu tarihten sonra ocağa girmedim. Benim idari görevim yerine müessese müdür Cihat Özdemir bana bağlı olan birimleri kendisine bağlayarak bakmaya başladı" dedi.
TTK’daki eksiklikler için gaz ölçüm havalandırma, madendeki gaz seviyesinin düşük seviyede seyretmesi için seri havalandırma, paralel havalandırma sorununun giderilmesi için 250 kuyu dibi dik damar projesine daha önce yapılmamış olan paralel yeni havalandırma için lağım başlattığını hatırlatan Atmaca şöyle devam etti:
“Bu işin 2018 yılında projesi biterek tamamlanmıştır. Böyle olacağı kayıtlara geçmiştir. Ancak hala iş başlamamıştır. Yani orada çalışan işçi yoktur. İşçilerin çalıştığı madende ise paralel havalandırma olacak şekilde iyileştirmeler yaptık. Ben göreve başladığımda madende tespit ettiğim eksiklik her vardiyada 2 tane en az maden teknikeri olacak, gaz izleme personeli eksikti, bunlar için gerekli yazışmaları ve gerekli görevlendirmeleri yaparak 3 personeli gaz izlemeye görevlendirdim. Aynı zamanda iş güvenliğine bağlı olması gereken emniyet ve işletmede istihdam edilen emniyet servisinin görevlilerini iş güvenliğine bağladım. Son 1-1,5 yıldır yani ben görevde değilken iş güvenliği işçi sağlığı ve eğitim şube müdürlüğü direkt müessese müdürüne bağlandı.”
Avukatı ise Salih Atmaca’yı savunarak 2020’de görevlerinin peyderpey kendisinden alındığını ifade ederek, “Görevinin alınma sebebi ise bir şeyleri güzelleştirmeye çalıştığı için ayağı kaydırılmıştır. İşçiler müvekkilimin gözaltına alınmasına şaşırmaktadır. Müvekkilime mobbing uygulanmıştır. İş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi iptal edilmiştir. Bilirkişi raporunda Ocak 2022 tarihinden itibaren gaz seviyeleri ölçülmüştür ancak müvekkilim 2 yıldır emekliliğini beklemektedir. Aktif iş yapmamaktadır. Bilirkişiler kurum içi yazışmaları dikkate almamışlardır. Müvekkilim gaz izleme odasına ikinci adamı aldığı için bu durum yönetimi rahatsız ettiğinden görevden el çektirilmiştir” ifadelerine yer verdi.
2020 yılından bugüne kadar kompresör ve aspiratör servisinde sorumlu mühendis olarak çalıştığını anlatan Hüseyin Ogan, havalandırma modernizasyonu yapacak olan firmanın normal sürede tedarik edemediği ekipmanı ek süre verilmesine rağmen tamamlayamadığını anlatarak, “Olayın meydana geldiği gün gündüz vardiyasındaydım. Çalışma yaptığım sırada bana ve yanımdaki çalışanlara sormuş olduğunuz vantilatör arızası ile ilgili bir bilgi gelmedi. Havalandırma sisteminin modernizasyonu ile ilgili benim bildiklerim, tesisin modernizasyon ihalesi Makine ve İkmal Daire Başkanlığınca 2021 yılı içerisinde yapılmış ve ihaleyi ALFER isimli bir firma almıştır. Şirket kendisine verilen süre içerisinde mevcut tesisin modernizasyonu için gerekli ekipmanları temin edememiştir. Bu konuda 2022 yılı içerisinde kurumumuza yazılı bildirimde bulunmuş ve ek süre almıştır. Firmaya verilen ek süre içinde de ekipmanları tedarik edemediğinden havalandırma modernizasyonu yapılamamıştır" dedi.
Tutuklananlardan Şahan Kahraman, 6 aydır emniyet mühendisi olarak görev yaptığı maden ocağında kazadan bir hafta önce yine gaz seviyelerinin yükseldiğini hatırlatarak ifadesinde şöyle dedi:
"Kaza günü gündüz vardiyasında olduğunu anlatan Kahraman, “Ben çıkarken herhangi bir sıkıntı yoktu. Gaz seviyesi ile ilgili bana herhangi bir ihbar gelmemişti. Kazadan bir hafta önce ölçüm yapıldığında gaz seviyesi yüzde 3,5 - 4 seviyelerindeydi. Bu değer -310 kotundaydı, ben bu seviyeyi öğrendiğimde maden işçilerini tahliye ettim. Bana bu seviyeyi gaz izleme servisindeki çalışanlar söyledi. Bir gün sonra da gaz seviyesi normal değerlere dönüştü. -350 kotundan -320 kotuna hava basan 4 pervaneden bir tanesi arızalı durumdaydı. Bu durumu şefim olan Ferhan Güneş’e iletilmiş o da arızayı gidermeye çalışmış. Ancak yukarıdan gelesi gereken kelepçe gelmediği için ve vardiyası da bittiği için müteakip vardiyaya tamir için hazırlanan parçayı teslim ettik. Bir sonraki vardiya bu parçayı takacaktı. Bu havalandırma arızası gaz seviyesinde bir sıkıntıya yol açmamıştı."
Tutuklanan şüphelilerden Mehmet Tural, TTK Amasra Müessesinde 2012 yılında maden teknikeri olarak gaz izleme biriminde görev yapmaya başladığını; olay günü ise patlamadan önce son yaşananları anlattı. Eğitimini tamamlayarak 2022 yılı Mart ayından bu yana üretim başmühendisi olarak çalışmaya devam ettiğini anlatan Mehmet Tural, işletme müdürü Selçuk Ekmekçi’nin verdiği bilgisi olmadan değiştirdiğini söyleyerek, “Sorumlu olduğum mühendislere karşı otoritemi kaybederek işleyiş ve düzende aksamalar meydana geldi. Zaman zaman Selçuk Ekmekçi benim verdiğim tertipleri değiştiriyor. Bilgim olmadan sorumluluğumdaki mühendisleri ve onların bağlı oldukları şefler ve hatta nezaretçileri arayarak bana bilgi vermeden tertip verebiliyor. Bu durum benim iş takibimi zorlaştırıyor. Olay günü 17.27 sıralarında nöbetçi mühendis beni aradı. -300 kot 2. Rekupta yükleyicide elektrik arızası olduğunu, 1. Kartiye -350 kotunda mekanize ayakta, üç numaralı ünitede ise zincirli konveyör üzerinde elektrik aç-kapama arızası olduğunu bu konuda bilgim olup olmadığını sordu. Bende bu arızalarla ilgili bilgim olmadığını, elektrikçiye bilginin verilip verilmediğini arızaya müdahale edip-etmediğini sordu. O da elektrikçi Rıdvan Acet’in yükleyiciye müdahale ettiğini, daha sonra -350 kotundaki arızaya geçeceğini söyledi. 18.09 sıralarında emniyet mühendisi Şahan Kahraman beri aradı. Ocakta sıkıntı olduğunu ve ocağa geçtiğini söyledi. Gaz izlemeden sordum. Sensörlerin ölçüm yapmadığını söylediler. Bunun üzerine hemen gaz izleme birimini aradım. Telefonu Mehmet Özdemir panik halinde açtı. Ne olduğunu sorduğumda ‘Anlayamadım. Bütün değerler birden gitti. Ekran kıpkırmızı’ dedi. Ocaktan bilgi alıp almadıklarını sordum. Hemen ocağı tahliye etmelerini söyledim” dedi.
Patlama olayının meydana geldiği gün merkez gaz izleme servisinde tek kişinin çalıştığını söyleyen Tural, “Mevzuata göre her vardiyada en az iki kişinin olması gerektiği konusunda bilgim vardı. Bu konuda personel eksikliği mevcuttur. Benim sorumlu olduğum servislerde eleman eksikliği çoğunlukla olur. Norm kadronun altında işçiler çalıştırılmaktadır. Ben bu eksikliği Selçuk Ekmekçi’ye bildirdim. Bir keresinde devam eden bir iş için nakliyat servisinden bir işçiyi vardiyaya bırakmıştım. Selçuk Ekmekçi de ‘Benim bilgim olmadan işçiyi vardiyaya bırakamazsın’ diyerek işin yapılmasına engel oldu. Bir sonraki vardiyada bu işi yerine getiren eleman yoktu. Kalifiye eleman eksikliği çoğunlukla hissedilmektedir. Eleman eksikliği konusunda genel müdürlüğe yazılı işçi taleplerimiz bulunmaktadır. Ancak bu zamana kadar bir dönüş olmamıştır” diyerek personel eksikliği konusuna dikkat çekti.
Metan gazının renksiz ve kokusuz olduğunu söyleyen Tural, “İşçilerin havalandırma bacalarının tamir edileceği ve bu yüzden uzun süreli izin kullanacakları dedikodularını duymuştum. Adam kayırmacılık yapıldığını düşünüyorum. Müessese müdür yardımcısı Süleyman Sırrı Bayraktar beni bir gün aradı ve yeraltı işçisi Erdoğan G.’yi yanına çaycı olarak aldığını söyledi. Bu konuda müessese müdürü Cihat bey ve Selçuk Ekmekçi’nin bilgisi olduğunu deyip telefonu kapatmıştı. Bu personel yeraltı işçisidir. Yeraltı yevmiyesi almaktadır. Muhtemelen lambasını yeraltına indirip orada görünmektedir. Müessese müdürü bu durumdan haberdardır. Bu durumu Selçuk Ekmekçi’ye söyleyerek şikayetimi dile getirdiğimde ‘Bu durum biraz devam etsin daha sonra çözerim’ demişti. Müessesemiz kamu kurumu olduğu için hiçbir şekilde fazla kömür üretimi için baskı yapılmaz” dedi. (İHA)