Karadeniz Bölgesi’nin en özel noktalarından biri olarak kabul edilen Amasra, Bartın iline bağlıdır. Bu küçük sahil kasabasının tarihi antik dönemlere kadar uzanmaktadır. Bu sayede hem doğal güzellikleri hem de kültürel zenginlikleriyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakır. Deniz ve ormanın bir arada bulunduğu ve tarihi yapıların doğayla iç içe geçtiği Amasra, turizm açısından Karadeniz’in öne çıkan lokasyonlarından biridir.
Amasra, köklü tarihinde farklı medeniyetlerin izlerini barındıran ve stratejik konumuyla öne çıkan bir yerdir. Ticaretle de öne çıkan şehrin özellikle Liman kenti olarak stratejik önemi artmıştır. 1460 yılında ise Fatih Sultan Mehmet şehri savaşmadan Osmanlı topraklarına katmıştır. Bu fetihle birlikte Osmanlı İmparatorluğu’nun Karadeniz yönetiminde etkili olmasını sağlamış, aynı zamanda Amasra’nın günümüzdeki Türk kimliğini kazanmasında etkili olmuştur.
Amasra, tarih ve doğal güzellikleriyle birlikte kültürel yapısıyla da öne çıkar. Bilhassa yöresel lezzetler arasında Amasra salatası oldukça popülerdir. Balık yemeklerinin yanında sunulan bu salata bölgenin taze sebzeleriyle birlikte hazırlanır. Kasabadaki butik ve samimi restoranlarda hazırlanan taze deniz ürünleri gastronomi meraklılarını memnun eder.
Huzurlu bir tatil arayanlar için Amasra’nın doğal güzellikleri oldukça beğenilir. Temiz Karadeniz havasının keyfini yaşamak isteyenler için Büyük Liman ve Küçük Liman arası sahil yürüyüşleri keyif verici noktalardır. Bunun yanı sıra Ağlayan Ağaç gibi doğanın mucizeleri görülebilir, bölgedeki ormanlık alanlar ve şelaleler ise doğa yürüyüşleri için oldukça uygundur.
Amasra’nın kara ile bağlantısı olmayan bölgesi olarak öne çıkan Tavşan Adası doğa ve denizin bir araya geldiği noktalardan biridir. Doğal güzellikleri ve yaban hayatıyla dikkat çeken ada, adını üzerinde yaşayan tavşanlardan almıştır.
Doğanın içerisindeki nadir ve ilgi çekici güzelliklerden biri olan Ağlayan Ağaç Amasra’nın sembollerinden biri haline gelmiştir. Gösterdiği ilginç doğa olayıyla bilinen selvi ağacı yaklaşık 500 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bu sayede yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeker. Ağaç denizden aldığı nemi içerisine çeker ve özellikle ilkbahar aylarında (Nisan-Mayıs) damlalar halinde dışarı salar. Bu durum ağacın ağladığını görüntüsünü verir.
Etkileyici bir yeraltı oluşumu olan Gürcüoluk Mağarası, yüzyıllar boyunca şekillenmiştir. İçerisinde yer alan eşsiz jeolojik oluşumlarıyla dikkat çeken ve tek galeriden oluşan mağara 169 metre uzunluğunda bir yapıya sahiptir. Mağaranın içerisinde bulunan damlataş sütunları odacıklar oluşturarak büyüleyici bir atmosfere neden olur.
Güzelcehisar Lav Sütunları, ülkemizdeki ender jeolojik oluşumlarından biri olarak Batı Karadeniz’de bulunur ve doğaseverlerin ilgisini çeker. Lav sütunları 50-100 cm arasında değişen çaplarıyla yaklaşık 30 metre yüksekliğe sahiptir. Bu göz alıcı manzarayı oluşturan sütunlar, dünyanın bilinen en eski üç yanardağından birinin kalıntılarından oluşmuştur.
Güzelcehisar Koyu, Karadeniz’in en bakir ve etkileyici doğal güzelliklerinden biri olarak öne çıkar. Doğal plajı ve eşsiz manzarasıyla yerel halk ve dışarıdan gelen doğaseverler için sıklıkla ziyaret edilen bir noktadır.
Bartın, Karadeniz’in doğal güzellikleri kadar zengin mutfağıyla da dikkat çeker. Yöresel lezzetlerin başında "pumpum çorbası" gelir; mısır unu, süt ve tereyağıyla yapılan bu çorba, kış aylarının vazgeçilmezidir.
"Kabak burması" adını alan tatlı ise ince yufkaların arasına konulan rendelenmiş balkabağı ile hazırlanır ve çıtır dokusuyla damakları şenlendirir. Karadeniz mutfağının vazgeçilmezi hamsi, Bartın’da farklı tariflerle sofralara gelir.
Bartın’ın doğal ürünlerle yapılan lezzetleri, misafirlerine unutulmaz bir gastronomi deneyimi sunar.
Haber Gönder
