İSTANBUL (İHA) - ABD'nin 'Çifte Kuşatma' politikasının ve İsrail-Türkiye askeri anlaşmasının, İran ve Irak'ın yanında Suriye'yi de endişeye sevkettiği bildirildi. Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, sorunlu bölge Ortadoğu'daki stratejik duruma etki eden konulardan birinin de İran-Irak arasındaki ilişkilerde meydana gelen gelişmeler olduğunu belirtti. Son zamanlarda Tahran-Bağdat arasında bir yakınlaşma söz konusu olduğuna dikkat çeken Kuloğlu, bu ılımlı havanın en önemli sebebini, ABD'nin 'Çifte Kuşatma' (Dual Containment) politikasından etkilenmeleri olarak açıkladı. ABD'nin, 'Soğuk Savaş' döneminde, bu iki ülkeden birine arka çıkarak diğerine karşı kullanmayı tercih etmişken, Körfez Savaşı sonrasında politikasını değiştirdiğini ve her ikisine birden sınırlama politikası başlattığını ifade eden emekli Tümgeneral Kuloğlu, "Bu çifte kuşatma politikasının en önemli etkisi, bölgedeki bu iki düşman devletin birbirine yakınlaşması olarak kendini göstermiştir. İzolasyon nedeni ile yalnızlaşan bu devletleri en çok rahatsız eden nedenlerin başında, bölgedeki ABD askeri varlığı gelmektedir" dedi.
Bununla birlikte, bu politikanın ilan edilmesinden sonra birbirine yine de mesafeli yaklaşan bu devletlerin tavrını değiştirmesine sebep olan bir diğer gelişmenin de, 1996 yılında gerçekleşen İsrail-Türkiye yakınlaşması olduğunu kaydeden Kuloğlu, bu durumun, iki devletin dayanışmaya gitmesine de yol açtığını vurguladı. İsrail ile Türkiye arasında 1996 yılında yapılan askeri işbirliği anlaşmasının, bölge ülkelerini, özellikle İran ve Irak'ın yanında Suriye'yi de endişeye sevk ettiğini söyleyen emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, "Sahip oldukları kitle imha silahları sayesinde Ortadoğu'da bölgesel güç olmaya aday bu üç ülke, bölgenin en güçlü iki ülkesi olan Türkiye ve İsrail'in birlikte hareket etmesi ile önemli bir sorunla karşılaşmışlardır. ABD'nin bölgedeki en iyi müttefiki olan bu iki devletin birlikte hareket etmesi, bu üç devleti endişeye sevk etmiştir. Bu durumun özellikle İran'ı endişelendirmiş olması, onu Irak'a yakınlaşmak zorunda bırakmıştır" diye konuştu.
Yakınlaşmanın bir diğer boyutunun ise İran'ın Suriye ile olan ilişkileri ve Suriye'nin Türkiye ve İsrail karşısındaki konumu ile ilgili olduğunu anlatan emekli Tümgeneral Kuloğlu, şöyle devam etti: "İran ve Suriye, endişelerini gidermek amacıyla ilişkilerini sıklaştırmaya başlamışlardır. İran ile Suriye'nin yakınlaşmasının yanında, bölge dışı en büyük aktörlerden olan Rusya'nın Irak ile gelişen ilişkilerini de dikkate aldığımızda, bölgede bir kamplaşmaya gidildiğini görmek mümkün olmaktadır. İran, uluslararası gerginliğin yumuşaması politikası çerçevesinde sadece Suriye ile değil, diğer Körfez ülkeleri ve Arap devletleri ile de yakınlaşma çabası içine girmiş durumdadır".
Ancak İran için Suriye'nin özel bir önem arz ettiğini belirten Kuloğlu, "Özellikle Arap-İsrail çatışması çerçevesinde Suriye'nin İsrail ile anlaşma yapması İran'ı tedirgin edecektir. İki ülke arasında aynı zamanda Lübnan yüzünden de sorunlar yaşanmaktadır. Ayrıca Suriye'nin Türkiye ile olan ilişkilerinde şimdilik iyileşme belirtileri görünmesi de İran'ı rahatsız etmektedir" dedi.
İki ülke ilişkilerine etki eden diğer bir faktörün de ABD-İran ilişkileri olduğunu ifade eden emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, "ABD son iki yılda İran'a karşı olan sert tutumunu biraz olsun yumuşatmış görünmektedir. İran'ın uzun süredir sorunlu olduğu Suudi Arabistan ile ilişkilerini iyileştirme süreci başlatması da bu çerçevede ele alınabilir. Ancak bütün bunlara rağmen ABD-İran yumuşamasının uzun vadeli olacağı ve daha ileri gideceğine yönelik veriler kuvvetli görünmemektedir" diye konuştu.