"Barzani'yi kim palazlandırdı, peşmergeyi eğiten kim, kim lahmacun ısmarladı?" diye sorgulayan Halaçoğlu Barzani'nin Türkiye'ye gelişini hatırlatarak "Diyarbakır'da el ele tutuşup göz yaşları içinde megri megri diye tempo tuttular" diye tepki gösterdi.
Irak'taki referandumun sonuçlandığını fakat herhangi bir yaptırımın 'henüz' hayata geçmediğini söyleyen Halaçoğlu "Barzani'nin ortakları kimler? Petrolü kim satıyor? Barzani'yi kim palazlandırdı? Peşmergeyi kim hangi kafayla eğitti? Kim PYD'ye yardım için peşmergeyi Türk topraklarından Suriye'ye geçirtti? Hatta lahmacun ısmarladı?" diye sordu.
Halaçoğlu, Irak Bölgesel Yönetiminin referandumunun gerçekleştiğini fakat Türkiye 'den herhangi bir net hamlenin henüz gelmediğini söyledi. Facebook hesabından yazılı bir açıklama yayımlayan Halaçoğlu, "Hani hükümetin referandum karşı asıp keseceğini söyleyip ahkâm kesenler neredesiniz? İş bitmiş hala Habur sınır kapısı, hava sahası açık. Petrol boru hatları çalışıyor. Barzani'nin Türkiye'deki işletmeleri faaliyette" dedi.
İşte o satırlar:
"Eee şimdi ne olacak?"
Referandum yapıldı? Eee şimdi ne olacak. Tabii bir şey olmayacak. Denecek ki, Barzani'yi cezalandırmak için biz kardeşlerimizi cezalandırmayız. Ama asıl olan arkasında yatan, Barzani'nin ortakları kimler? Petrolü kim satıyor? Barzani'yi kim palazlandırdı? Peşmergeyi kim hangi kafayla eğitti? Kim pyd'ye yardım için peşmergeyi Türk topraklarından Suriye'ye geçirtti? Hatta lahmacun ısmarladı? Sonuçta bütün bunlara baktığımızda nasıl olur da kendi kendilerine yaptırım uygularlar diye düşünüyor insan.
"BOŞ YERE Mİ DİYARBAKIR'DA MEGRİ MEGRİ DİYE TEMPO TUTTULAR"
Boşa mı Barzani'nin paçavrasını bayrak diye aylar öncesinden direğe çektiler. Boş yere mi Türkiye seninle gurur duyuyor diye alkış tuttular. Boş yere mi Diyarbakır'da el ele tutuşup göz yaşları içinde megri megri diye tempo tuttular. Haaa onlara destek veren birileri de otursun şimdi kına yaksın." dedi.
ALÇI: ABD REFERANDUMDAN ÖNCE İBADİ'YE MESAJ GÖNDERDİ
Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı ise ABD Büyükelçiliği'nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin bağımsızlık referandumundan önce Irak Başbakanı Haydar El İbadi'ye mesaj gönderdiğini belirterek, "Bağdat Merkezi Hükümeti’nden, İran’dan ve Türkiye’den ardı ardına yapılan çok sert açıklamalara rağmen Erbil’den en ufak bir endişe belirtisi gelmemesi. Konuştuğum kaynakların tümü son derece rahattı. Bu rahatlığın sebebini araştırınca tek bir somut bulguya ulaştım. ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği, Irak Başbakanı İbadi’ye kesin bir talimat vermiş: 'Askeri olarak dokunmayın!" yorumunda bulundu.
"O nedenle Erbil’dekiler herhangi bir girişimle karşılaşmayacaklarına eminler. 'Irak bu durumda zaten adım atamaz. İran da böyle bir şeye girişmeye cesaret etmez, öyle olsa Haşdi Şabi devreye girerdi'diyorlar." diyen Alçı, Erbil'in Ankara'yla ilgili " 1 ay içinde dünyadan gelen tepkiler de netleşince Türkiye’nin tavrının yumuşamasını bekliyoruz.” görüşünde olduğunu da aktardı.
Alçı'nın Habertürk'teki ( 27 Eylül 2017) yazısı şöyle:
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, dünyadan gelen onca tepki ve dirence rağmen pazartesi referanduma gitti. Peki sonuç ne oldu? Hüsran diyen de var, galibiyet diyen de... Erbil ve Süleymaniye sonuçlara nasıl bakıyor? Birbirlerinin ezeli rakibi olarak görülen Barzani’nin Erbil’i ve Talabani’nin Süleymaniye’sindeki hava taban tabana zıt mı? İki taraftan siyaset yapıcılara sordum...
Erbil’de yüksek bir katılım oranı ve büyük bir coşku olduğunu inkâr etmek imkânsız. Barzani’nin kendi memleketinde tartışmasız bir galibiyet aldığını da. Açıkçası bu, sürpriz değil. Mesud Barzani tüm dünyanın direnişine karşı kendi kamuoyunun baskısı nedeniyle referandumda ısrar etti. Kararından dönse, iptal etse ya da ertelese liderliği sorgulanır hale gelecekti. O nedenle Erbil’deki gelişmelerin tamamı bire bir beklendiği gibi ilerliyor...
“ASKERİ OLARAK DOKUNMAYIN!”
Ancak işin tuhafı, Bağdat Merkezi Hükümeti’nden, İran’dan ve Türkiye’den ardı ardına yapılan çok sert açıklamalara rağmen Erbil’den en ufak bir endişe belirtisi gelmemesi. Konuştuğum kaynakların tümü son derece rahattı. Bu rahatlığın sebebini araştırınca tek bir somut bulguya ulaştım. ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği, Irak Başbakanı İbadi’ye kesin bir talimat vermiş: “Askeri olarak dokunmayın!”
"TÜRKİYE'Yİ ANLIYORUZ"
O nedenle Erbil’dekiler herhangi bir girişimle karşılaşmayacaklarına eminler. “Irak bu durumda zaten adım atamaz. İran da böyle bir şeye girişmeye cesaret etmez, öyle olsa Haşdi Şabi devreye girerdi” diyorlar.
Peki ya Türkiye’nin tutumu Erbil’de nasıl yankılanıyor? Kime sorarsanız sorun, tek yanıt veriyor, “Bizim için en önemlisi Ankara’nın tavrı” diyorlar. “Şimdi çok sert bir tutum içinde ancak biz Sayın Erdoğan’ı anlıyoruz. Seçimler yaklaşıyor, Bahçeli’nin oluşturmaya çalıştığı hava var, başka problemlerle uğraşıyor. Ama 1 ay içinde dünyadan gelen tepkiler de netleşince Türkiye’nin tavrının yumuşamasını bekliyoruz.”
REFERANDUM VE TÜRKİYE'DEKİ HAVA
“Kürt hattı”, “Kürtler devlet kurarsa”, “Kürdistan tehdidi” gibi laflarla başlayan cümleler maalesef günlerdir medyada adeta üzerimize boca ediliyor. Eski ırkçı söylemleri diriltmek isteyenlere bulunmaz bir vaha çıktı. Bu son derece rahatsız edici...
Türkiye, güvenlik kaygıları, komşusunda oluşabilecek kaos ve oradan kendisine sıçrayabilecek sorunlar nedeniyle Irak’taki referanduma itiraz edebilir ve ediyor. Bu son derece doğal ve olması gereken bir refleks. Öte yandan bu refleksi, “bir Kürt devletine kavramsal olarak karşı olma”refleksiyle karıştırmak isteyenler var!
Unutmayalım, Türkiye’de milyonlarca Kürt vatandaşımız var ve onları rencide etmeyen, etnik temel üzerinden gitmeyen, güvenlik kaygısıyla sınırlı bir yaklaşımın altını çizmek çok önemli. Özal’ın açtığı ama sürdüremediği yoldan Tayyip Erdoğan kararlılıkla gitti ve vesayetçi kafaların ekmeğine yağ süren ayrımcı dış politika çizgisine meydan okuyarak Erbil’le iyi ilişkiler kurdu. Bunu unutturmak, sanki “Türk dış politikası yeniden o eski günlere döndü” algısı yaratmak isteyenler var. O nedenle hükümetin de diline çok dikkat etmesi şart...
SÜLEYMANİYE NE DİYOR?
Barzani’nin rakibi Talabani’nin kalesi Süleymaniye’de referanduma katılım oranı yüzde 50’lerde kaldı. Referandum öncesi de bu kent sık sık yaptığı muhalefetle gündeme geldi. Peki bu sonuçlar bize ne diyor?
En önemlisi şu: Talabani Ailesi’nin referandumla ilgili nerede durduğu üzerine kafa karıştırıcı haberler geldi, desteklediklerini açıkladılar, sonra ertelenmesini talep ettikleri iddiası ortaya atıldı, bu iddia yalanlandı ama bütün bunların ötesinde Barzani’nin liderliğinin güçlenmesinden hoşnut olmadıkları açık, ancak karşı durmanın kendilerinin de aleyhine olduğunu gördüler. (Zaten bu karşı duruş, bağımsızlık fikrine karşı duruş değil, Barzani’nin güçlenmesine karşı duruş- N.A.) Kubat Talabani “Evet” için sahadaydı. Celal Talabani zaten konuşacak ve günlük fonksiyonlarını yerine getirecek durumda değil. Felç yatıyor. Ama karısı Hero “Evet” oyunu Kerkük’te kullandı.
Süleymaniye’deki düşük katılım oranını sorduğumda ise kaynaklarım, Goran lideri olan ve geçtiğimiz mayısta vefat eden Noşirvan Mustafa’nın etkisine, onun üzerinden de İran’a bağladılar. Ancak şunu eklediler: Katılım düşük de olsa, katılanlar arasında “Evet” oyu oranı çok yüksek.