Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın önemli açıklamalarda bulundu. Düzenlenen basın toplantısında Barzani'nin bağımsızlık açıklamaları ile alakalı yöneltilen soruya 'Bunun yanlış bir karar olacağını düşünüyoruz' dedi.
Barzani bağımsızlığı referanduma getireceğini açıkladı. Türkiye'nin cevabı ne olacak?
Biz bu konuyu daha önce Kürt bölgesel yönetimi yetkilileriyle çeşitli vesilelerle konuştuk. Biz bunun yanlış bir karar olacağını düşünüyoruz. Hele ki şu konjonktürde, DEAŞ'la mücadele yapılırken doğru bulmuyoruz. Ayrıca Irak'ın etnik, mezhebi çizgilerle atılan adım Irak'la sınırlı kalmaz, bunun faturasını herkes öder. Umarımız bu bölgede daha rasyonel ve bölgenin hassasiyetlerini dikkate alan bir değerlendirmeye girerler. Kerkük'te bir bayrak çekilme vesilesi oldu. Bunun da yanlış olduğunu ifade ediyoruz. Gereken makamlara ilettik rahatsızlığımızı. Irak'ta yeni gerginlik alanların doğmasına neden olacak kararlardan bir an önce vazgeçmelidirler.
ERTELENEN ERZURUM MİTİNGİ 15 NİSAN'DA YAPILACAK
Hayır çadırını ziyaret ettiler. Aslında demokratik bir jest oldu. Görüş alışverişine vesile oldu. Bir Cumhurbaşkanı olarak çok güzel bir demokrasi örneği sergilemiş oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın Erzurum ziyareti olacaktı. İnşallah 15 Nisan'da sayın Cumhurbaşkanımız Erzurumlular'la buluşacak. Yarın sayın Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır ziyareti olacak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve diğer önemli konularla ilgili mesajlar verecektir. Yurtdışında oy kullanılma süreci şu anda başlamış durumda. Şu anda 7 ülkede vatandaşlarımız oylarını kullanıyorlar. 14 gün boyunca 3 bin 182 sandık kurulmuş durumda. Totalde 2 milyon 972 bin 629 vatandaşımız yurtdışında oy kullanma hakkına sahiptir.
AVRUPALI VATANDAŞLARIMIZ SANDIKTA CEVAP VERECEKLERDİR
Bu halkoylamasında yurtdışı tek bir seçim bölgesi olarak kabul edildiği için vatandaşlarımız istediği herhangi bir yerde oy kullanabileceklerdir. Vatandaşlarımızın sandıklara ilgi göstermesinin ayrı bir önemi olduğunu vurgulamak istiyorum. Yaşanan hadiseleri hep beraber müşahade ettik. Bakanlarımızın, siyasilerimizin ne tür engellerle karşılaştığını gördük. Evet kampanyası yürütenlerin engellenmesi çabalarına karşı vatandaşlarımız en güzel cevabı sandıkta verecektir. Avrupa'lı bazı ülkelerin referandumda taraf olmuşlardır. Bu referandumda nihai kararı ne Avrupa basını ne de Avrupalı siyasetçiler verecektir. Nihai kararı millet verecektir.
DÜNYANIN NERESİNDE OLURSA OLSUN FETÖ İLE MÜCADELE EDECEĞİZ
Sayın Cumhurbaşkanımızın yarın yapacağı konusunda önemli mesajlar verecektir. Bir ihanet ve işgal çetesi olarak ortaya çıkan ve 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan FETÖ ile mücadelemiz devam ediyor. Türkiye'de çökertildiği halde bunların yurtdışında ne tür kumpas ve karalama içerisinde olduğunu biliyoruz. Yurtdışında birtakım kampanyalar yapmaya çalışıyorlar. Dünyanın neresinde olursa olsun bu ihanet şebekesine mücadelemizi her platformda devam ettireceğiz.
'DEAŞ'A KARŞI MÜCADELEDE EN ETKİN GÜÇ PYD/YPG' EFSANESİ ÇÖKMÜŞTÜR
Fırat Kalkanı operasyonun 29 Mart 2017 tarihi itibarıyla başarıya ulaşmıştır. Cerablus'tan DEAŞ'ı tamamen temizlemiş olduk. DEAŞ'la mücadelede YPG/PYD en yetkin güçtür efsanesi çöktü. Şu anda orada yeniden yapılandırma faaliyeti devam ediyor. Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından Türkiye oradaki güvenlik risklerine ilgisiz kalacak diye bir mana çıkarılmamalıdır. Oradaki güvenliğimiz en üst düzeydedir.
UMARIZ Kİ İSRAİL BU KARARINDAN EN KISA ZAMANDA DÖNER
İsrail'de hoporlörle ezanı yasaklama sürecinin devam ettiğini görüyoruz. Bu konudaki endişelerimizi diplomatik kanallardan ifade ettik. Böyle bir uygulama yapılması halinde bu kutsal topraklarda Ezan-ı Muhammedi'nin yasaklanması anlamına gelecektir ki, bunun kabul edilmesi hiçbir şekilde mümkün değildir. Umarız İsrail bu hatasından en kısa sürede vazgeçer. Bu yasağın gece sessizliği ve huzursuzluğuyla bir alakası yok. Ezan-ı Muhammedi barışa, selama, huzura davettir. Umarız ki bu hatalarından en kısa zamanda dönerler.
SORU-CEVAP
Bundan sonra Fırat Kalkanı bölgesinde ne tür bir planlama olacaktır?
Burada Suriye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde terör sorunun çözülmesidir. Güvenlik konusu aynı ehemmiyettedir. Bundan sonra alınacak tedbirler, benzeri bir adım planlanır. Benim askeri planlara girmem doğru olmaz. Bununla ilgili açıklamayı Türk Silahlı Kuvvetlerimiz yapar. Bölgede güvenlik tedbirleri devam ediyor. Bizim nihai hedefimiz terör belasından hem sınır bölgelerinde yaşayan insanlarımızın hem de Suriye'de yaşayan insanların kurtulmasıdır. Güvenlik riskleri devam ettiği müddetçe Türkiye her zaman hazır ve nazır olarak gerekli adımları atacaktır.
ABD Dışişleri Bakanı Esed'in gitmesine "Buna Suriye karar verir" dedi. Türkiye buna nasıl bakıyor? Türkiye'nin politikasında bu konuyla ilgili değişiklik var mı?
Hollanda'ya Türkiye bir yaptırım paketi başlatmıştı. Özür gelmemesi durumunda yeni bir yaptırım paketi gündeme gelecekti. ABD Dışişleri Bakanı hem sayın Cumhurbaşkanımız hem sayın Başbakanımız tarafından kabul edildiler. Daha sonra Dışişleri Bakanımızla görüştüler. FETÖ elebaşının iadesi konusu gündeme geldi. Amerikalılar bize bu konuyu gündeme getirdiğimizde bunun bir hukuki süreç olduğunu söylüyorlar. Biz de onlara, biz de size birçok belge verdik diyoruz. Amerikan bakanı umarım hassasiyetlerimizi kaygılarımızı iyi anlamış bir şekilde ülkesine dönüyordur.
FBI'nın ABD'de FETÖ'nün okulları hakkında bazı araştırmalar yaptığını biliyoruz. Bu konuda atılması atılan adımları bekliyoruz. Suriye'de baştan beri siyasi çözümü ifade ettik. Binlerce insan bir katil devlet tarafından adeta yok edildi. Biz baştan beri DEAŞ ve Esed rejiminin savaşın iki canavarı olduğunu ve birbirlerini beslediklerini ifade ettik. Şu anda hem Astana hem Cenevre bağlamında yürüyen bir süreç var. İki süreçte de varız ve destekliyoruz. Bu konuda yürüttüğümüz çok yoğun bir demokrasi var. Bu kadar savaş suçu işlemiş, kimyasal silah kullanmış bir kişinin orada kalacağını varsaymak gerçeklerle bağdaşır bir durum değildir. DEAŞ'la mücadeleyi öne çıkarıp oradaki rejimi yok saymak kanın uzun süre akması anlamına gelecektir.
Hollanda'da yaşananları hep birlikte gördük. Ne tür uygulamaların yapıldığını gördük. Bizim beklentimiz Hollanda makamlarının bu konuda sorumluluk alarak yapıcı adımları atmaları. Bizim Hollanda ile 400 yıllık ilişkimiz var. Onların da bir seçimleri vardı, tamamlandı ve bitti. Orada aşırı sağın ve popülist hareketlerin güç kazandığını gördük. Umarız şu anda hükümeti kuracak yetkililer ders alıp yapıcı adımları atar.