İSTANBUL (AA) - Bayındır İçerenköy Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Nuran Burcu Arkalı, baş ağrısının, hayati önem taşıyan bir durumun habercisi olabileceğini belirterek, "Kafa veya boyun travması, inme, beyin kanaması, anevrizma gibi vasküler bozukluklar, tümör, madde kullanımı, enfeksiyon, homoestaz bozukluklar, psikiyatrik bozukluklar ve yüz ile kranyal yapılarda yer alan organlara bağlı olarak baş ağrısı tetiklenir." ifadesini kullandı.
Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre, toplumda en sık görülen şikayetler arasında yer alan baş ağrısı, kişilerin özel, sosyal ve iş hayatını oldukça olumsuz etkileyen ağrılı bir yaşama sebep oluyor.
Baş ağrısı toplumda en sık görülen şikayetlerin başında geliyor ve birçok sebepten kaynaklanabiliyor. Uluslararası Baş Ağrısı Derneği, bağ ağrısını 14 ana grup ve yüzlerce alt grupta sınıflandırırken, başka bir hastalıkla ilişkisi olmayan primer baş ağrıları, tüm baş ağrılarının yüzde 90’ını oluşturuyor.
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Nuran Burcu Arkalı, baş ağrısının çoğunlukla başka bir hastalıkla ilişki olmadan da ortaya çıkabildiğini ifade etti.
Hastalığa bağlı olmayan bu ağrılı yaşamın özel, sosyal ve iş yaşamını olumsuz etkilediğini belirten Arkalı, primer baş ağrıları olarak adlandırılan ve sık rastlanan ağrı tipleri hakkında şunları kaydetti:
"Migren: 5 ile 40 yaş arasında ve kadınlarda daha sık rastlanır. Tek taraflı, zonklayıcı, 4 ile 72 saat sürebilen, orta veya şiddetli ağrılardır. Ağrıya, bulantı ve kusma sıklıkla eşlik eder. Kişi ışıktan ve sesten rahatsızlık duyar. Ağrı fiziksel aktivitelerden etkilenir ve günlük hayatı kısıtlar.
Gerilim tipi baş ağrısı: 10 ile 50 yaş aralığında görülür ve kadınlarda daha sık rastlanır. İki taraflı yaşanan ağrı 30 dakika sürebildiği gibi 7 güne kadar da sürebilir. Orta şiddette, künt, artıp azalan mengene - bant gibi sıkıştırıcı bir ağrı türüdür. Ağrıya eşlik eden başka semptom bulunmaz. Günlük aktiviteleri engellemediği gibi fiziksel aktivite ile de artış göstermez."
Arkalı, baş ağrısı tedavisinin ağrının türüne göre ve hastaya spesifik planlanması gerektiğini ve hastanın yaşı, cinsiyeti, sosyal durumu, ek hastalıkları, kullandığı diğer ilaçlar gibi etkenlerin göz önünde bulundurularak karar verilmesinin önem taşıdığını vurguladı.
Baş ağrılarının yüzde 10’unu oluşturan sekonder baş ağrılarında, ağrıyı tetikleyen başka bir durumun söz konusu olduğunun altını çizen Arkalı, “Kafa veya boyun travması, inme, beyin kanaması, anevrizma gibi vasküler bozukluklar, tümör, madde kullanımı, enfeksiyon, homoestaz bozukluklar, psikiyatrik bozukluklar ve yüz ile kranyal yapılarda yer alan organlara bağlı olarak baş ağrısı tetiklenir." ifade etti.
Arkalı,baş ağrılarında tanının hastanın öyküsü, klinik muayenesi, gerekirse beyin görüntülemesi ve ilave tetkikler ile birlikte değerlendirilerek konulduğunu belirterek hayati önem taşıyabilecek bir durumun habercisi olabilecek bulgular a ilişkin şunları kaydetti:
"Çok şiddetli ve ani başlayan baş ağrıları, giderek şiddetlenen ve geçmeyen baş ağrısı, hapşırmak, ıkınmak, cinsel aktivite veya efor ile ortaya çıkan baş ağrısı, kafa travması sonrası ortaya çıkan baş ağrısı, kol ve bacakta uyuşma, güçsüzlük, görme bozukluğu, konuşma güçlüğü gibi nörolojik semptomların eşlik ettiği baş ağrısı. Tedaviye rağmen düzelmeyen baş ağrıları ve baş ağrısının hep aynı bölgede olması, yüksek ateş, uyku hali, kafa karışıklığı veya vücut döküntüsünün eşlik etmesi ve ileri yaşta yeni başlayan baş ağrıları gibi bulgulardan bir ya da birkaçını yaşayanların en kısa sürede bir nöroloji kliniğine başvurması gerekiyor."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz