Uzmanlar strese bağlı baş dönmesinin insan hayatını tahmin edilenden çok daha fazla etkilediğine dikkat çekiyor. Peki, stres yani zorlanma ortamından kurtulmak için neler yapmalıyız?
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Atalay, stresin hem biyolojik hem de zihinsel yapıyı olumsuz etkilediğini belirterek “Açlık, yorgunluk gibi bir nedenle başı döndüğü zannedilen kişi aslında son günlerde yaşadığı bir stresin etkisinde olabilir” diyor.
Biyolojik, psikolojik ve sosyolojik olarak bütünsel bir sistem olan insan vücudu sürekli değişen iç dış koşullara uyum sağlayan bir denge içinde yaşamını sürdürüyor. Bu dengenin bozulması ise onun biyolojik, psikolojik ve/veya toplumsal bütünlüğüne zarar verme riski taşıyan olaylar sonucu ortaya çıkıyor.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Atalay, insan vücudunda dengenin bozulması sonucu ortaya çıkan zorlanma yani stres halinin sonuçları hakkında şunları söylüyor: “Stres yani zorlanma hali, biyolojik, psikolojik ve toplumsal korunma yollarını harekete geçirir.
Biyolojik düzeyde, mikrop ve benzeri tehlikelere karşı bağışıklık sistemiyle; psikolojik düzeyde, bastırma, akılcılaştırma, inkar etme vb. savunma mekanizmalarıyla; toplumsal düzeyde, aile, grup, ulus, gibi çeşitli örgütlenmelerle insan kendini korumaya çalışır.
Örneğin, böbreküstü bezinden adrenalin ve kortizol salgılanır. Bu maddeler kana karıştıklarında kalbin daha güçlü ve hızlı bir şekilde atmasını, akciğerlerin daha derinden ve hızlı nefes alıp vermesini sağlarlar. Kan şekerimiz yükselir, gözbebeklerimiz büyür. Bunlar tehlikeyle daha iyi başa çıkabilmek için geliştirdiğimiz yollardır. Böyle bir durumda en hayati kararları hemen vermesi gereken beyne daha fazla kan ve oksijen gider.
İş ortamı (mekân, meslektaşlarla ilişkiler, amirlerle çatışmalar vb.), ekonomik sorunlar, aile meseleleri, trafik, barınma biçimleri gibi modern hayatta sıklıkla karşılaşılan durumlar stres şartları oluşturduklarından, modern hayatta stresin genellikle bir süreklilik kazandığı söylenebilir. Sürekli stres altında yaşamak, vücudun sürekli tetikte olmasını gerektirdiğinden, strese karşı oluşturulan geçici mekanizmalar kalıcılaşmaya ve bunun sonucunda da bir takım bedensel hasarlar oluşmaya başlar. Öyle ki, bazen durup dururken, ortada bir şey yokken aşırı gerilen sistemin zembereği boşalır ve yanlış alarm vermeye başlar. Örneğin, kişinin durup dururken kalbi çarpmaya, nefes alıp vermesi hızlanmaya, elleri ve ayaklarından kanı çekilmeye ve başı dönmeye başlar.
Bu belirtiler ortada bir sorun yokken meydana çıktıklarından, kişi kendisine bir şey olduğunu düşünerek kalp krizi/beyin kanaması geçireceğini sanabilir ve hemen hastaneye başvurur. Bu durum, son yıllarda sıklıkla teşhis edilmeye başlanan panik bozukluğunu anlatmaktadır. Kalp çarpıntısı, nefes alıp verirken hava açlığı çekmek gibi baş dönmesi de panik bozukluğun veya o düzeye ulaşmamış kaygı ataklarının belirtisi olabilir.”
Duygularını ifade edemeyenler bedensel belirtiyle tepki veriyor. Özellikle duygusal çatışmalarını ifade etmekte/dile getirmekte güçlük çeken kimi insanlarda psikolojik sorunların bazen kendisini bedensel belirtiler şeklinde ortaya koyduğunu belirten Dr. Hakan Atalay, bu durumu şöyle açıklıyor: “Bu tür durumlarda genellikle herhangi bir nedenle bedensel olarak yaşanan olağandışı bir belirti, duygusal çatışmaların bağlandığı bir belirtiye dönüşerek olduğundan fazla bir anlam yüklenebilir ve sürekli bir yakınma nedeni haline gelebilir.
Örneğin, çarşıda alışveriş yaparken açlık, yorgunluk gibi bir nedenle baş dönmesi hisseden birinde, diyelim ki evliliğinde ruhsal çatışmalar yaşanıyorsa, aslında psikolojik anlam taşımayan belirtiler bu çatışmalarla bağlantılı hale gelebilir. Tabii ki, baş dönmesinin nörolojik, kulak burun boğaz vb ile ilgili olabilecek organik nedenleri öncelikle araştırılmalı; organik açıklayıcı bir neden bulunamadığında ya da varsa bile belirtinin şiddetini açıklayacak düzeyde olmadığında psikiyatrik bir değerlendirme için yönlendirilmelidir.”
Dr. Atalay, strese bağlı rahatsızlıklarda tedavi yöntemleri hakkında ise şunları söylüyor: “Tedavide, stres nasıl ki biyolojik, psikolojik ve toplumsal düzeylerde ortaya çıkabiliyorsa, aynı alanlarda önleyici ve iyileştirici çarelere başvurmak gerekir. Örneğin biyolojik düzeyde bedeni çok zorlamamayı, yorulduğunda nasıl dinlenileceğini (aralar, etkinlikler, okuma, yoga, müzik vb.); psikolojik düzeyde işe yaramayan savunma yöntemlerinden vazgeçip yenilerini gündeme getirmeyi, kendine ve dünyaya farklı bakış açıları geliştirmeyi; toplumsal düzeyde aileden, arkadaşlardan, vb. başlayarak sosyal destek sistemlerini geliştirmeyi öğrenmek gerekir. Ayrıca, strese bağlı sorunlar ortaya çıkmış ve panik bozukluk, depresyon gibi bir bozukluğa dönüşmüşse bu önlemlere ek olarak bir süre hekim gözetiminde ilaç tedavisi görmek gerekebilir.”
STRESTEN KORUNMA YOLLARI STRESİN FİZİKSEL BELİRTİLERİ:
*Yorgunluk
*Baş dönmesi
*Baş ağrısı
*Uykusuzluk
* Kas ağrıları/katılığı (özellikle ense omuzlar ve bel)
* Kalp çarpıntıları
*Göğüs ağrıları
* Karında kramplar
* Bulantı
*Titreme
*El ve ayaklarda soğukluk
*Kızarma veya terleme
* Sık soğuk algınlığı
STRESİN ZİHİNSEL BELİRTİLERİ:
*Konsantrasyon ve hafızada düşme
*Kararsızlık
*Düşüncelerin yarışması veya bir şey düşünememe
*Kafa karışıklığı
*Mizah duygusunun kaybı
STRESİN DUYGUSAL BELİRTİLERİ:
*Kaygı (anksiyete)
*Sinirlilik
*Depresyon
*Kızgınlık
*Düş kırıklığı
*Endişe
*Tedirginlik
*Sabırsızlık
*Tahammülsüzlük
STRESİN DAVRANIŞSAL BELİRTİLERİ:
*Yerinde duramama, kıpırdanma
*Sinirsel huylar (tırnak yeme, ayaklarını yere vurma)
* Fazla yeme
* Sigara/içki içme
*Ağlama, feryat etme
*Sövme
*Suçlama, fırlatma, hatta vurma
STRESTEN KURTULMANIN 10 YOLU
İlginizi çekebilir
Vejetaryenlik ne kadar sağlıklı?
http://www.elle.com.tr/vejetaryenlik\_uzerine\_HaberDetay/1504.aspx