HABER

Başbakan Ahmet Davutoğlu: İmzalarınızı çekiniz

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

İstanbul İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözlerine ilişkin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na sert tepki gösterdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisine imza atan akademisyenlere “İmzalarınızı çekiniz. Terörle aranıza mesafe koyan açıklamalarınızı bekliyoruz” diye seslendi. Partisinin İstanbul İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katılan Davutoğlu özetle şunları söyledi:

ÇIKSINLAR ‘BU YANLIŞ’ DESİNLER

“Bu bildiri, terör örgütüne yönelik en ufak bir eleştiriye, ikaza ya da terörün saldırılarını doğrudan mahkum eden bir duruşa sahip değildir. Üç gündür tekrar tekrar sorular sorarak kendilerini itham ediyorum. Bir kez daha diyorum, hakkaniyetten oldukça uzak, gerçeklikten kopuk, ön yargıyla, Kandil zihniyetini yansıtan bir bildiridir ne yazık ki. Aralarında, imza attıkları bildirinin muhteviyatına hâkim olmayan akademisyenlerin de olduğunu ben şahsen biliyorum. Bu girişimde bir iyi niyetin, akademik bir hassasiyetin, yapıcı bir eleştirinin varlığından bahsetmek de mümkün değildir. Buradan çağrıda bulunuyorum. Geliniz erdem irfan ışığında bu bildiriyi bir kez daha okuyunuz ve imzalarınızı çekiniz. Atacağınız bu adım, bundan sonraki sözleriniz değerli kılacaktır. Bildiri metninde ne yazık ki terör örgütünün o kara propagandanın dili kullanılmıştır. Kendi adıma o bildiride imzası olan akademisyenlerin, terörle aralarına mesafe koyan açıklamalarını bekliyorum. Çıksınlar ‘Bu yanlış’ desinler. Hiç bir akademisyenin böyle bir metine anılmasını istemem. Orada ismi bulunan ve bu tablodan rahatız olanlar olduğunu biliyorum. Kimse bu zulme seyirci kalmamızı beklemesin.

SAYIN DEVLET BAHÇELİ'YE GEÇMİŞ OLSUN DİLİYORUM

Bizler yarınki Türkiye özlemiyle büyüdük. Bizim neslimiz adalete, demokrasiye hasretle büyüdü. Yarınki Türkiye özlemi bugün gerçek oldu. 7 Haziran seçimlerinde açık ara birinci parti olmamıza rağmen hükümet kurmak için gerekli çoğunluğu sağlayamadık. Hemen çalışmalara başladık. O akşam milletimize 'ne olursa olsun bu ülkeyi değil 1 yıl, değil 1 ay, değil 1 hafta, 1 saniye dahi hükümetsiz bırakmayacağız' dedik. Belki de cumhuriyetin en kritik döneminde bu ülkeyi sahipsiz bırakmadık. MHP ile HDP biz koalisyon yapmayız siz CHP ile yapın dediler. Bu arada MHP genel başkanına acil şifa diliyorum, geçirdiği operasyonlar nedeniyle, geçmiş olsun. 1 Kasım seçimleri milletimizin basiretiyle Türkiye kurulan tuzakların boşa çıktığı bir seçim oldu. 1 Kasım'dan sonra o büyük zaferin rehavetine kapılmadan teşkilatımızın her düzeyinde istişareler yapıyoruz. Büyük yenilgi yaşayanlar hala ders almış görünmüyor.


KILIÇDAROĞLU'NUN SAYGISIZLIĞINI İADE EDİYORUZ

Kemal Kılıçdaroğlu dün kongreyle yaptığı konuşmada Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük olarak siyasi lidere yakışmayan bir üslupla, nezaketsizlikle ithamda bulunmuştur. Mesnetsiz suçlarla Cumhurbaşkanımızı itham etmiştir. Cumhurbaşkanımıza yaptığımız küstahlığı kendisine aynen iade ediyoruz. Dikta CHP siyasetine ait bir kavramdır. Dikta, milli şef, zorbalık CHP'ye ait kavramdır. En son TRT'yi bastılar. Hizmet üretemeyince kabalaşıyorlar, çirkinleşiyorlar. Hakaret ettiği kişinin bu milletin yüzde 52'nin oyuyla seçildiğini unutuyor. Saygısız olduğu kadar basiretsiz bir söylemi kullanmaktan çekinmiyor. Kılıçdaroğlu CHP'nin şifa bulmaz hastalıklarını gözden kaçırmak için Cumhurbaşkanımıza hakaret ederek kendi kitlesi nezdinde kendisini kurtarmaya çalışıyor. CHP kongresinde parti kitlesini küfürle, hakaretle biraraya tutmayı düşünmek sayın Kılıçdaroğlu'na yaramaz. CHP'nin 1 Kasım seçimlerinde biz ne hata yaptık diye düşünmelerinin zamanıdır. Koltuğun, geliştirdiği fikirlerle koruyamayacağını bildiği için Cumhurbaşkanına hakaret ederek koltuğunu korumayı düşünüyor. Bunlar kendi koltuklarını korumak için sergiledikleri küçük kurnazlıklardır.

CUMHURBAŞKANIMIZA HAKARET ONA HİÇBİR ŞEY KAZANDIRMAZ

Eğer biraz sorumluluk sahibi olunsaydı, basiret sahibi olunsaydı koltuğu korumak adına böyle seviyesiz bir üsluba yönelmezlerdi. Onlar kongrelerinde sadece itham ve hakaretle konuşurken bizim teşkilatımızın toplantılarında gelecek ve aydınlık günlerinin çağrısı yapılır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun derdi Türkiye'yi daha iyi yerlere taşımak olsaydı partisine vizyon çizerdi. Bunlardan bahsedemediği için hakaretle yoluna devam etmek istiyor. Bu ülkenin en yüce makamına hakaret etmek ona hiçbir şey kazandırmak. Bir başbakan için bir genel başkan için en büyük güç, en büyük destek böyle bir teşkilata sahip olmaktır. Bu teşkilat şimdiden 2019'un müjdesini haber veriyor. Bir tarafta girdiği her seçimi kaybeden sayın Kılıçdaroğlu, diğer taraftan girdiği her seçimi kazanan sayın Cumhurbaşkanımız.

SULTANAHMET VE ÇINAR SALDIRILARI

Yeryüzünün en güzel noktasında, medeniyet tarihinin en muhteşem eserlerinin birinde Sultanahmet Meydanı'nda masum canların kanına girdiği gibi Çınar'da masum çocukların, çınar olacak o küçük fidanların kanına girebilecek kadar alçaktır terör. Sultanahmet saldırısı bunun en somut örneklerinden biri olmuştur

OPERASYONLAR

Bizim tek hedefimiz, güvenlik görevlilerimizi şehit eden, masum vatandaşlarımızı tehdit eden, öldüren, esnafımızın iş yerlerini kapatan ve yağmalayan, küçücük Kürt çocuklarını aldatıp, kalem tutması gereken ellere silah vererek ölüme gönderen, Türklere, Kürtlere, Araplara, Zazalara zulmeden bu terörü tümüyle ortadan kaldırmaktır. Tek gayemiz, bölgede terörist odaklarca baskılara ve zulme uğratılan insanlarımıza huzur ve emniyet ortamı sağlamaktır"

(Ajanslar)

Akademisyenler hakkında toplu soruşturma

’Bu suça ortak olmayacağız’ başlığıyla yayınlayan bildiride imzası bulunan 1.128 akademisyen hakkında re’sen soruşturma başlatıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca, bildiride imzası bulunanakademisyenlerden kendi yargı alanında bulunan üniversitelerde görev yapan ve bu bildiriye imza atan akademisyenler hakkında, TCK’nın 301. maddesinde hükme bağlanan, "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve devletin kurum ve organlarını aşağılamak" suçu ile TMK’nın 7. maddesinde belirtilen "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından re’sen soruşturma başlatıldı.

ERDOĞAN SİNYALİ VERMİŞTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün katıldığı toplu açılışta bildiri yayınlayan akademisyenlerle ilgili olarak şöyle demişti

"Şimdi buradan ben ilgili kurumlarımıza sesleniyorum. Dün seslendim, bugün de sesleniyorum. İlgili kurumlarımızın da anayasamıza ve yasalarımıza göre açık suç teşkil eden bu ihanet karşısında, anayasal ve yasal gereklerini yapacaklarına inanıyorum. Buradan asla taviz verilemez."

AKADEMİSYENLERİN PAYLAŞTIĞI BİLDİRGE

Metnin tamamı şöyle:

Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!

Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir.

Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye’nin kendi hukukunun ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir.

Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz.

Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz.

Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.

En Çok Aranan Haberler