Davutoğlu, Azez çevresindeki güçlerce Türkiye'ye yönelik tacizler sonrasında angajman kurallarının uygulandığını belirtti.
Genelkurmay Başkanı ile bugün 2 kez görüştüğünü söyleyen Başbakan Davutoğlu; "Suriye bağlamındaki gelişmeler, hem büyük bir insanlık trajedesine yol açıyor hem de ulusal güvenliğimizi doğrudan tehdit eden edecek hale dönüşmüş durumda. Özellikle Rusya'nın yabancı bir güç olarak, neredeyse fiili bir işgal gücü olarak Suriye'nin bütün şehirlerini, DAEŞ dışında Bayırbucak'ta Türkmenlere, Halep'te Kürtlere, Araplara, Türkmenlere, Mare-Cerablus hattında neredeyse IŞİD'e yardım edecek şekilde muhalif unsurlara yaptığı hava operasyonları çerçevesinde, maalesef geçtiğimiz hafta, Türkiye ile Halep arasındaki insani yardım kooridoru kapatıldı. Halep şu anda fiili bir kuşatma ve işgal tehditi altındadır. Oraya ulaşma koridoru kapandıkça, orada yaşayanlar canlarını kurtarmak için mülteci akınına dönüşen haraketlilik içinde. Zaten YPG'yi bir piyon olarak kullanan güçlerin hedefleri, çok yoğun bir mülteci akınına sebebiyet vermek, kuzey Suriye'de demografiyi değiştirmek, Halep'te kompozisyonu değiştirmek ve Halep'te sadece rejim güçlerinin olduğu bir yapı oluşturmak" diye konuştu.
"SURİYE REJİMİNİN UZANTISI OLAN BU TERÖR ÖRGÜTÜ, AZEZ'E DÖNÜK BİR SALDIRIDA BULUNDU"
Türkiye'nin sınır güvenliği için gerekli tedbirleri almaya kararlı olduğunu vurgulayan Davutoğlu şöyle konuştu; "Birkaç gün önce, Halep-Türkiye koridorunun kesilmesinin yanında, Azez'e dönük olarak hem Rus hava kuvvetleri harekete geçtiler. Hem de Afrin'den YPG güçleri de Azez'e dönük bir saldırı başlattılar. Dün ve bugün, aynı işbirlikçi, Suriye rejiminin uzantısı olan bu terör örgütü, Azez'e dönük bir saldırıda bulundu. Ayrıca bu saldırılar sırasında sınırlarımıza yönelik tacizler oldu. Yani, angajman kurallarını işletmemiz gereken bir durum ortaya çıktı. Gerek Türkiye'ye dönük mülteci akına izin vermemek, gerekse açık bir şekilde PKK uzantısı olan bu güçlerin, Suriye'de kendi alanlarına oluşturma çabalarının oluşturduğu tehdit karşısında, bugün angajman kuralları çerçevesinde, Azez ve civarındaki tehdit oluşturan güçlere karşı mukabelede bulunulmuştur. Bir kez daha ifade ediyorum,bu angajman kuralları çerçevesinde atılan bir adımdır... Türkiye, kendi sınırlarını korumak için, sınırları üzerinde Türkiye'ye doğru yönelen mültecileri korumak için, Suriye'nin tek umudu olan ılımlı muhalif unsurların varlıklarının muhafaza edilmesi ve etnik bir kıyım yapılmaması için alınması gereken tedbirleri almaya kararlıdır."
"YPG DERHAL, AZEZ VE ÇEVRESİNDEN UZAKLAŞACAK"
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın görüşme talebinde bulunduğu kaydeden Davutoğlu; "Kendisiyle de bir görüşme yaptık. Kendisine de bu hususları açıkca ifade ettim. YPG bir Kürt örgütü değildir. DAEŞ Kobani'ye saldırdığında, 197 bin Kürt nereye sığındı? Türkiye'ye sığındı. PKK ve YPG bir terör örgütüdür. Bunun bilinmesi lazım. Ama Kürt halkının meşru temsilcileri sözkonusu olduğunda, Irak'ta Kürt Bölgesel Yönetimi'nde olduğu gibi, biz onların korumasını da üstümüze alırız, onların da hamisi oluruz. Ama, bu meseleyi bir Kürt-Türk çatışması olarak tanımlayanlar, Ortadoğu'da bir kardeş kavgasına zemin hazırlamak niyetindedir. Ama YPG'nin eli kanlıdır, rejim işbirlikçisidir. Ve Rusya'nın, işgalci Rus güçlerinin, karadaki işbirlikçi, tamamlayıcı örgütüdür. YPG'nin sınırımızdaki Türkiye'yi rahatsız eden her adımına aynen mukabele ederiz... YPG derhal, Azez ve çevresinden uzaklaşacak. Azez'in yakınına dahi yaklaşmayacak. Koridoru tekrar kırma çabalarında bulunmayacak. Minnak Havaalanı'nı, Türkiye'ye veya muhalefete karşı kullanma hevesine kapılmayacak, o havaalanını derhal boşaltacak. Bunları sayın Biden'a da ifade ettim, burada da ifade ediyorum. YPG ne Kürtleri ne Suriyelileri temsil etmiyor. Yaptıkları her barbarca tutumun, sürdükleri her Arap, Türkmen ve Kürt'ün sürüldükleri yerlere dönmesini de sağlayacağız, bunların da hesabını verecekler. Türkiye'nin sınır boylarında böyle herkesin at oynadığı bir ortamda Türkiye'nin sessiz kalmasını da kimse beklemesin" dedi.
(DHA)