HABER

Başbakan Bülbül'ü niye koruyor?

Kemal Kılıçdaroğlu, planı hazırladığı öne sürülen kişiler arasında Kudret Bülbül isimli kişiye dikkat çekti.

Başbakan Bülbül'ü niye koruyor?

İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:

Taşeron çalışanların sayısı milyonu aştı. Taşeron işçi kardeşlerimizi bilsin. Biz taşeronu kaldıracağız. Taşeronu savunana ve sürmesini isteyen AKP’dir. Hepsi devlette kadrolu sendikalı işçi olacak.

[

****](https://www.mynet.com/kilicdaroglu-da-ifadeye-cagrildi-110100561821 )

Bu işin yükü mükü de yok. tam tersi araya bir kişi katıyorsunuz ona da para veriyorsunuz. Herkes Uluslararası Çalışma Örgütü’nün koyduğu evrensel kurallara göre çalışacak. Çağdaş kölelik düzenine karşı çıkacağız.

Biz işçinin, emeğin hakkını koruruz ama biz ücret sendikacılığına karşıyız. Onu da bilsinler. İşçi ve işverenler karşıt gruplar değildir. Bize ona inanırız. İşçinin de işverenin de hakkını teslim edeceğiz. Aile Sigortası’nı, askerliği nasıl anlatacaksa taşeron işçiliği de anlatacağız. Amacımız kendi içinde barışık, uzlaşma kültürü olan, kıskanmayan, beraber mücadele eden bir toplum yaratmak.

JAPONYA DEPREMİ

Japonya’daki deprem felaketini herkes biliyor. Deprem doğanın bir tepkisi diyelim. Nükleer felaket ise insanoğlunun kendi eliyle yarattığı bir tehlikenin insana dönmesi. Çernobil’in yarattığı travma hala akıllarda.

Bu olaydan sonra başta İngiltere, ABD, Almanya, Çin nükleer enerjinin güvenliği konusu üzerinde durmaya başladılar.

BAŞBAKAN TÜP GAZLA NÜKLEER ENERJİYİ AYNI KEFEYE KOYDU

Ama bir ülkenin başbakanı çıktı tüp gazla nükleer enerjiyi aynı kefeye koydu. Allah akıl fikir versin başka diyecek bir şey yok.

Radyasyonun ne olduğunu bilmiyor. Radyasyonun insanını genlerinde tahribat yarattığını bilmiyor. Bilmiyor da ülkeyi yönetiyor. Sorun da orada zaten.

CAMA BAKIP KONUŞSAYDI BÖYLE DEMEZDİ

Ben söyledim. Aynaya cama bakmadan konuştu. Cama bakarak konuşsaydı herhalde böyle konuşmazdı.

Düşünmemiz gereken soru şu: Biz bir nükleer santral için Ruslarla anlaşma yaptık. “1. soru, yapılacak olan bu nükleer santral daha önce başka bir ülkede inşa edildi mi. Hayır yeni bir şey diyorlar. Teknolojisini kimse bilmiyor.

2.nükleer santralı başka ülkelerde yapıyor. Ama Ruslara gel bize nükleer santral yap denildi. Neden ihale açılmadı da ‘20 milyar dolara gel bize nükleer santral yap’ denildi.

15,5 sent fiyat karşılığı Ruslara garanti verildi. Buradan sanayicilere sesleniyorum. en az 15,5 sente size elektrik satacaklar. Siz buna evet mi diyeceksiniz. Niye sesiniz çıkmıyor. Bu fiyata siz rekabet mi edeceksiniz. Bu fiyatlara sizi kayıt dışılığa zorlayacaktır. 15,5 sentten elektrik üreten dünyada var mı yok mu. Açıp bir ona bakın.

Akkuyu’da yapılmak istenen santral fay hattına 25 km mesafede. Yer lisansı 38 yıl önce alınmış. Teknoloji değişti, bilim değişti. Ama yine de niye yaparlar bunları. Ben söyleyeyim. Samsun’dan Ceyhan’a petrol gelecek. Orada bir rafineri olacak kime ait bizim Çalık’a ait. Yandaşına rafineri yaptıracaksın diye milletin sırtına 20 milyar dolar faturayı yükleyen bir insanda toplu iğne başı kadar vicdan var mı. Bu faturayı millet ödeyecek.

Hala ihalesiz bu anlaşmayı niye Ruslara verdiğini bir Allah’ın kulu çıkıp anlatmadı. Parlamentoyu da buna alet ettiler. Ticari bir yatırım yapılacak niye yasa çıkarılır? Yargı iptal etmesin diye.

LİBYA KRİZİ

Libya halkı zor zamanlarımızda bizim yanımızda oldu. Biz de zor zamanlarında onarlın yanında olmalıyız. Geçmişten gelen tarihi bağlarımız var. 21. yy despotların tarihten silineceği demokrasinin gelişeceği bir yüzyıl olacak. Çünkü dünya küçüldü teknoloji gelişti. İletişim imkanları arttı. Dünyanın bir yerindeki zulmü dünyanın bütün ülkeleri izleyebiliyor. Ülke olarak biz hiçbir gücün başka ülkeye müdahale etmesini istemeyiz. Her ülke kendi sorununu kendi çözmelidir. Biz hükümetin Kaddafi’nin çekilmesi, Libya’ya demokrasinin gelmesi, Libya’nın zenginliklerinin emperyal güçlerce paylaşılamaması söylemini doğru bulduk. Bu söylemler aslında bizim söylemlerimiz.

Ama bir başka gerçek daha var Türkiye izlediği dış politikayla uluslar arası alanda gittikçe yalnızlaşıyor. Dışlanıyor Türkiye.

TÜRKİYE BY PASS EDİLDİ

Bakın Arap birliği ve İslam ülkeleriyle Batı doğrudan ilişkiye geçti. By Pass edildi Türkiye. Bırakın oyun kurayı bu oyunda Türkiye figüran bile olmadı.

Paris toplantısına davet edilmedi. Dikkate bile alınmadı. İzlenen dış politika Türkiye’yi bu hale getirdi. Sayın Erdoğan biraz geç de olsa Kaddafi’yi eleştirdi. Kaddafi’ye çekil, halkına baskı yapma diyen sayın Erdoğan, sen o insandan “İnsan Hakları ödülü’nü alırken bunları hiç düşünmedin mi? Bizim isteğimiz, o ödülü sakın Başbakanlık’ta tutmasın. Evine götürsün. Televizyonlarda Libya’daki olayları izlerken “Ben bu ödülü nasıl aldım” diye düşünüp” belki vicdanı sızlar.

Libya’da çok sayıda ölü ve yaralı var. Hükümete beş önerimiz var.

1-NATO’nun Libya’ya yönelik operasyonunu izin vermemeli tavrını açıkça belirtmelidir.
2-Libya halkına yardım elinin uzatmalıdır.
3- Libya’da siyasi diyalog mekanizmasının oluşmasına yardım etmelidir.
4-Hükümet özellikle Arap Ligi İKÖ ve AB ile temasları arttırarak kan dökümlemesi,in engelleyecek çabasını arttırmalıdır.
5-Hükümet bir siyasi temsilci atamalıdır.

CHP olarak bu hedefler doğrultusunda hükümetin yanında olacağımız da belirtmek isterim.

DİKTATÖRLER SİLAHLARI BATI SATIYOR

Batılılara da bir çift sözümüz var. baskıcı, zorba, diktatör diyorsunuz. Peki bunlara silahları siz satmıyor musunuz.

Bu diktatörlerin paraları nerede. Sizin bankalarınızda. Bunlar düşünce paralarına el koyuyorsunuz. Bu diktatörler iktidardayken neden paralara el koymuyorsunuz.

Tamam Kaddafi’ye kızalım da Batı’nın da kendi etik değerlerini sorgulaması lazım. Kardeş Libya halkının da bunları bilmesi azlım.

BALYOZ’LA İLGİLİ İLGİNÇ İDDİA

Balyoz’u artık hepimiz biliyoruz. Balyoz soruşturmasındaki belgelerin birinde Kudret Bülbül diye bir isim var. Ve bu kişi şu anda Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nda görev yapıyor.

Darbe belgelerinde bu ismin adı geçiyor. Başbakan’a soruyorum kim bu kişi? Neden Başbakan’ın koruması altında?

RÜŞVET DEFTERİNİ GÖNDERDİM 'İMZA YOK' CEVABI GELDİ

Başbakan’a rüşvet defterini gönderdim. Bana “Rüşvetle ilgisi yok. Altında imza yok” diye cevap verdi. Rüşveti alan bir de altına imza atacakmış.

Rüşvet defterini görmeyen hamisi olan sırtını sıvazlayan biri var Başbakanlık koltuğunda oturuyor, adı Recep Tayyip Erdoğan onu bütün millete şikayet ediyorum.

Nasıl olur da bir Başbakan rüşvet defteri konusunda bu kadar kayıtsız kalabilir.

Sen Başbakansın 2 tane mülkiye müfettişi görevlendiremiyor musun. CHP’li belediyelere gelince sabah 1 akşam 1 müfettiş gönderiyorsun. Gönder. Gönderemiyorsan namertsin.

Recep Tayyip Erdoğan hiç meraklanma bu rüşveti son kuruşuna kadar ortaya çıkaracağız.

En Çok Aranan Haberler