Davutoğlu, zirvede yaptığı konuşmada ise, "Ankara’dan açık bir mesaj vermek istiyorum: Biz bir Avrupa halkıyız. Kıtanın kaderi hepimizin ortak konusudur ve Türkiye bu konuda elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır" dedi.
Mülteci krizinin ele alındığı AB-Türkiye zirvesi öncesi konuşan Davutoğlu, "Bugün Türkiye'nin AB süreci için tarihi bir gün. Bugün AB liderleriyle beraber kıtanın geleceğini tartışacağız. Bu yeni başlangıç nedeniyle tüm AB liderlerine teşekkür etmek istiyorum. Bu, yeni bir sürecin başlangıcı" ifadesini kullandı.
Zirvenin açılışında konuşan Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk ise, "AB olarak hem Türkiye'ye hem de bölgedeki mültecilere yardım etmeye devam edeceklerine" dair güvence verdi. Tusk, bu yıl içinde yaklaşık 1.5 milyon insanın yasa dışı yollarla Avrupa girdiğini söyledi.
Zirvede Tusk’ın ardından söz alan Başbakan Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları:
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB Konseyindeki AB-Türkiye Zirvesi'nin açılışında bir konuşma yaptı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ile geçen hafta telefonda görüştüklerini ve ortak sonuçlar üzerinde anlaştıklarını belirten Davutoğlu, "Bu, doğru zamanda gerçekleşen ve bütün liderler için bir şans olan bir toplantıdır" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye sınırında olan gelişmelerin, göç ve güvenlik konularını etkilediğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Bu perspektiflerden hareketle hepimizin burada toplanması çok büyük fırsattır. Ankara'dan çok açık ve net bir mesaj vermek istiyorum, biz bir Avrupa halkıyız. Kıtanın kaderi hepimizin kaderidir, hepimizin ortak konusudur. Türkiye bu konuda elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır. Sadece göçmen krizine cevap vermenin ötesinde, bütün krizlere karşı durmaya hazırdır. Bizler Avrupa ailesinin bir üyesi olmak istiyoruz. Bir aile mensubu olarak da sizleri temin ederim ki Türkiye aileye daima olumlu bir katkı da bulunacaktır. Avrupa'nın başarısına katkıda bulunacaktır."
"HERKES İÇİN BİR ÜMİT"
Zirve toplantısını yalnızca AB üyesi ülkeler ve Türkiye'nin değil Avrupa'nın komşularının da izleyeceğini dile getiren Davutoğlu, komşu ülkelerin de radikalleşme, bölünme ve parçalanmadan etkilendiğini, onların da kendileri için daha iyi bir gelecek planladığını, bu toplantının herkes için bir ümit oluşturduğunu söyledi.
Türkiye'nin AB ile müzakere sürecinin başlamasının Suriye'de, İsrail'de, Filistin'de de kutlandığını hatırlatan Davutoğlu, "Türkiye'nin AB'ye üye olmasıyla bu ülkelerin de AB'ye komşu olacaklarını" düşündüğünü, onlar için de bunun artı bir değer olduğunu belirtti. Başbakan Davutoğlu, "Bugün ortak kıtamızdaki ve çevredeki halklar için iyi, ümitli haberlere ihtiyacımız var çünkü sürekli kötü, olumsuz haberler alıyoruz" dedi.
HOLLANDE'A ÖZEL TEŞEKKÜR
Başbakan Davutoğlu, zirvede sadece göç konusunun ele alınmayacağını, birleşik Avrupa idealinin yeniden canlandırılması için neler yapılabileceğinin, ekonomik ve jeopolitik sorunlarla nasıl başa çıkılacağının gündeme geleceğini vurgulayarak toplantının düzenlenmesinde emeği bulunanlara teşekkür etti.
Ülkesinin içinde bulunduğu zor günlere ve yarın Paris'te Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı başlayacak olmasına rağmen zirveye katılan Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'a teşekkürlerini ileten Davutoğlu, "Bu bize şunu gösteriyor, sizler, hepiniz, bir aile olarak Türkiye'yi de ailenin bir mensubu olarak görüyorsunuz ve Türkiye'nin geleceğine dikkatle bakıyorsunuz" ifadesini kullandı.
"YÜZDE 49.5 OY ALMIŞ BİR PARTİNİN BAŞKANI OLARAK..."
1 Kasım seçimlerinin ardından ilk kez başbakan olarak Brüksel'de bulunduğunu anımsatan Davutoğlu, "Karşınızda yüzde 49,9 oy almış bir partinin başbakanı olarak bulunuyorum. Dün TBMM'deydim, büyük bir gururla söylüyorum, çevremizdeki bütün olaylara rağmen Türkiye'de çok dinamik bir demokrasi, temsil gücü çok yüksek bir parlamento, gelecek dört yıl boyunca ülkeyi yönetecek çok etkin bir hükümet var" dedi.
Davutoğlu, gelecek hafta üç aylık, altı aylık ve bir yıllık programlarını ve çeşitli reform paketlerini açıklayacaklarını belirterek, adli sistemin daha etkin ve bağımsız işleyebilmesini sağlamak amacıyla yeni bir adalet reformundan bahsedeceğini bildirdi.
"AB İLE TÜRKİYE ARASINDA YEPYENİ BİR SAYFA"
Aynı toplantıda aralarında üçüncü havaalanının da olduğu büyük altyapı projeleriyle ilgili çalışma takvimini de açıklayacağını ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Yılda 150 milyon yolcu kapasiteli üçüncü havaalanı, dünyanın en büyüklerinden birisi olacak. Bu bile tek başına Türk ekonomisinin ne kadar canlı olduğunu ve geleceğe yönelik olduğunu göstermeye yeter. Dolayısıyla bu metin konusunda anlaşmaya vardıktan sonra katılım sürecimizin canlanacağına inanıyorum. Çok üst düzeyde ekonomi, enerji ve siyaset diyaloğu olacağına inanıyorum. Bu toplantının yılda iki defa yapılması da AB-Türkiye ilişkilerinde yepyeni bir sayfa açılması demektir."
Toplantı, açılış konuşmalarının ardından basına kapalı devam etti. Başbakan Davutoğlu, toplantı başlamadan önce salonda bulunan liderler ile ayaküstü sohbet etti.
EKİM 2016 HEDEFİ
Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yapılan zirve sonunda yayımlanması öngörülen ortak bildirinin son taslağına ilişkin görüşmeler dün gece tamamlanmıştı.
AB adına 28 üye ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının Türkiye adına ise Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılacağı zirvede nihai onay verilecek belgeye göre, Türk vatandaşları Ekim 2016’dan itibaren Avrupa'ya vizesiz seyahat gerçekleştirebilecek. Ancak bunun için geri kabul anlaşmasının uygulanması şart koşuluyor. Geri kabul anlaşması (GKA), temel olarak, Türkiye üzerinden Avrupa'ya giden kaçak göçmenlerin Türkiye’ye geri gönderilmesini öngörüyor.
ÜYELİK MÜZAKERELERİ
Zirvede gündemi belirleyecek diğer bir konu da durma noktasına gelen üyelik müzakerelerinin yeniden canlandırılması. Fasıllar üzerindeki vetoların kaldırılması ve yeni fasılların açılması Türkiye açısından öncelik taşıyor.
Türk tarafı, enerji (15. fasıl), ekonomik ve parasal politikalar (17. fasıl), yargı ve temel haklar (23. fasıl), adalet, özgürlük ve güvenlik (24. fasıl), eğitim ve kültür (26. fasıl) ile dış, güvenlik ve savunma politikaları (31. fasıl) olmak üzere 6 faslın açılmasını istiyor.
14 Aralık 2015'te, ekonomik ve parasal politika başlıklı 17. faslın açılacağı kaydedilen taslakta, "Buna ek olarak Komisyon, üye ülkelerin pozisyonlarına bağlı olmaksızın, 2016'nın ilk çeyreğinde bazı fasılların açılması için çalışmalarını tamamlayacak" deniliyor.
Taslak belgede hangi fasıllarla ilgili çalışmaların tamamlanacağı belirtilmiyor.
3 MİLYAR EURO KAYNAK
Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar için finansman sağlanması da taslak kararlarda yer alıyor. Belgede, "AB, başlangıç olarak 3 milyar euro kaynak sağlayacak" deniliyor. AB iki yıllık bir süre için bu paranın sağlanmasını isterken Türkiye, yıllık olarak verilmesi taraftarı. Görüşmeler neticesinde metne "başlangıç olarak" ifadesinin eklenmesi bu açıdan önem taşıyor.
“BİRBİRİMİZE İHTİYACIMIZ VAR”
Zirve öncesi açıklama yapan AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ise, "AB ve Türkiye aynı sorunlarla karşı karşıya ve iki tarafın birbirine ihtiyacı var" dedi.
Geniş resme bakıldığı takdirde AB ve Türkiye'nin birçok konuda beraber çalışmasının çok önemli olduğuna vurgu yapan Mogherini, "En acil konu Suriye. Avrupa'daki sığınmacılar meselesinin temelinde Suriye var" diye konuştu.
Mogherini, Türkiye'de seçimlerin yeni tamamlandığını anımsatarak, "Türkiye'de hükümet kuruldu ve birkaç yıl görevde kalacak. Türkiye ile sığınmacılar meselesi ve benzer konularda tam diyalog kurulması gerekiyor. Bugünden itibaren, Türkiye ile AB arasında katılım süreci, fasıl açılımları ve sığınmacı konularında yüksek seviyeli diyalog kurulması çok önemli. AB ve Türkiye aynı sorunlarla karşı karşıya ve iki tarafın birbirine ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de çözüm sürecinin yeniden başlaması gerektiğini ifade eden Mogherini, Diyarbakır'da gerçekleştirilen terör saldırısında hayatını kaybeden Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin ailesi ve yakınlarına başsağlığı diledi.
İşte zirveye katılan diğer liderlerin açıklamaları:
TUSK
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, "Ana hedefimiz, Avrupa'ya sığınmacı akınını durdurmak" dedi. Tusk, Brüksel'de düzenlenen AB-Türkiye zirvesi girişinde, zirvenin AB ve Türkiye'nin Avrupa'daki sığınmacı krizinin çözümü için ne yapması gerektiğini görüşmek üzere yapıldığını söyledi.
AB ile Türkiye arasında haftalar süren çalışma ve görüşmeler yapıldığına dikkati çeken Tusk, "Ana hedefimiz, Avrupa'ya sığınmacı akınını durdurmak. Görüşmeler sonunda bir anlaşmaya vardık. Umarım bugün bütün taraflar bu anlaşmayı kabul eder" diye konuştu.
Tusk, yapılan zirvenin geniş bir boyutu olduğunu belirterek, "Türkiye'nin AB'ye giriş süreci de dahil Türkiye ile ilişkileri daha canlandırmak amacındayız" ifadesini kullandı.
Tusk, "Türkiye tek başına bu sığınmacı krizinin çözümü için anahtar ülke değil. AB'nin dış sınırlarını korumak bizim sorumluluğumuz ve görevimiz. Üçüncü ülkelere bu görevi yaptıramayız. Dış sınırları korumazsak Schengen tarih olur" şeklinde konuştu.
MERKEL
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye ile bugün bir anlaşma sağlayarak, Avrupa'ya göçmen akınına bir düzen getirmek istediklerini söyledi.
Merkel, "AB-Türkiye eylem planının ana unsurlarından biri de kaçak göç yerine yasal göçmenliği nasıl ikame edebileceğimize ve Türkiye'deki mültecilerin durumlarını nasıl iyileştirebileceğimize ilişkin konular" dedi. Merkel, Türkiye'nin mülteciler konusunda AB'den yardım beklemekte haklı olduğunu sözlerine ekledi.
ÇİPRAS
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, mülteci krizi konusunda Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki müzakerelerde, Türkiye'nin AB perspektifiyle ilgili önemli adımlar atılabileceğini söyledi.
Çipras, Avrupa'da yaşanan mülteci krizinin İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan en dramatik durum olduğunu ifade ederek, kimsenin bu şekildeki muazzam göç akınlarıyla tek başına başa çıkamayacağını kaydetti.
Çipras, AB'nin bu konuda bir an önce harekete geçmesi gerektiğini belirterek, "Zirve, mülteci krizinin çözümü için önemli bir adım. Var olan müzakere çerçevesinde, Yunanistan'ın ve AB'nin komşu Türkiye ile diyaloğa katkı sağlaması gerekir. Bu diyalog, mülteci akınlarının önlenmesi yönünde olacak. Ortak hedeflerimiz olması ön koşuluyla temas halinde çözüm bulacağımızı düşünüyorum. Zirve toplantısının sonuç verici olacağına inanıyorum" dedi.
Kısa bir süre önceki Ankara ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile bu konuda son derece yapıcı görüşmeler gerçekleştirdiğini dile getiren Çipras, "Bir yandan da Türkiye'nin üyelik süreciyle ilgili önemli adımlar atabileceğimize inanıyorum. Ancak, aynı zamanda Türkiye ve Türk makamların da mülteci akınlarının azalması için gerekli olan her şeyi yapacaklarından emin olmalıyız" diye konuştu.
TUSK VE JUNCKER'LE 25 DAKİKA
Başbakan Ahmet Davutoğlu zirve öncesi AB Konseyi Başkanı Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile görüştü. Avrupa Konseyi binasında basına kapalı gerçekleştirilen görüşme 25 dakika sürdü.