Başbakan Ahmet Davutoğlu bugün Şırnak'ın Silopi ilçesine sürpriz bir ziyaret gerçekleştiriyor. Davutoğlu, özel uçak "ANA" ile saat 11.10'da Şırnak'a geldi. Davutoğlu'nu, Şırnak Şerafettin Elçi Havaalanında Şırnak Valisi Ali İhsan Su ve diğer ilgililer karşıladı. Davutoğlu, buradan Silopi ilçesine geçti.
Davutoğlu, Cuma namazını Silopi'deki Çarşı Camisinde kıldıktan sonra yürüyerek Silopi Kaymakamlığına geçti ve yetkililerden brifing aldı. Davutoğlu'na ziyaretinde bazı bakanlar ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de eşlik ediyor.
Başbakan Davutoğlu Şırnak'ın ardından Ankara'ya dönecek ve oradan İran'a hareket edecek.
Başbakan dün yaptığı açıklamada Diyarbakır'da cuma namazı için çağrı yapan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a tepki göstermişti. Bir gazetecinin, "HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'Yarın cuma namazı için bütün halkımızı birlikte Cuma namazını kılmaya davet ediyoruz' şeklinde çağrıda bulundu. Nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna Davutoğlu şu ifadelerle cevap vermişti:
"Her şeyden önce dün bütün provokasyonlara, şiddet, terör saldırısına rağmen bu çağrılara kulak asmadan Diyarbakır'da vakur bir duruş sergileyen vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Dün çağrılar yapıldı, provokasyonlar ama Diyarbakır halkı bunlara hiç yüz vermedi, çünkü ben de her hafta sonu bölgedeyim, geçen hafta Bingöl'deydim. İlçelere kadar gidiyorum, bölge halkı Türkiye'nin huzuru ve istikrarının ne demek olduğunu biliyor. Çevrede yanan ateşe Türkiye'yi sürüklemek isteyen, bölücü terör örgütüne karşı da basiretli bir tavır sergiliyor. Diyarbakır'ın bu provokatif çağrılara kulak asmaması çok anlamlıdır.
"Özellikle de Doğu ve Güneydoğu'daki Kürt vatandaşlarımıza seslenerek ifade ediyorum. Cizre'de haftalarca operasyonlar sürdü, Cizre'nin Silopi'nin bütün bu terör unsurlarından arınması için mücadele ettim ama ne zamanki gerçek anlamda terör örgütlerinin ele başlarına yaklaşıldığı an söz konusu oldu, birden Demirtaş, 'Cizre'de bina hikayesi söz konusu oldu'. Peki aylarca niye bu konularda ses vermediniz? Çünkü, onlar o barikatların arkasında kandırılmış o gencecik çocukları düşünmezler. İsterler ki daha çok genç ölsün. Ne zaman ki o gençleri sürükleyen çetenin elebaşlarına geldiğinde, son anda onların ele başlarına geldiğinde, birden bu elebaşıları nasıl kurtarırız diye çaba içine giriyorlar. Cizre'de bunu yaptılar. Bizler orada hayatını kaybeden aldatılmış gençler için de üzülüyoruz. Diyarbakır, Cizre, Silopi'nin bu gerçeği görmesini istiyorum. O gencecik çocukları aldatıp, karanlık bir geleceğe gönderenler, kendi elebaşılarına sıra geldiğinde birden onları kurtarmak için çaba sarf ediyorlar. Günlerdir biz Diyarbakır'da çağrıda bulunduk. Valimizi de söyledim, çıkmak isteyenlere her türlü kolaylığı gösterin. Hiç kimse adalet önüne çıkarılmadan cezalandırılmaz. Ta ki elinde silah olup da bugün İstanbul'da olduğu gibi terör saldırısında bulunmamış olsun. Yine, Sur'da kim adalete teslim olmak isterse hayatı teminat altındadır.
"Demirtaş'ın meselesi bu değil, Demirtaş'ın meselesi halkı sokağa dökmek, aynen Suriye'de Irak'ta yaşanan tablolar gibi şeyle Türkiye'nin geleceğini karartmak. Biz, buna izin vermeyiz. Sur'u ben Demirtaş'tan çok daha iyi bilirim ona aşkla bağlıyım, Diyarbakırlı onu iyi bilir. Yapmak istediği şey şu, psikolojik ortam oluşturup gerginlikleri kışkırtarak bir çatışma ortamını teşvik etmek. Bir anda şimdi cuma namazını hatırladılar. Demek ki ben yeni duydum ama böyle bir çağrı yaptıklarına göre. Düşünün, Marksist, Leninist bir örgüt. Arkasından geçtiğimiz aylarda Diyarbakır'da Fatih Paşa Camii'ni yakanlar bunlar, ezanları susturup birtakım marşlar söyletenler minarelerden bunlar, Hz. Peygambere açıkça hakaret eden milletvekili barındıranlar bunlar. Şimdi birden, etnik ırkçılık ile Diyarbakır halkını ayaklandıramadılar, Diyarbakır halkı onlara itibar etmedi, şimdi de cuma namazı gibi dinimizin kutsal bir ibadetini kullanarak güya kendilerini halka yakın görünmek isterler. Demirtaş bilsin, herkes onu da tanır, herkes bu toprakların kültürüne, düşüncesine inancına onların ne kadar uzak olduğunu bilir. Dolayısıyla, bizim Diyarbakır'da da Sur'da da Türkiye'nin her yerinde tek hedefimiz var kamu düzenini ihdas etmek, insan haklarını teminat altına almak, herkesin hayat hakkını, mal ve namus emniyetini sağlamak. Bunu kim tehdit ederse, hangi terör örgütü ve kim tehdit ederse, buna karşı da gerekli tedbirleri almak. Başka zaman cuma namazını hatırlamayanların bir anda bunu hatırlamasını da basiretli Diyarbakır halkının dikkatine sunuyorum."