Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’deki gelişmelerden Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ı sorumlu tutan İran Genelkurmay Başkanı General Hasan Firuzababi’ye, “Dünyada yanında hiç kimsenin kalmadığı bir dönemde, İran’ın yanında her şeye rağmen bulanan ülke Türkiye idi. İranlılara soruyorum; şu anda 250-300 bine yakın Suriyeli Müslüman eğer ülkesini terk ediyorsa, Ürdün’e, Lübnan’a, Türkiye’ye kaçıyorsa bunun hesabını sormak İran’a düşmez mi? Hesaba çekilmeden önce İran yönetiminin de kendisini hesaba çekmesi lazım” sözleriyle cevap verdi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nın geleneksel iftar programına katıldı. Burada bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Ramazan ayını acı ve kanlı hadiselerle geçiren bir başka ülkenin de Suriye olduğunu belirterek, Suriye ordusunun başta Halep olmak üzere şehirlere yönelik kanlı, acımasız saldırılarını sürdürdüğünü söyledi. Erdoğan, “Soruyorum Allah aşkına, böyle bir yönetime biz hangi gözle Müslüman diyeceğiz? Gideceğini gören Esed rejimi, şiddetin dozunu artırarak, arkasında kandan eser bırakmak için her yola başvuruyor” dedi.
Başbakan Erdoğan, 3 Ağustos’ta Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 60’tan fazla ülkenin sunduğu bir kararın BM Genel Kurulu’nda oylandığını ve 133 ülkenin lehte oy kullanmasıyla kabul edildiğini hatırlatarak, uluslararası toplumun da artık Suriye’de Esed rejiminin geleceğinin olmadığını, insanlık dışı eylem ve katliamlarını bu kararla ifade etmiş olduğunu söyledi. Erdoğan, “Esed rejimi için artık hiçbir çıkış yolu kalmamıştır. Düşünebiliyor musunuz, atadığı Başbakanın bile o ülkeyi terk ederek Ürdün’e sığındığı bir ülkenin artık geleceği kalır mı? Artık sona yaklaşıyoruz Esed ve arkadaşlarını önünde, halkın taleplerini kabul etmek dışında hiçbir seçenek bulunmuyor. Bu aşamadan sonra şiddeti tırmandırmak, provokasyonlara girişmek, komşu ülkeleri tahrik etmek ne Esed rejimine ne de bölgeye hiçbir şey kazandırmaz” diye konuştu.
İRAN GENELKURMAY BAŞKANINA CEVAP
Başbakan Erdoğan, İran Genelkurmay Başkanı General Hasan Firuzababi’nin devrim muhafızlarına ait bir internet siteden, ‘Suriye’deki bu kanlı gelişmelerin sorumlusunun Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar olduğu’ yönündeki açıklamasına tepki gösterdi. Erdoğan, bu açıklamanın ‘düşündürücü ve üzüntü verici’ olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Dünyada yanında hiç kimsenin kalmadığı bir dönemde, İran’ın yanında her şeye rağmen bulanan ülke Türkiye idi. Ve bunu nükleer enerji konusunda sonuna kadar savunan ülke Türkiye oldu. Ama Suriye’de tüm kardeşlerini, ki şu anda 25 bine ulaştığını zannediyorum, öldüren bir rejimi savunmanın bizim değerlerimizde, bizim inancımızda acaba yeri var mıdır, yok mudur? Bunu ben İranlılara daha önceki gidişimde sormuştum, yine soruyorum. Şu anda 250-300 bine yakın Suriyeli Müslüman eğer ülkesini terk ediyorsa, Ürdün’e, Lübnan’a, Türkiye’ye kaçıyorsa bunun hesabını sormak İran’a düşmez mi? Hesaba çekilmeden önce İran yönetiminin de kendisini hesaba çekmesi lazım. Biz her an kendimizi hesaba çekmenin idraki içindeyiz. Biz Suriye’deki gelişmeleri en başından itibaren büyük bir soğukkanlılıkla, sabır ve sağduyuyla takip ettik. Esed rejiminin Türkiye’yi çekmek istediği karanlık tuzağa düşmedik, tahriklere, oyunlara gelmedik.”
“SURİYE’DE BAAS PARTİSİ, TÜRKİYE’DE HALK PARTİSİ”
Suriye konusunda son derece ilkeli, tutarlı, sağduyulu bir politika izlediklerini ve izlemeye devam edeceklerini belirten Erdoğan, son günlerde CHP başta olmak üzere bazı çevrelerden Suriye politikasına yöneltilen eleştirilerin Türkiye aleyhtarı uluslararası bir kampanyanın yan ürünü olmaktan öteye gitmediğini savundu. Erdoğan, şöyle devam etti:
“Merak ediyorum, acaba Bu Kılıçdaroğlu ne zamandan beri Esed’in avukatlığına soyundu? Suriyede Baas Partisi, Türkiye’de Halk Partisi; olay bu. Dikkat edin ABD’deki bazı gazetelerin, İsrail’deki bazı çevrelerin, Türkiye’deki muhalefet odaklarının aynı dili, argümanları, tezleri ortakça dile getirdiklerini görürsünüz.”
“SENİN GRAMIN NE, ÇAPIN NE?”
Kılıçdaroğlu’nun kullandığı üslubu kullanmayacağını belirten Erdoğan, “Kendi ülkesine, kendi ülkesinin Dışişleri Bakanına, kendi ülkesinin dış politikasına karşı bu kadar seviyesiz, bu kadar edep, adap dışı bir dil kullanan CHP Genel Başkanını ben milletimin takdirine havale ediyorum. Çıkmış CHP Genel Başkanı, ‘cumhuriyet tarihinde ben bu kadar çapsız Dışişleri Bakanı görmedim’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, sen hiç aynaya baktın mı? Ya senin gramın ne, çapın ne? Şunun ölçünü bir ver de görelim. Daha dur bakalım, dün bir, bugün iki. Yanına topladığın o yandaşlarınla veya bir kısım yandaş medyayla bir yere varacağını mı zannediyorsun? Bir kasetin getirdiği bir genel başkansın. Bir CD çıkmamış olsaydı şimdi meydanda yoktun” diye konuştu.
CHP ve Kılıçdaroğlu’nun Suriye politikasını eleştiren Erdoğan, “Hiçbir birikimi yok. Bırakın diplomasinin dilini, daha nezaketin diline bile hakim değil. Terör meselesinde BDP’nin kuyruğuna takılan, BDP’nin nifak diline teslim olan CHP, Suriye konusunda da Baas rejiminin kuyruğuna takılıyor, Baas rejiminin dilini kullanıyor. Biz CHP’nin de, ona malzeme taşıyan çevrelerin de bu oyunlarına kulak asmayacağız. Suriye’de barışı, istikrarı, toprak bütünlüğünü savunmaya devam edeceğiz. Her türlü gelişmeyi dikkatle izliyoruz, ve gerekin anında yapıyoruz” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz