Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Milletin meclisine, o meclisin içinden çıkmış hükümete bugüne kadar hiç kimse diz çöktüremedi. Bundan sonra da hiç kimse diz çöktüremeyecek. Bu ülkede sermayenin değil, manşetlerin değil, çetelerin değil artık sadece milletin dediği olacak, milletin arzusu olacak" diye konuştu.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Edirne’de katıldığı toplu açılış töreninde yaptığı konumasına, Edirneli olan Edirne’de doğan Fatih Sultan Mehmet’i, Edirne’yi donatan, Edirne’ye ustalık eserlerini veren, Edirne’ye tarihin ve yeryüzünün en güzel mimari eseri Selimiye’yi imar eden Mimar Koca Sinan’ı rahmet ve minnetle yad ederek başladı.Konuşmasının başında Edirne'den övgüyle bahseden Erdoğan, "Öyle şehirler vardır ki adeta bir kutup yıldızıdır, adeta bir deniz feneridir. Öyle şehirler vardır ki tarihleriyle, medeniyetleriyle, insanlarıyla, mimari eserleriyle millete ufuk çizen, istikamet çizen, ülkeye yol gösterirler. Selçuklu’nun başkenti Konya işte böyle bir şehirdir. Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa böyle bir şehirdir. İstanbul bütün şehirlerin kutup yıldızıdır. Bütün şehirlerin annesi olarak böyle bir şehirdir. İşte Edirne de böyle büyük ve önemli bir şehirdir. Edirne bizim gururumuzdur. Edirne bizim medar-ı iftiharımızdır. Edirne’ye hizmet etmek Edirne’ye eser kazandırmak, Edirne’de Fatihlerin, kahramanların, şehitlerimizin izinden gitmek bizim tarihi vazifemizdir. Biz büyük bir milletin, büyük bir ecdadın, kadim bir tarih ve medeniyetin mirasçılarıyız. Bize küçük düşünmek yakışmaz. Biz Edirne Fatihi 1. Murat kadar büyük düşüneceğiz. Edirne’de doğan, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet kadar büyük düşüneceğiz. Selimiye’nin mimarı mimar Sinan kadar büyük düşüneceğiz. Küçük düşünmek, küçük hesaplar yapmak, küçük meselelerde kaybolup gitmek en başta şehitlerimizin, kahramanlarımızın hatırasına saygısızlık olur" dedi.Türkiye'nin 10 yıllar boyunca küçük meselelerle vakit kaybettiğini belirten Erdoğan, "Türkiye küçük sorunlara takılıp büyük sorunlarını öteledi, erteledi. Türkiye kendi içine kapatılmak istendi, kendi kendisiyle uğraştı, kendi vatandaşıyla uğraştı. 10 yıllar boyunca dünyadan geri kaldı, imkanlardan geri kaldı, büyük fırsatlardan geri kaldı. İçinde kapanan bir ülke büyük hayaller kuramaz. Kendi kendisiyle uğraşan ülke büyük hedefler ortaya koyama. Kendi vatandaşıyla, kendi vatandaşının diliyle, kendi vatandaşının kökeniyle, inançlarıyla, değerleriyle, yeme - içmesiyle, giyim kuşamıyla, yaşam tarzıyla meşgul olan bir ülke büyük adımlar artamaz, büyük ufuklara yelken açamaz. Kendi vatandaşını düşman ilan eden, kendi vatandaşını tehdit olarak gören, kendi vatandaşları arasında ayrım yapan, vatandaşlarının bazılarını horlayan, inkar eden, yok sayan bir ülke büyük eseler inşa edemez. Edirne’de soruyorum. 10 yıllar boyunca bu ülkede Kürt demek, Laz demek, Roman demek, Gürcü demek, Boşnak, Arnavut, Pomak hor görüldü, yasaklandı. Türkiye bölünür dediler, dağılır dediler. 11 yıldır herkes kimliğini özgürce beyan ediyor. Herkes düşüncesini, fikrini özgürce beyan ediyor. Soruyorum. Bölündük mü?, parçalandık mı? Hazmedemeyenler yok mu? Hala var. Bakıyorsunuz öyle bir gençler var ki üniversiteli genç ağzından küfürler çıkıyor. Hele hele bayanın ağzından küfür çıkar mı? Erkek genç küfür eder mi? Fikrine güvenen fikir özgürlüğünden korkmaz. Düşüncesine güvenen düşünce özgürlüğünden korkmaz, inancına güvenen inanç özgürlüğünden korkmaz. Ama bunlarda maalesef fikrine, düşüncesine, inancına güvenmediği için karşı düşüncede olanlara saldırıyorlar. Kimisi silahla saldırıyor, kimisi palayla saldırıyor, kimisi kavga gürültü peşinde, molotof kokteyliyle dolaşıyor. Bunlar özgürlük arayanı değildir. Bunlar ülkemizi karıştırmaktan başka derdi olmayandır. Türk kardeşim de, Kardeşim de, Roman kardeşim de, Pomak, Boşnak, Çerkez, Laz, Gürcü kardeşim de bu ülkede haklarına tek tek kavuşuyor. Türkiye bölünmüyor, Türkiye parçalanmıyor, Türkiye dağılmıyor. Tam tersine Türkiye güçleniyor, büyüyor, kardeşliğini daha da pekiştiriyor. 10 yıllar boyunca bu ülkenin inansını irtica diyerek, gericilik diyerek, bölücülük diyerek en temel haklarından, milli değerlerinden koparmaya çalıştılar. Şimdi isteyen gidiyor bütün okullarda istediği şekilde özgürce seçiyor Kuran-ı Kerim okuyor, seçiyor Peygamber Efendimizin hayatını öğreniyor. Ne oldu bölündük mü? Parçalandık mı? Bırakın okusunlar. Kat sayı getirdiler meslek liselerine. Kaldırdık kat sayıyı. Ne oldu parçalandık mı? Bölündük mü? Normalleştik, normalleştik" dedi.Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Başörtülü kızlarımızı okulların kapısından geri çevirdiler. Ne oldu şu anda üniversitelere başörtülü kızlarımız rahatlıkla girebiliyor. Ne oldu? Dinamit mi oldular? Ne oldu? Molotof kokteyli mi attılar? Niçin bu kadar çekindiniz, korktunuz? Onların eğitim- öğretim özgürlüğünü niye ellerinden aldınız yıllarca? Bu yıl devletin kurumlarında şimdi başörtülü, başı açık beraberce çalışmaya başladılar. Ne oldu yıkıldık mı? Bölündük mü? Parçalandık mı? Tam aksine haklarını iade ettik. Bu bir lütuf değildi. Devletin yerine getirmesi gereken görevdi. Türkiye şimdi normalleşiyor. Demokrasi bu. Ama demokrasi dediler maalesef kendileri müsaade ettiği kadar düşündürdüler. Müsaade ettikleri kadar dediler hareket alanın var. Bunların hepsi yanlış. Yanlışları bir kenara koyduk. Doğrularla yolumuza devam ediyoruz. Ve böyle gideceğiz. Bize korkmak yakışmaz. Millet olarak yakışmaz. 1. Murat korksaydı Edirne’yi fethedemezdi. Edirneli Fatih Sultan Mehmet korksaydı İstanbul’u fethedemezdi. Şükrü Paşa korksaydı Edirne’yi kahramanca savunamazdı. Eğer Mehmetçik korksaydı yanı başımızda tarihin en büyük destanını yazmadı. Eğer Gazi Mustafa Kemal korksaydı Samsun’a çıkamaz, milli mücadelenin kıvılcımını yakamazdı. Eğer merhum Menderes, merhum Özal korksaydı bu ülkeye bu kadar hizmet, eser kazandıramaz, bu ülkede demokrasiye bu kadar güç katamazdı. İşte bizler de korkmuyoruz korkmayacağız. Başbakanlar olarak, bakanlar olarak, milletvekilleri, idareciler olarak korkmayacağız. Millet olarak, vatandaş olarak korkmayacağız. Ecdadımız gibi, tarihimiz gibi cesur olacak, büyük odaklar belirleyecek, bu büyük hedeflere emin adımlara yürüyeceğiz. Bizi korkutanlara boyun eğmeyeceğiz. Bizi tehdit edenlere boyun eğmeyeceğiz. Kışkırtmalar, tahrikler, saldırılar karşısında asla geri adım atmayacağız. Türkiye şu anda kutlu bir yürüyüş yapıyor. Türkiye büyüyor, gelişiyor. Türkiye dünyada artık sözü dinlenen, sözünün ağırlığı olan, sözleri kabul gören, dikkate alınan bir ülke olarak görülüyor. Artık Türkiye gündemi belirlenen ülke değil, gündem belirleyen ülkedir. Hiç kimsenin bunu durdurmasına, bunu sekteye uğratmasına, bunu engellemesine müsaade etmeyeceğiz".Millet ne derse onun olacağını kaydeden Erdoğan, "Türkiye’de karar milletindir, söz milletindir, yetki milletindir. Türkiye’nin istikametini sadece millet belirler. Millet ne derse o olur. Millet neye arzu ederse, millet neyi isterse, millet nasıl bir istikamet talep ederse o yerine getirilir.Türkiye’de artık çetelerin dönemi sona ermiştir. Türkiye’de sermayenin, medyanın, karanlık örgütlerin hükümet kurup hükümet devirme sona ermiştir. Bu ülkede meclisi artık sadece siz şekillendirir, hükümetleri artık sadece siz göreve getirir, siz görevden alabilirsiniz. Milli irade üzerinde Allah’tan başka hiç bir güç yoktur. 30 Mart seçimlerine sadece 3 buçuk ay kaldı. Her seçim öncesinde Türkiye’de uygulanmak istenen kirli senaryolar bugünlerde yeniden devreye girmeye başladı. Her seçim öncesinde oluşturulmak istenen kaos ve kargaşa ortamı bugünlerde yeniden sahne alma niyetini belli etti. Her seçim öncesinde milletin milli iradenin, özgür iradenin üzerine ipotek koyma girişimi bugünlerde yeniden harekete geçti. 11 yılda 3 genel seçime, 2 mahalli seçime, 2 halk oylamasına girdik. Her birinin öncesinde işte bu bayat senaryolar, bu çirkin oyunlar oynanmak istendi. Allah’a hamdolsun milletim 7 seçimde de bunlara prim vermedi. Millet artık iradesine çok güçlü şekilde sahip çıkıyor. İnşallah bundan sonra da güçlü şekilde sahip çıkacak. eğer olların tuzağı varsa hiç merak etmesinler milletin de bir tuzağı var.Eğer onların bir hesabı varsa hiç merak etmesinler Allah’ın da bir hesabı var. Bütün kirli ittifaklar, milletin hesabı karşısında bugüne kadar darmadağın oldu. Bundan sonra da darmadağın olacak. Bütün kirli ilişkiler, nankörlükler, ahde vefasızlıklar, kanunsuzluklar, çirkin oyunlar, tehditler bugüne kadar sandıktan döndü. 30 Mart’ta bir kez daha inşallah sandıktan dönecek. Milletin meclisine, o meclisin içinden çıkmış hükümete bugüne kadar hiç kimse diz çöktüremedi. Bundan sonra da hiç kimse diz çöktüremeyecek. Bu ülkede sermayenin değil, manşetlerin değil, çetelerin değil artık sadece milletin dediği olacak, milletin arzusu olacak" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz