Başbakan Erdoğan İsrail’i Sert Bir Dille Eleştirdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze operasyonu eleştirerek, “İsrail bir terör devletidir, yaptığı da budur” dedi. Görüştüğü dünya liderlerinin “İsrail savunma hakkını kullanıyor” dediğine dikkat çeken Erdoğan, “Saldıran o, savunma hakkını kullanan da o. Bu nasıl bir adalettir” ifadelerini kullandı.

Avrasya İslam Şurası’nın açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, İsrail’i sert bir dille eleştirdi.

Gazze’de devam eden İsrail operasyonunu hatırlatan Erdoğan, “Ben artık buna bir çatışma demiyorum çünkü bir savaş var şu anda orada.. Bu sabah itibariyle Gazze’deki son durum maalesef 17 kişi daha şehit edildi. Ölenlerin sayısı 94 oldu. Egemen güçler, batılı güçler nerede. Birisinin ‘ne yapıyorsun’ dediği yok. İsrail olduğu için. Görüştüğümüz liderlerin yaklaşımı çok enteresan. ‘İsrail savunma hakkını kullanıyor’ diyorlar. Saldıran o, ‘savunma hakkını kullanıyor’ dedikleri de o. Bu nasıl adalettir. Bu nasıl adil bir yaklaşımdır. Bunu bu şekilde ifade edebilmek mümkün mü” dedi.

Salonda bulunan din adamlarına birlik ve beraberlik çağrısı yapan Başbakan Erdoğan, “Atılacak adımlar var kardeşlerim. Bununu mayasını olgunlaştıracak olanlar sizlersiniz. Din bilginleri. Gündeme getirilen yersiz suçlamalarla İslam dünyası adeta köşeye sıkıştırılmaya ve kışkırtılmaya çalışılıyor. Bizlere düşen görev şüphesiz tahriklere kapılmayacağız. İslam’ın barış ve hoşgörü mesajlarından güç alarak bu fütursuz çabalara karşı özgüvenli vakur, bir o kadar da kararlı bir duruş sergilemek zorundayız. Sağduyunun hakim olabilmesi için sağduyu ile hareket etmemiz, İslam’ın gerçek anlam ve misyonunu ortaya koyabilmemiz gerekiyor. Diyanet işleri başkanımız ifade ettiği gibi Kafkaslar’da şehit edilen hocalarımız var. Ama hala faili meçhul. Fakat o bölgenin insanlarından bu tür faili meçhuller olduğunda kıyamet kopuyor. Tıpkı İsrail’de olduğu gibi. İsrail’de öldürülen 3 kişi için dünya 3 bin kişi diyor, diğer tarafta şehit edilenler için 5 bin kişi olsa 5 kişi deniyor. Bütün bunlar karısında biz başı öne eğik duramayız. Tam aksine dik duracağız. Omurgalı olacağız. Biz biliyoruz ki “biz bu yardımı bizimle beraber olduğuna inananlardanız. Bu yardımın yakın olduğunu biliyoruz. Öyleyse kararlı bir şeklide bu işin üzerine gitmek durumundayız” ifadelerini kullandı.

Bosna’da yıllarca süren savaşta Müslümanların katledildiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü

“Bosna’da kadınlara ağır işkence yapılırken ne biz ne de dünya kamuoyu terör kavramını ve Hıristiyanlık kavramını bir araya getirmedi. Gazze’de ne biz ne dünya kamuoyu Yahudilik ile terör kavramını yan yana getirmedi. Myanmar’da şu an toplu katliam yaşanırken dünyada budizm ve terör kelimelerini yan yana kullanılmadı. Bir dinin mensupları tarafından yapılan hataların bütün bir dinin mensuplarını bağlamayacağını çok iyi biliyoruz. Biz İslam dini mensupları olarak Hz. İsa ve Hz. Musa’yı kendi peygamberlerimiz olarak görüyoruz. Ancak aynı hürmetin ve aynı saygının Müslümanlardan esirgenmesini küresel vicdan ve adalet adına büyük bir çifte standart olarak görüyoruz. Müslümanları terörle yan yana ananlar Müslümanlar toplu katledildiğinde görmezden geliyorlar. Gazze’de masum çocukların vahşice katledilmesi karşısında gözlerini yumuyorlar. İşte İsmail haniye kardeşimizin kucağındaki yavruyu gördünüz. Bu yavruyu katleden anlayışın bu dünyada adalette yeri olabilir mi. İnsanlıktan nasibini aldığını söylemek mümkün mü. Onun için ben diyorum ki İsrail bir terör devletidir yapığı da bu. Çünkü bu estirilen bir terördür”

Uluslar arası kuruluşların küresel adaletsizliğe karşı etkili bir tavır takınması gerektiğini savunan Erdoğan, “Bizim canımız yanıyor. Ama onların canı yanmıyorsa bunu da açık net görmek isteriz. Bu kuruluşlar dünyanın neresinde olursa olsun insana yönelik her türlü saldırıyı maalesef kısıtlamayı, her türlü insanlık dışı muameleyi ön yargısız şekilde kınamalı, bunu durdurmak için samimi mücadele vermelidir. İslam İşbirliği Teşkilatı çok daha hareketli ve etkin olması lazım. Bu haliyle İslam İşbirliği teşkilatının durum da işler acısıdır. Bunların etkin hale gelmesi lazım. Bir ülkede petrol olduğu için o ülkeye karşı son derece hassas tutum sergileyenlerin, Filistin, Suriye, Myanmar’lı müslümanlar karşısında susmasının insanlık tarihine düşülecek kara bir not olduğunu herkese hatırlatmak isterim. Irkçılığın son derece tehlikeli olduğuna inanıyor, buna karışı samimi mücadele veriyoruz. İnsana yönelik her türlü saldırıyı insanlık dışı buluyoruz ve buna karşı mücadele veriyoruz. Aynı mücadele İslamofobia için de verilmek zorundadır. Tüm dünyada islamofobia insanlık suçu olarak kabul edilmelidir” diye konuştu.