Başbakan Erdoğan Mhp’yi Eleştirdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya’da MHP ve BDP’nin şiddetten beslendiğini ifade ederek bunun için çözüm üretmediklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, AK Parti Sakarya 4.Olağan İl Kongresine katıldı. Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan ile Millli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem de katıldı. Kongrede konuşan Erdoğan, AK Parti davasına bugüne kadar hizmet etmiş herkese şükranlarını sunduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Sakarya Anadolu’nun saf çocuğudur. Sakarya‘da Türkler, Manavlar, Türkmenler, Kürtler var. Muhacirler Abhaz, Gürcü, Lazlar ve Boşnaklar var. Çerkezler var; Tatarlar var. Sakarya bütün renkleri ile şu ay yıldızlı bayrağın altında beraber olduğu kardeşçe yaşadığı bir şehir” dedi.

Erdoğan, Türkiye’nin kardeşlik coğrafyasına Sakarya’yı örnek göstererek şöyle konuştu: “Sakarya’dan İdris amcam çıkıp ben Laz’ım diyor. Eşim manav, gelinip kürt, gelinimin annesi ise boşnak diyor. Sakarya böyle bir yer. Akşam ezanı okunuyor. Ailenin tüm fertleri sofranın etrafında yemeği bir tencereden kaşıklıyorlar. Paylaşıyorlar. Bu Sakarya’nın zenginliğidir. Kim hangi etnik kökene mensup olursa olsun, hangi inancı benimserse benimsesin, hangi dili konuşursa konuşsun burada Çark Caddesi’nde Sakarya’da tek bir millet olarak kaynaşmış ve kucaklaşmıştır. Şurada Orhan Camii’nde cemaat birbirinin diline rengine bakmadan yan yana saf tutup aynı kıbleye dönmektedir. Fatiha bir, ihlas bir. İşte Sakaryayı güçlü kılan bu”

Bu milletin kültüründe ayrımcılık ve asimilasyonun olmadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi: “Bizim kültürümüzde ve devlet geleneğimizde ötekileştirme olmadı. Ayrımıcılık ve asimilasyon olmadı. Selçuklu Devleti’nin hüküm sürdüğü çok geniş coğrafyada isteyen istediği dili konuştu. Fas’tan Tebriz’e; Basra’dan Saraybosna’ya kadar dilediği gibi yaşadı, inandı ve konuştu. Biz böyle bir ecdadın torunlarıyız."

Osmanlının bu anlayışını Türkiye’de egemen kılmak gerektiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Selçuklunun anlayışını egemen kılmak zorundayız. 1940’larda asimilasyon sert şekilde uygulandı. Bizim dönemimize kadar da maalesef sürdü. Biz inkar ve asimilasyon politikalarını elimizin tersi ile ittik Selçuklu nasıl idare etti ise, asırlar öncesinden özgürlükleri en geniş manada tesisi etti ise aynısını yaptık ve aynısını yapmaya devam edeceğiz.“

Türkiye’nin başka ülkelerden örnek ve tecrübelere bakmasına gerek olmadığını belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz bize yeteriz. Bizim medeniyet ve kültürümüz bize değil dünyaya bile örnek teşkil edecek kadar zengin. Bizim sorunlarımızın çaresi dışarıda değil bizdedir. Kendi medeniyet aynamızdan bakarsak her meseleyi çözeriz.”

Yeni eğitim sisteminde seçmeli ders eleştirilerine de cevap veren Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi okullarda çok çeşitli alanlarda seçmeli ders uygulamasını hayata geçiriyoruz. Öğrenci ve veli isterse ortaokuldan itibaren Kur'an öğrenebilecek. Öğrenci ya da veli isterse ortaokuldan itibaren Peygamber Efendimizin hayatını; yani imam hatipteki ifadesi ile Siyer-i Nebi öğrenecek. Temel Bilgiler adı altında diğer peygamberlerin hayatı öğrenecek. Yaşayan dil ve lehçeleri öğrenilmesini mümkün yapıyor öğrencilerin önüne bu tercihi koyuyoruz. Çerkezce öğrenmek mi istiyor. Yeterli sayıda öğrenci bir araya gelince Çerkezce seçmeli ders olarak gösterilecek. Boşnakça, Gürcüce, Lazca bu okullarda ortaokuldan itibaren öğretilecek.”

BUNLARA BİRŞEY BEĞENDİREMEZSİN

BDP’nin ana dilde eğitim konusundaki açıklamalarına değinen Erdoğan, şöyle konuştu: “Bazı spekülasyonlar var. Neden bu ana dilde eğitim zorunlu değil diye. Bunlara beğendiremezsin. Bunlara hangi adımı attı isek biz istedik yaptılar dediler. Peki neden bizden önce yaptıramadınız. 30 senedir ülkede terör var. 30 senedir Güneydoğu Anadolu da yaşayan Kürt kardeşime hangi hakkı elde edip teslim ettiniz. Bir televizyon yayını yapamıyorlardı. Geldik 24 saat TRT 6’dan yayın yapıyoruz. Bize iktidara gelmeden OHAL’i kaldırın dediler. İktidar olduk kaldırdık. Var mı şimdi? Yok, kaldırdık. Bizim yayınladığımız genelge ile Kürtçe reklam yaptılar. Kimse hayır diyebildi mi. Bütün bu adımlar atıla atıla bir yerlere geldik."

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da son 9 yılda eski rakamla söylerse 32 katrilyon yatırım yaptıklarını anlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Ancak bazıları terör örgütünün tam uşağı. Hakkari’ye havaalanı yapıyoruz. Ancak bunlar temel attırmamak için her şeyi yaptılar. İş makinesi yakıyorlar. Engellemek için iş makinelerini yaktıkça biz yeniden gönderiyoruz. Şırnak’ta da aynısını yaptılar. Şırnak havaalanını provoke etmek istediler. Biz bu eylemlere rağmen havaalanını yapıyoruz. Iğdır’ı engellemek istediler. Fakat biz Iğdır’ı Temmuz sonu açıyoruz. Allah aşkına soruyorum 10 yıl önce sorulsa Hakkari, Şırnak ve Iğdır’a havaalanına kim inanırdı. Ama AK Parti ile hepsi oldu. Yolların hepsi yapılıyor. Biz Ferhat’ız siz ise Şirin. Dağları aşacağız inşallah.”

BUNLAR ORHUN ANITLARININ YERİNİ BİLMEZ

Erdoğan, konuşmasında MHP’ye de yüklendi. Erdoğan, MHP’nin şiddetten beslendiği için çözüm sunmadığını belirterek şunları söyledi: “Milliyetçilik adına bu ülkede garip garip şeyler oluyor. Örneğin reddi miras. Osmanlı ve Selçuklu ruhunu çiğneyenler var. Sayın Bahçeli çıkıyor ağza alınmayacak sözler ve iftiralarla yeni uygulamayı farklı yerlere çekiyor. Milli Eğitim Bakanlığında yaptığımız uygulamadan söz ediyorum. Sayın Bahçeli siz milliyetçi değil misiniz? Siz Osmanlı'ya Selçuklu’ya sahip çıkmıyor musunuz? Atalarınıza sahip çıkmıyor musunuz? Reddi miras mı yapıyorsunuz. Sayın Bahçeli açın okuyun biraz Osmanlı dönemini. Kendi tarihlerinden bile habersiz olanlar milliyetçi olamaz. Selçuklu ve Osmanlı’yı ret ediyorlar. Bunlar önünü kestikleri adamın sağcı mı solcumu olduğunu öğrenmek için Fatiha’yı oku derler. Sonra yanlarındaki arkadaşlara dönüp doğru okudu mu diye sorarlar. Asıl milliyetçilik kabalık değil zerafettir. Medeniyettir. Asıl milliyetçilik MHP gibi cehalet sergilemek değil, bilmediğini öğrenme erdemini sergilemektir.”

MHP’nin tutumunu bir atasözü ile örneklendiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Eski bir atasözü var. Cahille sohbet zordur bilene, cahil ne gelirse söyler diline. MHP siyaset yapmıyor ve siyaset üretmiyor. Ceberrut otoriteli, devlet refleksi ile hareket ediyor. Siyasetin temeli sorun çözmektir. Konuşarak uzlaşarak çözmektir. Konuşmaya yaklaşmayan birinin söyleyecek sözü yoktur ya da problemlerden beslenmektir. Ben Sayın Bahçeli'den 3 kez randevu istedim. Cevap vermedi. Ben MHP yöneticilerine sesleniyorum. Tabana değil. Onlar bu ülkenin saf temiz insanları. Sizin izinde gittiğiniz insanlara sorun; Orta Asya steplerine ne kadar gittiniz diye. Biz iktidar olarak oradan hiç çıkmadık. Biz Moğolistan’a kadar gittik. Uçakla tarlaya indik. Sayın Bahçeli, Orhun Anıtları nerede desek bilmez. Milleti es geçerek milliyetçi olunmaz. Türkiye’de statükocu olan parti bir tane değil. Bir tane daha var. BDP. Oda MHP gibi, ırk ve millet kavramını istismar ediyor. Aynı MHP gibi sorundan beslendiği için sorunun çözülmesini istemiyor. Şiddetten besleniyorlar."

Şiddet ve siyasetin asla yan yana gelemeyeceğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Şiddetin olduğu yerde siyaset yoktur. Siyaset şiddeti dışlamakla mümkün olur. Bunlar dışlayamıyorlar. Tehdit altındalar. Bunlar ortaya irade koymak yerine iradelerini terör örgütü mensuplarına teslim ediyorlar. İradesi kendisinde olmayan bir belediye bu ülkeye çözüm üretemez. Hakkari’de belediye onlarda. Caddelerinde pislikten geçemezsiniz. Biz bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonrada kardeşliği savunacağız. Biz bu topraklar üzerinde bir ve beraberce olarak kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz. Biz bu vatanı yolda bulmadık. Bizim bu toprakların her zerresinde atalarımızın kanı ve canı var.”

Erdoğan konuşmasının ardından salondan ayrıldı.