Başbakan Erdoğan, Roma'ya gitti
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon'da yaşanan olayları değerlendirerek, "Ne olursa olsun Türkiye'de kardeşliği, huzuru ve barışı kimse sabote edemeyecek" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Papa 2. Jean Paul'ün yarın yapılacak cenaze törenine katılmak üzere Devlet Bakanı Mehmet Aydın, AK Parti Grup Başkan Vekili İrfan Gündüz ve AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı Nukhet Hotar ile birlikte İtalya'nın başkenti Roma'ya gitti. Hareketinden önce Esenboğa Hava Limanı'nda bir açıklama yapan Erdoğan'ın gündeminde, Trabzon'da dün yaşanan olaylar vardı. Türkiye'nin son zamanlarda özellikle ekonomik alanda yakaladığı performans, huzur ve mutluluk zemini, Türkiye'nin beklentisi olan barış ve huzur noktasındaki gelişmelerin geçmişten bugüne hasreti içinde oldukları bir tablo olduğuna işaret eden Erdoğan, Türk halkının yediden yetmişe bu istikamete yöneldiğini ifade etti. Ne olursa olsun kardeşliği, huzur ve barışı kimsenin sabote edemeyeceğinden, tüm vatandaşların ve devletin tüm birimlerinin emin olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Hepimiz huzura ve kardeşliğe katkıda bulunmak için azami çaba içindeyiz ve bütün bireyleri ile Türkiye de bu çabaya katkı vermelidir, ortak olmalıdır. Tüm bunlara rağmen toplumsal psikolojiyi fısıltıyla, manipülasyonla etkilemek isteyenler, dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de olabilir. Bizler kardeşlik hukukunu kaya gibi sağlam temeller üzerine oturtmuş bir milletiz. Milli hassasiyetlerimizle, bütün varlığımızla, bayrağımız gibi temel değerlerimizle biz ne yaptığını bilen, bütün birimleriyle toplumsal dokunun, muhafazasına odaklanmış bir hukuk devletiyiz. Burada doğallıkla sanallığı ayırmamız lazım. Sanal olarak yapılacak hareketler değil, doğal olarak yapılacak hareketler bizim için çok büyük önem arz etmektedir. Bayrağımıza olan sevgi ve saygı, doğallık içinde kıyamet ifade eder" şeklinde konuştu.
Her istiklal Marşı okunduğunda Türk bayrağının tanımlandığını vurgulayan Erdoğan, Türk bayrağının Amentüsü durumunda olan İstiklal Marşı'nın da bu ruh ile okunması gerektiğini söyledi. Erdoğan, Türk bayrağını da bu ruhla gördüklerini ifade etti. Özgürlük ve demokrasinin kimsenin kötüye kullanamayacağı kadar yüce ve evrensel değerler olduğuna dikkat çeken Erdoğan, bütün vatandaşlardan ve kamuoyu önünde konuşan herkesten marjinal kesimlerin toplumun huzuruna yöneltebilecekleri yanlışlıklara karşı azami özen ve dikkati göstermeleri istedi.
Erdoğan, Trabzon'da yaşanan olaylara işaret ederek, Türk halkının hassasiyetlerinin çok önemli olduğunu vurguladı. Herkesin, Türk halkının bu hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak tavrını belirlemesi gerektiğini kaydeden Erdoğan şöyle konuştu:
"Halkımızın bu milli haysiyetlerine dokunulduğu zaman şüphesiz ki tepkisi çok yüksek olacaktır. Bunu da kimse istismar etmemelidir. Milletimizin sağ duyusu ve basiretini her türlü art niyeti sükunetle ve kardeşlik hukukumuzu zedelemeden bertaraf etmeye muktedir olduğuna eminim. Devletimizin ve milletimizin zaaf içinde olacağını kimse aklından geçirmesin, bunu özellikle vurgulamak istiyorum."
Erdoğan, basın mensuplarının 'Mersin'deki olaylar ile Trabzon arasında bağlantı var mı, bunlar planlı mı?' şeklindeki sorusu üzerine bunları bir planın gereği gibi görmenin yanlış olacağını, böyle bir değerlendirmenin içine girmeyi yanlış bulduğunu söyledi. Türkiye'nin, 1970 öncesinden bu yana anarşi dönemlerini, terör dönemlerini gördüğünü, bunların bedellerini de ödediğini anlatan Erdoğan, Türk halkının bunlara karşı çok ciddi tecrübeler kazandığını ifade etti. Erdoğan, "Bu tür planlı hareketler zaten karşısında, bu planı yapmış olan Türkiye Cumhuriyeti'ni göreceklerdir. Bizler iktidarıyla, muhalefetiyle bu tür olumsuzlukların her zaman karşısındayız. Bundan sonra da bunun karşısında olacağız. Bu tür eylemleri bir planlı hareket içinde yapanlar, bunu yaparlarsa bir bloklaşmaya neden olurlar. Bloklaşmaya müsaade etmeyiz. Bunu da sürekli gündemde tutmak yanlış olur" değerlendirmesi yaptı.
Başbakan Erdoğan, açıklamaların ardından Roma'ya hareket etti. Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ve diğer yetkiler tarafından uğurladı.
