Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin kendi vatandaşlarına ve Türkiye’ye yönelik uyguladığı politikanın devlet terörü olduğunu söyledi. Suriye’nin mütecaviz tutumunu sürdürmesi ve atılan bombalarla vatandaşlara zarar görmesi üzerine, misliyle karşılık verdiklerini belirten Erdoğan, “Asla savaş meraklısı değiliz ancak savaştan uzak da değiliz.” dedi. Vatandaşların zarar gördüğü bir ortamda barış konuşmalarının mümkün olmadığını belirten Erdoğan, Türkiye’nin asla blöf yapma, boş atıp dolu tutma gibi bir kolaycılığın peşinde olmadığını vurguladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Esenler’de gerçekleştirilen ‘Kentsel Dönüşüm Başlıyor’ programında konuşan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine Antalya’da şehit edilen 3 polis memuruna Allah’tan rahmet dileyerek başladı. Şehit polislerin ailelerine başsağlığı dileyen Erdoğan, Akçakale’de Suriye tarfından atılan top mermileriyle hayatını kaybeden 2 anne ve 3 çocuğu için de baş sağlığı dileğinde bulundu. Erdoğan, yaşanan olay sonrasında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)’nin tavrını eleştirdi.
Kayıpların acısının yürekleri yaktığını ancak yapılan bu saldırıyı cevapsız bırakmadıklarını belirten Erdoğan, derhal misliyle karşılık verildiğini söyledi. Birleşmiş Milletler ve NATO başta olmak üzere ilgili uluslararası mekanizmaların süratle hareke geçirilerek Türkiye’nin haklılığının tüm dünyaya anlatıldığını anlatan Erdoğan, “Uçağımızın düşürülmesi sonrasında Suriye’ye gerekli uyarıları açıkça yapmış, benzer uyarıların tekerrürü halinde vereceğimiz tepkileri ilan etmiştik. Burada da bir kez böyle bir top mermisi atışı oldu. Boş araziye düştü, sessiz kaldık. Uyarı yaptık. ‘Angajman kurallarının gereğini yerine getireceğiz’ dedik. İki oldu, üç oldu. Nota verdik. Dört, beş, altı, yedi oldu. Boş arazilere düştüğü için sadece notayla işi bıraktık. Ama bu defa 5 vatandaşımızın şehit oldu. Burası notayla geçiştirilecek bir iş değildi. Öncekilerde de misliyle cevap vermiştik, bu defa onların da canlarını yakacak şekilde misliyle cevap verdik.“ diye konuştu.
Suriye’nin Türkiye’ye yönelik mütecaviz tutumunu sürdürmesinin ve atılan bombalar sebebiyle vatandaşların zarar görmesinin Türkiye’yi karşılık vermeye ittiğini belirten Erdoğan, “Ülkemizin saygınlığına helal getirecek hiçbir girişimi karşılıksız bırakmadık, bırakmıyoruz, bırakmayacağız. Şunu bir kez daha ve samimiyetle ifade etmek istiyorum. Biz asla savaş meraklısı değiliz. Ancak savaştan da uzak değiliz. Bu millet, yeri gelmiş kıtalararası savaşları görerek savaşarak bu günlere gelmiştir. Birileri bize ‘yurtta sulh cihanda sulh’ diyor. ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sulhun egemen olduğu yerde olur. Bizim can damarımıza bastıkları zaman orada biz de sulhu konuşamayız.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin kendi vatandaşının şehit edildiği bir ortamda ‘barış’ diyecek durumda olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Utanmadan sıkılmadan bakanların hangisi çocuğunu oraya gönderiyor. Bunu söyleyenlere şu cevabı veriyorum. Biz şu anda arazideyiz. Nereye gitmemiz gerekiyorsa başta şahsım olmak üzere oraya kadar da gideriz. Böyle malayani şeylerle basit AK Parti iktidarını test etmeye ana muhalefetin gücü yetmez.” sözlerini kullandı.
“Türkiye savaş peşinde koşan bir ülke asla değil” diyen Erdoğan, tam tersine bölgede ve dünyada barışın, huzurun, esenliğin hakim olmasını teme politika kabul eden bir hükümet olduklarını belirtti. Suriye’de 'Tek bir kişinin dahi kanı akmasın ve zulme uğramasın' istediklerini bildiren Erdoğan, "Ama Esed yönetimi bırakın kendi vatandaşlarının, Türk vatandaşlarının dahi canlarına kast eden saldırılardan çekinmiyor." dedi.
'ESED YÖNETİMİNİN YAPTIĞI DEVLET TERÖRÜDÜR'
Suriye’ye nerelerden ne şekilde yardım geldiğini çok iyi bildiklerini söyleyen Erdoğan şöyle konuştu: “Esed rejiminin zulmü karşısında Suriye halkının yanında olmayı ahlaki, vicdani ve tarihi sorumluluğumuz olarak kabul ediyoruz. Türkiye son olayda nasıl gereken tepkisini kararlılıkla ortaya koymaktan çekinmediyse, Esed yönetiminin kendi halkına yönelik katliamlarına karşı siyasi ve diplomatik tepkisini ortaya koymaktan geri durmuyor. Kendi halkına, kendi şehirlerine, kendi kültürüne, mirasına değer vermeyen, kendi yerleşim yerlerini bombalayan böyle bir anlayışın tek bir tanımı olabilir. O da devlet terörüdür. Şu anda Suriye’de devlet terörü estirilmektedir. Uluslararası kurumlar ve uluslar arası toplum son olaydan sonra Suriye’nin göz dönmüşlüğünü daha iyi anladı. Daha sert tepki verdi. Böyle zalim ve insafsız bir yönetim çoktan meşruieyetini yitirmiştir ayakta kalma şansı tamamen tükenmiştir. Bu yönetime farklı gerekçelerle destek verenler her geçen gün tarihi yanılgı içinde olduklarını daha iyi anlıyorlar. Daha zor sıkıntılı bir konuma düşüyorlar.”
Türkiye’nin asla blöf yapmadığını, boş atıp dolu tutmak gibi kolaycılık peşinde koşmadığını vurgulayan Erdoğan, “Sonuna kadar takipçisi olacağız. İnşallah Suriye halkı en yakın zamanda bu zulümden kurtulur. Temennimiz tüm kesimlerin haklarının garanti altına alacak yönetim anlayışının oluşmasıdır.” diye konuştu.
CHP’YE CİBİLLİYET ELEŞTİRİSİ
Ana Muhalefet Partisi’nden gelen ‘Esed ile boğaz seyahati yaptılar. Bodrum’da tatil yaptınız’ şeklindeki eleştirilere değinen Erdoğan şöyle tepki gösterdi: “Eline dinle dursun, kaç kere açıkladım. Yapmadığım şeyi ‘yaptı’ deme. Ama ben bir devletin başkanına eğer barış içindeysek gerekirse kendi boğazında şu gördüğünüz İstanbul Boğazı'nda o tür seyahati de yaptırırım. Ama öyle bir şey yapmadım. Bodrum’da kendisiyle birlikte tatil yapmadım. Tam aksine kendisini oraya davet ettim. Orada iki üç gün tatil yaptılar. Ama malum bizim medyanın onların aile fotoğraflarını çekmesi üzeren tatillerini yarıda kesip döndüler. Olayın aslı bu ama bunların yalan ciğerlerine işlemiş. CHP zihniyeti budur. Mesele cibilliyet meselesi.”
CHP’lilerin PKK terör örgütü ile Filistin’de direnenleri aynı kefeye koyduğunu ifade eden Erdoğan, “Çünkü bölücü terör örgütüyle bunlar zaten yan yana dolaşıyorlar. Bun son seçimlerde çok iyi gördük. Esed rejiminin Akçakale’ye gerçekleştirdiği saldırı sonrasında ortaya konan tavırlar Türkiye’nin ana muhalefet sorunu bir kez daha gösterdi. Bir Anu Muhalefet Partisi düşünün ki kendi ülkesiyle bir başka ülke, üstelik diğer taraftan gelen saldırı sebebiyle karşı karşıya geliyor. Bu parti adeta karşıdaki ülkenin sözcüsü konumuna geliyor.” şeklinde konuştu.
CHP’nin Hatay’da bazı mezhebi anlayışa mensup kişilerle el ele vererek toplantılar yaptığını dile getiren Erdoğan, bunun üzerine Esed’in ‘Türk halkı bizim yanımızda’ sözünü kullandığını ifade etti. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Buna bunu söyleten Ana Muhalefettir. Bu tablo karşısında üzülmemek mümkün değil. Üzüntüm ülkem, milletim, CHP’ye oy verenler adına. BDP’ye oy veren özellikle Kürt kardeşlerim adına.”
Suriye konusu gündeme gelince CHP ve BDP arasındaki kardeşliğin yeniden nüksettiği eleştirisinde bulunan Erdoğan, BDP’de bölücü terör örgütü muhabbeti, CHP’de ise Esed yönetimi muhabbetinin geçerli olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Bunlar ülkelerinin milli çıkarlarını ulusal onurunu, değil ulusal güvenliğini değil, saldırgan ülkenin hassasiyetlerini gözeterek onun avukatlığına soyunarak tarihe geçtiler. Meclisten ülkenin en hayati çıkarı söz konusu olduğu için oy birliğiyle çıkması gereken tezkere CHP ve BDP’nin tavrı sebebiyle oy çokluğuyla geçti. MHP sorumlu davrandı. Teşekkür ediyorum. Ama bu milli mesele konusundaki duruşu bir siyasi garabet örneğidir. Bunlar sadece siyasi duruş itibariyle şaşkınlık, pişkinlik içinde değil yanı zamanda hukuktan, kanundan usulden de bir haberler. Tezkere metninde geçen aynen Anayasanın ilgili hükmündeki ifadeyi yansıtan yabancı ülke kavramını böylesine dallandırıp budaklandırmak siyaset yapmak değil, cehaletini ortaya sermektir.”ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin güçlenmesi, kalkınması ve büyümesi için dış politikada, ekonomide ve alt yapıda ve diğer konularda milletin onay verdiği programlarını yürütmeye devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, “Buradan bir kez daha Esed rejimine ve onu destekleyenlere sesleniyorum. Türkiye’nin sabrını sınamaya kalkmayın, sınırlarını ölçmeye kalkmayın. Türkiye bu badireden de sapasağlam çıkar yoluna devam edere. Ama siz bunun altında kalır büyük bedel ödersiniz." dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz