DAVOS (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hyundai'nin Türkiye'de yatırım yapmaktan vazgeçmesiyle ilgili olarak, "Trakya'da sahilde 2 milyon 200 bin metrekare yer istediler. 'Bunun altyapısını yapacaksınız. 49 ile uyguladığımız o teşvik yasasıyla getirilen kolaylıkları da bize uygulayacaksınız' dediler. Biz bunu kabul etmeyince de Türkiye'de yatırım yapmaktan vazgeçtiler" dedi.
36. Dünya Ekonomi Forumu sebebiyle Davos'ta bulunan Başbakan Erdoğan, TGRT'de yayınlanan "Ankara'nın Gündemi" programında Murat Odabaş ve Nuri Elibol'un gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir soru üzerine sağlık sektöründe gerçekleştirilecek reformlardan bahseden Erdoğan, "Sağlık reformunu yapacağız. Ama bedeli çok ağır. Yine yapacağız. Kuyrukları giderek önlüyoruz. Kuyruklar giderek azalıyor. Ormanın geneline bakmak lazım. Millet aldatılmasın. Sağlıkta tam yeterli miyiz, hayır. Ama uğraşıyoruz. SSK ile devlet hastanelerini birleştirerek doluluk oranlarını aşağılara çektik. Bağ-kur'lulardaki sıkıntıyı aşacağız. Çalışma, Maliye ve Sağlık Bakanlarımız'dan durumu soruyorum. Eczacılara da bunu soruyorum. Eczacılar 'bu zamana kadar görmediğimiz parayı kazanıyoruz' diyor ilaç fiyatları düştüğü halde. Yeni hastaneler açmaya yönelik yatırımlar yapıyoruz. Yatırım yapmak isteyenlere de hastane yapmak isteyenlere teklifler getiriyoruz. 'Gel bu hastaneyi veya okulu yap, her şeyiyle biz bunu 10, 15, 20 yıllığına kiralayalım. Senin için bu bir yatırım. Devleti yatırım yapmaktan kurtarırsın, hem hizmetler süratlenir bu yatırımlarla bir an önce de imkanlar halkımızın hizmetine girmiş olur' diyoruz. Böyle bir projeyi Körfez ve Avrupalı yatırımcılarla görüşüyoruz. TOBB'da da bu konuyu açtım. Takipçiyiz. Buralardan da olumlu neticeler alırsak hizmetler hızlanacak" şeklinde konuştu.
Yargı reformlarıyla ilgili olarak "Yargı konusunda dışarıda kalmak istiyorsunuz, M. Ali Ağca'nın hapisten çıkması, yeniden içeri alınması ve başka olaylarla toplumda yargıya karşı güven azalıyor. Türkiye'de yeni bir yargı reformu düşünüyor musunuz? Son 6 ayda yıpranan yargı konusunda neler düşünüyorsunuz?" şeklindeki bir soru üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz reforme edilmiş olan hangi kanun olursa olsun, onlara saygı gösteriyoruz. Bir kanun yapıyorsunuz 100 maddeden oluşan. Bu kanunla ilgili tüm tarafları dinliyorsunuz. STK'ların, ilgililerin görüşlerini alıyorsunuz. Bir kanun yasama organından geçiyor. Kanunlaştıktan sonra unutuluyor. Burada yargılama olayları başladığında birilerinin işine geliyorsa sıkıntı yok, işine gitmiyorsa 'bunun reforme edilmesi gerekiyor' diye tepkiler alıyorsunuz. İçtihatları görmeden bir şey demek yanlış oluyor. Bakalım neticesini alalım.
Bu neticeyi gördükten sonra onun üzerinde konuşalım. Yargı aşırı derecede baskı altına alınmıştır. Bu kadar baskı altında olan yargının da sağlıklı neticeler alması beklenemez. Bir taraftan kuvvetler ayrılığını savunuyoruz. Diğer taraftan baskılar oluşturuyoruz. Bu doğru değil. Yasa üzerinde eleştirilerinizi yaparsınız. Yasama organı bu çalışma içine girer, yürütmeye gelirse yasamaya da bunu sunabilir. Ama yargı yıpratılmamalı. Duygulardan arındırılmış bir insan düşünemeyiz. Bizim beklediğimiz adalet. Niyet hayır oldu mu sonu da hayır olur. Bunu beklemek hepimizin hakkı. Burada özellikle halkımın hakları konusunda çok hassasım. Fikir, düşünce bunların kesinlikle korunması lazım. Fikir özgürlüğü konusunda çok hassas olması lazım. Bu hassasiyeti eğer koruyamazsak, gelecek nesillerine yazık ederiz. Onlar düşündüklerini rahat konuşması lazım. Eyleme dönüşmediği sürece bırakın konuşsunlar. Bir diğerin özgürlük alanını bozmadıkça istediğini konuşsun. Bir de edebi ve adabı, hakaret lisanını kendi tarihi ve kültüründe görmemiştir. Bizim bunu yeniden yakalamamız gerekiyor."
Terörle mücadele konusu ile ilgili bir soruyu da cevaplandıran Erdoğan, "Terörle mücadele konusunda çalışmalarımız devam ediyor. En geniş manada özgürlüklerden geri atmadan çalışmalarımız devam ediyor" dedi.
"ÜNİVERSİTE SINAVI YAPIYORSUNUZ, HERKES EŞİT OLMALI"
Meslek liseleri ve üniversiteye giriş sınavları ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Milli Eğitim Bakanlığımız meslek liseleri konusunda çalışmalar yapıyor. Meslek liselerinde yüzde 30 civarında öğrencimiz var. Batı ülkelerinde, meslek liselerinde yüzde 70 okuyor. Batı'da anlayış, 'herkes üniversite okumak zorunda değil' şeklinde. Ama meslek sahibi olması lazım.
Bizde bu tam tersi. Bizde meslek liselerine tercih giderek azalıyor. Bu da üniversiteye girme zorluğundan kaynaklanıyor. Bu da katsayı sebebiyle oluyor. Böyle bir uygulama gelişmiş ülkelerin hiçbirinde yok. Maalesef bu sıkıntı devam ediyor. Üzücü bir durum. Üniversite sınavı yapıyorsunuz, herkes eşit olmalı. Kazanan bırakın gitsin. Herkesin yolunu açalım, geçlerin yolunu açalım. Bir meslek lisesi mezunu bana 'ben okulumda başarılıyım ama üniversiteye giremiyorum, ben üvey evlat mıyım' dedi. Bu haksızlık değil mi? Hep beraber bu haksızlığı ortadan kaldırmaya çalışacağız" dedi.
Hyundai'nin Türkiye'de yatırım yapmaktan vazgeçmesi ile ilgili açıklamalarda da bulunan Erdoğan, "Hyundai'nin Türkiye'den gitmesi konusu medyada da yer aldı. Olay şu; bize Hyundai'den teklif geldi. Trakya'da sahilde 2 milyon 200 bin metrekare yer istediler. 'Bunun altyapısını yapacaksınız. 49 ile uyguladığımız o teşvik yasasıyla getirilen kolaylıkları da bize uygulayacaksınız' dediler. Böyle bir tablo önümüze geldi. Biz onlara, 'burada yatırım yapan vatandaşımıza ve 49 ilde uygulanan teşvik bölgesinde yatırım yapan insanlara ne diyeceğiz' dedik. Biz onlara '1 milyar veya 500 milyon dolarlık bir yatırım yapma kaydını koyalım, şu kadar zamanda eğer bitirebilirseniz size böyle bir yer verebiliriz' dedik, bu sefer de onlar bunu kabul etmedi ve Hyundai Türkiye'de yatırım yapmaktan vazgeçti" ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANLIĞI VE ERKEN SEÇİM
Hükümetin kollektif bir çalışma içerisinde ortak aklı oluşturarak çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Erdoğan, futbolda bile ferdi çabaların başarıyı getirmediğini, birlikteliğin başarıyı sağladığını hatırlattı. Bu yıl kabinede yapılacak değişiklikle ilgili insanların dedikodular şeklinde düşünceler üretmesinin yanlış olduğunu, şayet değişiklik yapılacaksa bundan hiç kimsenin kuşkusu olmaması gerektiğini kaydetti. Gerek kabine ve gerekse parti başkanlık divanında yapılacak değişiklikler konusunda Başbakan ve Başkan'a tam yetki verildiğini belirtti.
Erken seçim psikolojisinin Türkiye üzerinden neden kalkmadığı yolundaki bir soruyu da cevaplayan Erdoğan, "Türkiye'de bir alışkanlıklar rejimi oluşturulmuş. Seçimi 4 yılda, 3 yılda yapacaksın diye alışkanlıklar süregelmiş. AK Parti bu alışkanlıkları yıkıyor. Ne diyor, halk ne kadar süre tanımışsa o süreyi AK Parti kullanma çabasındadır. Bu da 5 yıldır. Bu kadar ekonomik parametreler ortadayken, her şey yolunda gidiyorken iktidarı yıpratmanın gereği yok. Dış politikada çok iyi durumdayız. Türkiye artık gündem belirliyor, bunu kimsenin unutmaması lazım" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı'nın şu anda görev yapan Meclis tarafından seçilip seçilmeyeceğine dair bir soruyu da cevaplayan Başbakan Erdoğan, Anayasa'nın Cumhurbaşkanı'nın görevini belirlediğini, süre bittiğinde hangi parlamento görevdeyse, o parlamentonun Cumhurbaşkanı'nı seçeceğini söyledi. "Bu soruya muhalefet partisi iktidarda olsaydı aynı cevabı verirdi" diyen Erdoğan, "Bu parlamento Cumhurbaşkanı'nı seçemez" demenin Meclis'e saygısızlık olacağını dile getirdi. Erdoğan, "Parlamentoyu halk seçti. Vakti saati geldiğinde ne yapacaksa bu parlamento görevini yapacaktır.
Bu milletvekillerine kimsenin saygısızlık yapmasının gereği yoktur. Biz bu parlamentoya güveniyoruz ve inanıyoruz. Bu parlamento da bu inancın gereğini yapacaktır. Bunlar istikrarın ne olduğunu kavrayamamışlar. Bizim ekonomideki başarının sebebi güven ve istikrardır. Bu güçlü bir hükümetin işbaşı olmasından dolayıdır. Yerli ve yabancı bu güven istikrardan dolayı yatırım yapıyor. Yatırımlar durmuş değil, sürekli yeni yatırımlar yapılıyor, yarış var" dedi.
2B YASASI VE KAMU PERSONEL ALIMI
Orman vasfını yitirmiş arazilerin durumu ile ilgili rafa kaldırılan 2B Kanunu'nun akıbeti konusunda görüşlerini açıklayan Erdoğan, "2B sadece ekonomi açısından değil, bize çok şey kazandırmış olacaktı. Tartışmalar 1981 yılından beri devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı'na da bunu anlattım. Cumhurbaşkanı bu kanun çıkarsa çıkar amaçlı olarak ormanların tahribi devam eder şeklinde bir görüş belirtti. Ben de bunu ağır cezalar getirerek, çeşitli önlemler alarak bunu önleriz dedim. Şu anda Orman Bakanlığımız bu konuyu rafa kaldırmış değil.
Çalışmalarını devam ettiriyor. Çünkü 2B ile orman köylüsünü daha farklı eğitmeyi ve kalkındırmayı düşünüyoruz. Türkiye olarak büyük faiz ödüyoruz. Buradan kazanılacak değerlerle borcumuzu ödeyince yatıraler bunun uygulamasını ortaya ıma daha fazla ağırlık verebiliriz. Ayrıca gayri meşru olan yatırımlar meşruiyet kazanacak, yasal duruma dönüşecektir. Ayrıca belediyeler çalışamıyor. Buralarda imar planı yapıldığında düzene girecektir. Bunları aşmamız gerekiyor. Ülke gerilimlerden yoruldu, konsensüsle bunu halledelim. Anayasa değişikliği gerekiyor. Orman Bakanlığımız bunu bırakmış değil. Bu konuyla ilgili yeni ne yapılabilir diye çalışmalarımızı devam ettiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Personel alımı meselesinde, muhalefetin yanlış değerlendirmelerde bulunduğuna dikkat çeken Erdoğan, "60 bine yakın emekli var. Onların yerine elbette istihdam yapacağız. Öğretmen eksiği var, bunları dolduracaksın. Başarılı eğitim sistemini, sağlık, adalet ve emniyetteki açıkları kapatmamız lazım. Karayollarında, DSİ, toplu konut, tarım ve hayvancılıkta, Diyanet'te ciddi açıklar var. Mesela 16 bin camide imam bulunmuyor. Devletin personel ihtiyacı devam ediyor. Biz burada bu atılan adımlar, herhangi bir seçim endişesi yok. Bu sene de bu kadroları dolduracağız, gelecek sene de. Muhalefet popülizm yapıyor. Başka yapacak bir şeyi kalmadı ki. Seçim sandığına gidildiğine kadar devlet işinin başındadır. Alımlar tamamen KPS ile yapılıyor, ÖSYM yerleştiriliyor" değerlendirmesinde bulundu.