Erdoğan yabancı bir gazetecinin Türkiye'deki cihatçı gruplarının sayısının arttığını yönündeki sözlerine, 'Öyle bir grup mu var? Bu konudaki ellerindeki belgeleri nedir? Beni anlıyor musun...' sözleriyle tepki gösterdi.
İşte basın toplantısının Soru & Cevap bölümünden satır başları:
Sayın Erdoğan size sorum şu. 2011 sonuna kadar Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkiler çok iyi durumdaydı. Vize kaldırıldı, pek çok çalışmalar yapıldı. Kısa süre içinde orada Esad’a karşı muhalifi desteklemeye başladınız. Bunu yapmanızın nedeni nedir?
Gerçekten baba Esad’ın döneminde ülkemizde bir sıkıntı yaşandı. Bunun ardından da ilişkilerimiz bizim iktidarımıza kadar bozuktu. Biz iktidara geldikten sonra komşularla düşmanlıkları ortadan kaldıralım istedik. Çünkü bizim Suriye halkıyla sıkıntımız yok. Akrabalık bağları var. Bunlar bizim bayramlarda özel izinlerle karşı taraflara gidip gelirlerdi. Bunu kaldıralım dedik, olumlu sonuç verdi. ifade ettiğiniz gibi aile dostluğu kurduk. İleri noktaya getirdik. Malum Arap Baharı oluştuğunda, kendileriyle şunu çok açık net konuştum, saatlerce konuştuk. Kendisine dedim ki bakın şu andaki rüzgar iyi esmiyor, sizi de vurabilir. Çünkü Suriye’de o ana kadar tek partili bir yaşam vardı. Demokrasi yoktu. Bu otokrasiden çıkmanız gerekir dedim. İyi olur dedi, hatta çalışmalarımızı gördüler. Kendilerine anlattık. Çok partili bir sistemin nasıl kurulabileceğini anlattık. Bunlar olmadığı gibi bir diğer taraftan da orada tanklarla toplarla insanları öldürmeye başladılar. Ben özel temsilcilerimi gönderdim, telefon görüşmeleri yaptık. Sonu iyi gelmeyecek dedik. Biz ne dediysek bunlar terörist dediler.
Elinde silah var mı? Yok. Nasıl oluyor bu terörist? O insanlar yüzlerle binlerle anılırken, şu anda 150 bine yakın insan öldürülmüş durumda. Fazlası var, azı yok. Sadece ülkemde 600 bine aşkın sığınmacı var. Bu 600 bini aşkın sığınmacının dışında, diğerlerini de alırsak iki milyona ulaşıyor. Suriye içindeki farklı yerlere göç edenleri aldığını zaman 7 milyonu buluyor. İnsanlar niye kaçıyor? Bunun içinde kimyasal konvansiyonel silahlar var.
Burada bir aldatmacaya gelmeyelim. Dünyada şöyle bir oyun oynanıyor. Suriye’ye yaptırım uygulayalım, yada uygulamayalım. Bu bir aldatmaca. Kimyasal silahlarla bin beş yüz kişi öldü. Konvensiyonel silahlarla 150 bin kişi. Konvansiyonel silahlarla ölenler önemli değil, kimyasalla öldürülenler önemli.
Bizim ilişkilerimiz bunlardan dolayı bozulmuş halde. Esed gitmedikten sonra buranın normal hale gelmesi mümkün değil. bakın Cenevre 2’yi destekliyoruz. Bizde ipe un sermek diye bir şey vardır. Rusya açıklama yaptı.
Niye? Suriye’deki muhaliflere Esed’li bir geçiş hükümetini kabul edeceksiniz diyorlar. Ön kabulleri bırakın, gelin masaya oturun.
Türkiye’de devam eden çözüm süreci 3. Aşamaya doğru gidiyor. Önceki iki aşamaya baktığınızda Avrupa’nın verdiği desteği yeterli buluyor musunuz?
İSVEÇ BAŞBAKANI REINFELDT: PKK bir terör örgütüdür. Biz şiddetin çözüm olduğuna inanmıyoruz. Sayın Erdoğan tarafından pek çok adımlar atıldı. Bunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu da gerilimi azaltmanın yollarıdır. Şu ana kadar yapılmış olanı büyük bir memnuniyetle görüyoruz. AB ile görüşmeler konusu. Avrupa’da farklı bakışlar var. Ama İsveç’te biz her zaman Türkiye’nin Avrupa’ya yaklaşması konusunda hep olumlu görüş ifade etmişizdir.
TAYYİP ERDOĞAN: Çözüm süreciyle ilgili tavrımızı biliyor olmanız gerekir. İşin iki boyutu var. Bir tanesi yürütme tarafından yapılacak olanlar ki bunların adımlarını attık. Diğeri yasamayla alakalı kısım. Bunu da parlamentoya sevk ediyoruz. Hedefimiz çok kısa zaman içerisinde bitirmek.
Türkiye’de cihadçı grupların sayısının artması, özellikle Suriye sınırıında. Bunları Türkiye’yi transit olarak kullanması konusunu nasıl açıklıyorsunuz?
ERDOĞAN: Böyle bir grup mu varmış? Bu konudaki ellerindeki belgeleri nedir? Beni anlıyor musun...
GAZETECİ: El Nusra’yı kast ediyorum bir de islami devlet kuruluşu var.
ERDOĞAN: Bir defa nusra Kaide gibi örgütler, şu anda bizim ülkemizde barınmaları söz konusu olamaz. Tam aksine herhangi bir yapılanma olması halinde, bölücü terör örgütleriyle verdiğimiz mücadele neyse, aynı uygulamayı yapmışızdır, yaparız.
Ama Suriye’deki kaide bağlantılı hangi grup olursa olsun Türkiye’nin hiçbir ilgisi yoktur. Bizim Suriyeli muhaliflerde tanıdığımız bellidir. Biz Özgür Suriye Ordusu ile Suriye Ulusal koalisyonuyla
Şu anda unutmayın iki milyar dolara yakın yapmış olduğumuz yatırım vardır, sığınmacılar için. Gelen destek 135 milyon dolardır.
Onlara yer vermemiz koruma altına almayı kabul edemeyiz. Bunlar iftiradır, yalandır.