Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''ana dilde eğitim, seçim barajı, siyasi tutukluların serbest bırakılması, operasyonların durdurulması'' taleplerini kabul etmeleri halinde seçime girmeyeceklerini söyledi.
Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı Ahmet Türk, Siirt Belediyesi önünde toplanan bir grup BDP'li ile birlikte Güres Caddesi'nden geçerek Kasaplar deresine kadar yürüdü. Demirtaş, burada yaptığı konuşmada, Kasaplar deresinde toplu mezarların bulunduğunu ileri sürdü.
Uluslararası hukuk ve insana saygı çerçevesinde toplu mezarların tamamının açılması gerektiğini, bölgenin en büyük toplu mezarının Kasaplar Deresi'nde bulunduğunu ileri süren Demirtaş, Kasaplar deresi açılmadıkça ve sorumlularından hesap sorulmadıkça, hiç kimsenin ''bu, halka karşı işlenen suçların hesabını sorduk'' diyemeyeceğini savundu.
Demirtaş, şöyle dedi:
''Biz bütün toplu mezarlarda katledilip defnedilen her bir kardeşimizi ailesine, halkına, hak ettiği onurlu mezar taşına kavuşturuncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Alanlarda, meydanlarda olacağız. Bir halk eğer geleceğini onurluca yaratmak istiyorsa, bütün değerlerine ne pahasına olursa olsun sahip çıkmak zorundadır. Bir halkı halk yapan değerler eğer ezilmek, eğer yok edilmek, eğer toplu mezarlarda hakaretvari bir şekilde ortadan kaldırılmak isteniyorsa o halka düşen şey, ne pahasına olursa olsun değerlerine sahip çıkmaktır. İşte bugün bu halk, bu değerlere nasıl sahip çıkıldığını göstermek için Nevala Kasaba'dadır. 2011 Nevruzunda yakılan ateş bu yıl sönmeyecek. Bu yıl sorunumuz çözülünceye kadar elbette ki bütün taleplerimiz hayat buluncaya kadar Nevruz ateşi sönmeyecek. Biz bu inançla bu kararlıkla aynı zamanda taleplerimizin arkasında olacağız. Taleplerimizin öncüsü olacağız.''
Demokratik çözüm çadırlarının, halkın çözümü hükümete dayattığı demokrasi alanları olduğunu öne süren Demirtaş, demokratik çözüm çadırlarına en güçlü şekilde sahip çıkacaklarını ifade etti.
Çadırlara yönelik saldırıların, tutuklamaların, gözaltıların, yasaklamaların durdurması çağrısında bulunan Demirtaş, ''Özellikle burada savaş hukukunu işleten özel tim ve korucu, lağvedilmelidir. Bu sistem ortadan kaldırılmalıdır. Zarar gören herkesin, köylünün çiftçin işçinin memurun bütün zararı karşılanmalıdır. Köye geri dönüşler özgürce sağlanmalıdır'' dedi.
Selahattin Demirtaş, taleplerini yeni anayasaya yazdırabilmek için mücadele edeceklerini belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Nevruzdan beri sokaklarda taleplerini dile getiren halka kulak vermesi gerektiğini ifade etti.
''11 NİSAN'A KADAR ZAMAN VAR''
Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Sayın Başbakan, 'onlar oy uğruna bölgeyi provokasyona getiriyorlar, gerilim yaratıyorlar' diyor. Bu dört talebi kabul et biz aday olmayacağız. 1l Nisan adaylık için son başvuru günüdür. Ana dilde eğitim, seçim barajı, siyasi tutukluların serbest bırakılması, askeri ve siyasi operasyonların durması. Hadi bu talepleri kabul et, biz aday olmayacağız. Kim oy derdindeymiş görelim. Eğer bu ülkede demokrasi barış ve özgürlükten yanaysan 11 Nisan'a kadar zaman var. Eğer gerçekten samimiysen, gerçekten senin de oy derdin, koltuk derdin yoksa, Türk milliyetçilerinin oy alacağım diye habire Kürtlerin üzerine panzer sürmeyeceksen hemen bu 4 talebi kabul et o zaman. Biz alanlarda, meydanlarda halkımıza yönelik bu kadar saldırı, bu kadar baskı altında hala demokrasi barış ve özgürlükten yana tavır koyuyoruz ama bu ülkenin Başbakanı çıkmış bize yönelik tehditvari, hakaretvarı bir dil kullanıyor. 80 yıl panzerleriniz Kürtlerin üzerinde, bir tane Kürt panzerinizin üzerine çıktı kıyamet kopuyor şimdi. Bizim anlayışımız, ne kadar baskı, zulüm olursa olsun kimseye düşmanlık anlayışı değildir. Biz, bize düşmanlık yapanlara karşı direniyoruz. Bize düşmanca davranan zihniyete karşı demokratik direniş mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu da meşrudur, bu da haklıdır. Elbette ki bunun da bedeli vardır. Biz bu bedeli ödemeye hazırız.''
Konuşmaların ardından Demirtaş, Ahmet Türk ve BDP'liler, kısa süre oturma eylemi yaptıktan sonra dağıldı. Grubun dağılışı sırasında bazı kişiler, Güres Caddesi'nde boş binalara taş atarak camlarını kırdı. Grup, uyarılara rağmen taş atmayı sürdürünce, polis, gaz bombası attı ve havaya ateş açtı. Grup dağıldı.