ANKARA (ANKA) –Evrin Güvendik- DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Kürt açılımı çerçevesinde, “Öcalan muhatap alınmalı, PKK muhatap alınmalı” söylemlerine açıklık getirdi. Türk, “Biz Başbakan gitsin Öcalan’la görüşsün demiyoruz ama elinde silah olan kesimi, PKK’yı ikna etmeden, müzakere etmeden nasıl silah bıraktırırsınız? ‘Siz şöyle yaparsanız PKK silah bırakır’a bizim gücümüz yetmez. Ben böyle bir şey söylesem, PKK ‘buyurun gidin siz çözün diyecek’” diye konuştu. Türk AKP ile MHP arasındaki “Öcalan’ın idamı”na yönelik polemiği eleştirerek, “Bu işin ciddiyetiyle bağdaşmayan bir yaklaşım biçimidir. Sizi ihanetle suçlayanlarla idam polemiğine girilmesini seviyesiz bir tartışma olarak görüyoruz” diye konuştu. Türk, Kürt açılımı sürecinin önünü tıkamaya yönelik ciddi bir çaba olduğunu savunarak, Kürt sorununun çözülmesinin ‘birilerinin siyasetinin sonu olacağı’nı kaydetti. Türk, sorunun çözümüyle CHP ve MHP’nin misyonunun biteceğini belirterek, CHP’yi darbe anayasasını savunan, hak ve özgürlüklere karşı bir parti olmakla suçladı.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Kürt açılımı süreciyle ilişkin ANKA’nın sorularını yanıtladı. Dün Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ bugün de Başbakan Erdoğan’dan gelen ‘üniter yapı’ vurgusuyla ilgili “Bir bütün olarak DTP, AKP, Öcalan bu sorunun üniter yapının içerisinde çözülebileceğini defalarca ifade ettik” diyen Türk, Kürtleri inkar eden bir mantığın her zaman karşısında olduklarını söyledi. Toplumsal uzlaşı, diyalog, farklılıkları zenginlik sayan bir mantıkla ulaşılacak çözüme her zaman katkı sunmaya çalışacaklarını belirten Türk, “Günümüz dünyasında farklı kimliklerin, kültürlerin sorunlarının zaman zaman üniter yapı içinde de çözüm bulduğunu görüyoruz. İspanya 17 bölgeye ayrılmış, ayrılırken Katalan halkının özgürlükleri güvenceye alınmış. Ama İspanya hala bir üniter devlet. Biz meseleye halkların ve kardeşliğin kucaklaşması olarak bakıyoruz. Federal bir çözümü gündeme getirmiyoruz. Bir halk varsa elbette farklılıkları içselleştiren bir mantıkla yaklaşılması gerekir. Şimdi polemikler yaratmaya gerek yok” diye konuştu.
-“CHP VE MHP MİSYONLARININ BİTECEĞİNİ GÖRÜYOR”-
Kürt açılımı konusunda iktidara sert suçlamalarda bulunan CHP ve MHP için ‘Kürt sorununun çözümü durumunda misyonlarının biteceğini görüyorlar” diyen Türk, CHP’nin sol, sosyal demokrat bir parti olamadığını, ‘şoven, milliyetçi’ bir çizgiyi savunduğunu kaydetti. Türk, “Sorunun çözümü bunların işlevsiz kalması ve günümüz dünyasında hiçbir rolü olmamasına yol açacak. Çatışmalı süreç olduğu zaman ve çözümsüzlük ortamında ancak kendilerini yaşatabiliyorlar” dedi. Kürt açılımıyla yaşanan süreci ciddi bir süreç olarak gördüklerini, hükümetin demokratik açılımları yapması gerektiğini kaydeden Türk, “Şu soruyu sormak istiyorum; sorunlu ülkelerin neresinde sorunlar müzakere edilmeden çözülmüştür?” diye sordu.
-“İDAM POLEMİĞİ SEVİYESİZ”-
Kürt açılımıyla birlikte AKP’nin ‘ihanet’le suçlandığını, AKP Grup Başkanvekili'nin bu yöndeki suçlamalara karşı MHP’ye, ‘Öcalan’ı niye asmadınız ip mi yoktu, tabure mi” dediğini hatırlatan Ahmet Türk, şöyle konuştu:
“Şimdi bu işin ciddiyetiyle bağdaşmayan bir yaklaşım biçimidir. Sizi ihanetle suçlayanlarla idam polemiği yapmayı seviyesiz bir tartışma olarak görüyoruz. Bu sorunun barışçı yöntemlerle çözümünü esas alan yaklaşımı gösterirseniz Türkiye'deki bütün hassasiyetleri dikkate almanız gerekir demiştik. Tabi ki Türk halkının da Kürt halkının da hassasiyetleri var.
Ama kendini savunurken ‘Niye idam etmediniz?’ diye bir yaklaşım sergilemek gelecekle ilgili umutlu bakışları ortadan kaldırır. Biz her türlü hassasiyeti, sürecin zarar görmemesi noktasında her türlü çabayı gösteriyoruz. Herkesin de bu hassasiyeti göstermesi gerekir. Şöyle denilse daha kucaklayıcı olmaz mıydı? ‘Bizim de amacımız bu ülke insanları olarak oturarak diyalog oluşturarak gönüllü birlikteliği sağlayarak çözümü birlikte üretmektir. Elimizi taşın altına koyarız. Gelecek barış hepimiz içindir. Hepimiz için demokrasi, hepimiz için özgürlük’ gibi bir tavrın ortaya çıkartılması beklenirken, ‘Asacak tabure yok muydu?’ gibi bir yaklaşımla nasıl bu açılım konusunda ikna edici olursunuz?”
-“SÜRECİN ÖNÜNÜ TIKAMAYA YÖNELİK CİDDİ ÇABALAR VAR”-
Türk, “Önce Genelkurmay Başkanı ardından Başbakan, üniter yapı vurgusu yaptı, Kürt açılımı yön mü değiştirdi, rüzgar tersine mi döndü?” şeklindeki bir soruya ise şöyle yanıtladı:
“Tabi bu sürecin önünü tıkamaya yönelik ciddi bir çaba olduğunu görüyoruz. Birilerinin siyasetinin sonu olur onun farkındayız. Zaten bu işlerin kolay olmadığını, meşakkatli olduğunu geçmişte de söyledik. Kolay bir iş değildir. Esas önemli olan inanmak ve kararlı bir duruşu göstermektir. Savunmacı bir refleks içinde olursanız burada kararlılığınızı ortadan kaldırmaya yönelik bir yüklenmenin olacağını görmeniz lazım. Kararlılıkla bu sürecin aşılabileceğine inanıyorum. Tabi yeni bir süreçtir. Umudumuz sonuç alıcı olunmasıdır. Ama bir tartışma sürecinden sonra belki bugün olmaz ama mutlaka bir gün Türkiye’nin gündemine yine oturacak, yine çözüm arayışları gündeme gelecektir.”
-“CHP VE MHP’NİN KIŞKIRTMASIYLA FARKLI SESLER ÇIKMAYA BAŞLADI”-
Türk, şehit ailelerinden gelen Kürt açılımına yönelik tepkileri de değerlendirdi. Şehit ailelerinin acılarını bildiklerini, kendilerinin de bu acıların son bulması için çaba harcadıklarını kaydeden Türk, “Bunu çok iyi görüyorum; Kürt aileleri, oğlumun birisi gitti birisi daha gitmesin diye çaba gösteriyor. Tabi ki evlatlarımızın acısı çok büyüktür. Ama bütün annelerin evlatları var. O evlatların bir daha ölmemesi için de şehit aileleri bunları düşünmeli, görmeli. Hassas olmaları gerekiyor. Çözüm, açılım tartışmaları yapıldığı zaman böyle bir tepki yoktu. Ama Türkiye’de bazı kesimler, bazı aileleri örgütleyerek bu sürecin başarısız olması konusunda çaba gösteriyor. Tartışmaların en yoğun olduğu bir dönemde bir tepki yoktu, büyük bir destek vardı. Ama CHP ve MHP’nin kışkırtmaları, örgütlemeleri sonucunda farklı sesler çıktı” dedi.
-“CHP, DARBE ANAYASASINI SAVUNUYOR HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE KARŞI”-
Türk, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın ‘ikinci dil olmaz’ şeklindeki yaklaşımını da eleştirdi. CHP’nin hak ve özgürlüklere karşı tavır koyduğunu belirten Türk, “CHP asimilasyoncu ve resmi ideolojik politikaların olduğu gibi sürmesi konusunda ısrarlı. Yani darbe anayasasını savunan, onun değişmesine karşı çıkan bir duruşu sergiliyor. Demokrasiye ve hukuk devletine karşı bir duruş gösteriyor. Bu mantıkla olaya bakanlarla neyin tartışmasını yapacaksınız. Baykal 'bir af olabilir' diyor ama 'hak ve özgürlüklere karşıyım' diyor. Eğer bir dil varsa, kültür varsa, bir Bulgaristan Türkü'nün haklarını savunuyorsanız, ülkenizdeki farklılıklara karşı bu kadar katı ve acımasız bir tavır, milliyetçi ve ırkçı bir tavır içindeyseniz bunun demokratiklikle ilgisi yok” diye konuştu. “Baykal bu tutumuyla kimi ikna edebilir?” diye soran Türk, mevcut söylemlerin ‘Kızıl elma’ grubuna ait olduğunu kaydetti.
-“BOHÇANIN İÇİNİ GÖRELİM”-
Anadil tartışmalarıyla ilgili olarak bunların ancak gündeme gelmesi halinde görüşlerini ortaya koyabileceklerini dile getiren Türk, “Ama gündemde böyle bir şey yokken, gerginleştirmeye yönelik siyaset izleniyor. Önce bohçanın içinde ne var onu görelim, düşüncelerimizi açıklarız” dedi. DTP’nin Kürt sorununun çözümündeki kırmızı çizgilerinin ne olduğu sorusuna ise Türk, “Kürtler bir halktır. Kürtlerin Türkiye’nin bütünlüğünde sahip olması gereken çağdaş, demokratik, kültürel haklarının göz önünde tutulmasıdır” karşılığını veren Türk, sürecin işlemesi için her türlü fedakarlığa hazır olduklarını söyledi. Türk, “Ama meseleyi böyle boşaltıp, içi boş bir projeye ‘gelin destek verin’ diyemezsiniz çünkü halkımızı tatmin etmeyecek bir formülün, projenin anlamı olmaz. Bu sorunun çözümüne de katkı sunmaz. Biz sorunun kökten çözümünü esas alan bir yaklaşımı esas alıyoruz” yanıtını verdi.
-“MÜZAKERE ETMEDEN, İKNA ETMEDEN PKK’YA NASIL SİLAH BIRAKTIRIRSINIZ”-
Türk sık sık dile getirdikleri ve kamuoyunda tepki gören ‘Öcalan ve PKK’nın muhatap alınması’ söylemlerine de açıklık getirdi. Türk şöyle konuştu:
“PKK silahı bıraksın diyorlar. Gidin ikna edin, müzakere edin silah bırakması için. Silah benim elimde değil ki. Toplumsal uzlaşıyı sağlamak için elinde silah olan kesimi ikna etmeden, müzakere etmeden nasıl silah bıraktırırsınız? Yani hem silah bırak diyorsunuz PKK’ya hem ‘hayır sen yoksun’. Biz tabi ki hükümet gitsin, Başbakan gitsin Öcalan’la konuşsun demiyoruz. Ama ikna edilmeden projeler üzerinde düşünceler konuşulmadan nasıl olacak? Yok saymakla nasıl olacak? Biz siyasi partiyiz, elimizde silah yok. Otuz yıllık bir hareket varsa, o hareket bu ülkede silahı elinde tutmuşsa, ikna edilmeden silahları nasıl bıraktıracaksınız? Ben bir gerçeği ortaya koyuyorum. Biz bildiğimizi yaparız diyorsanız yapın o zaman, kimsenin bir şey dediği yok. Bizim gücümüz yetmez. Ben PKK’nın sorumluluğunu alabilir miyim? ‘Siz şöyle yaparsanız PKK silah bırakır’ diyebilir miyim. Benim ona gücüm yetmez. Ben böyle bir şey söylesem PKK buyurun gidin siz çözün diyecek.” (ANKA)