MANİSA (ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Çıkıyor bir savcı efendi, makamını farklı şekilde kullanıyor. Bu nasıl savcı? Başsavcı ondan dosyayı istiyor diye, feryat ediyor. Dur bakalım seninle daha işimiz var, seninle işimiz var. Militanlara benzer şekilde çıkıyorsun Adalet Sarayı'nın önünde adalet değil de bildiri dağıtıyorsun. Nerede görüldü bu? Hangi savcı böyle sokakta bildiri dağıtır?" dedi.
Başbakan Erdoğan, Demirci'de halka hitap etti. Devletin içinde paralel devlet olamayacağına dikkat çeken Erdoğan, "Devletin içinde paralel devlet kurmaya gayret edenler karşılarında bizi bulacaklardır. Hangi meşrepte olurlarsa olsunlar, kim olursa olsunlar karşılarında bizi bulacaklardır. Bu ülkede devletin içinde hizmeti istismar etmek suretiyle, tertemiz kardeşlerimizi bölmeye gayret etmek suretiyle, onlar üzerinden rant elde etmek isteyenler karşılarında bizi bulacaklardır. Bu ülke 76 milyonundur. Bu ülkeyi bölmeye, parçalamaya kimse cüret edemez. Herkes yerini bilecek" ifadelerini kullandı.
-"HANGİ SAVCI BÖYLE SOKAKTA BİLDİRİ DAĞITIR?"-
Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun, ulusal ve uluslararası boyutu olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çıkıyor bir savcı efendi, makamını farklı şekilde kullanıyor. Gizlilik kaydı olan evrakları, yanına aldığı yandaş medyayla birlikte kullanarak, masum insanları istismar etmek suretiyle onları deşifre etmek suretiyle, iftira atmak suretiyle adeta günah keçisi haline getiriyor. Bu insanlar, bu toplumun içerisinde yarın tertemiz olsalar da nasıl dolaşacaklar? Hakim ve savcılarımızın temiz olanlarını tenzih ederim. Onlara karşı en ufak bir sözümüz olamaz. Ancak bu gücü suiistimal etmek suretiyle bu ülkenin bölünmesine, parçalanmasına neden oluyorlarsa bunları da teşhir ederiz. Bu nasıl savcı? Başsavcı ondan dosyayı istiyor diye, feryat ediyor. Dur bakalım seninle daha işimiz var, seninle işimiz var. Militanlara benzer şekilde çıkıyorsun Adalet Sarayı'nın önünde adalet değil de bildiri dağıtıyorsun. Nerede görüldü bu? Hangi savcı böyle sokakta bildiri dağıtır? Biz bunları CHP Genel Müdürü'nün yanındaki böyle tipler vardı, görüyorduk. Şimdi aynısını bunlar yapıyor."
-"CHP SUSUZLUKTUR, HAVA KİRLİLİĞİDİR, ÇÖPTÜR"-
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir dönem SSK Genel Müdürlüğü yaptığını hatırlatan Erdoğan, şunları ekledi:
"Yolsuzluklarıyla meşhurdu, daha sonra Rahşan affıyla kurtuldu. Bunun adı kaset genel müdürüdür; çünkü Baykal'ı bir kasetle götürdüler. Şimdi iş ortaya çıkıyor. "Bu işin arkasında kimler var?' sorusunun cevabı ortaya çıkmaya başladı. Bunun adı tam manasıyla bir kaset genel müdürüdür, kaset genel başkanıdır. Kendi başkanına bu tezgahı kuran, bu ülkede her şeyi yapar.
Parlamentoda kimseyi bulamadın mı, müsteşarını İçişleri Bakanı olarak atadın diyor. Sen bana bu soruyu sormayı bırak. Benim müsteşarım dürüst, işini bilen ve bu ülkede yıllar yılı valilik yapmış, ondan sonra da müsteşarım olmuş bir insan. Şimdi ben sana soruyorum; partinizden yolsuzluklar sebebiyle ihraç ettiğiniz bir kişiyi şimdi sen İstanbul gibi bir şehre nasıl belediye başkan adayı yapıyorsun? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Önce sen bunun hesabını ver. Bunların geçmişi de böyle. Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni CHP'den devralmıştım. İstanbul yolsuzluklar şehriydi. İstanbul çöp dağlarıyla berbat olmuştu, hava kirliliğiyle berbat olmuştu. İstanbul susuzdu. CHP susuzluktur, CHP hava kirliliğidir, CHP çöptür çöp."
'BURADA BİR YANLIŞ YAPTIK'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Salihli ilçesindeki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada ise özetle şunları söyledi:
''HSYK da yetkilerini farklı kullanmaya başladı. Burada bir yanlış yaptık. Nedir o yanlış? HSYK, onu da yargılayan, denetleyen bir mekanizma vardı. Biz dedik ki demokrasinin gereğini yapalım ve millete gittiğimizde Adalet Bakanlığı'nın elinde olan bu yetkiyi kalktık devrettik. Orada yanlış yapmışız.
Eğer şu anda Anayasa'yı değiştirecek bir güce sahip olduğumuzda bu yetkiyi değiştirmek durumundayız. Çünkü kimsenin kalmaması gerekir. Yani bu ülkede Başbakan denetlenecek, bakanlar denetlenecek, parlamento üyelerinin tamamı denetlenecek, bu beyler denetlenmeyecek. Demek ki olmuyor bu iş. Bunların da denetlenmesi lazım.
'İSTER İSTEMEZ DÜŞÜNDÜRÜYOR'
Halk Bankası'na yapılan bu saldırı, kardeşlerim diğer bankaları da ister istemez ne yapıyor? Düşündürüyor. Şimdi burada bu müteşebbisler üçüncü havalimanını yapanlar, bakın onları da çağırıyorlar. Niye? Üçüncü havalimanını yapamasınlar diye.
Böyle bir şey olabilir mi? Ben şimdi bu tür art niyetli olan savcılara sesleniyorum. Sizin vatanseverliğiniz nerede ya. Nasıl oluyor da siz bu insanların önünü yapıştırma bir, yaptığınız düzenlemeyle kesiyorsunuz. Bu insanlar böyle dev bir yatırımın içerisine giriyorlar, siz onlara bir kara leke atıyorsunuz. Böyle şey olabilir mi?
'O ZAMAN NİYE KONUŞMADIN, ŞİMDİ BÜLBÜL OLUYORSUN'
'İstifa edenlerin içinde bakıyorsun bir tanesi bakan. Sen bakanken niçin bu uyarılarını yapmadın? Madem bir şeyler biliyordun, o zaman niye konuşmadın, şimdi bülbül oluyorsun. Dürüstlük bu mu? Eğer bakan olarak kalsaydın bunları söyleyecek miydin?''