Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, "Bugün PKK'nın başını ezmiş durumdayız. PKK bırakın inlerinde saklanmayı, artık kaçacak yer arıyor. Türkiye'de PKK bir problem olmaktan çıktı. 'Yok oldu' diyemeyiz ama artık başları ezilmiş durumda, bütün destekleyenlere rağmen." dedi.
Akdağ, partisince Gümüşhane Belediyesi Çok Amaçlı Salonu'nda düzenlenen 18'inci Dönem Siyaset Akademisinin açılışına katıldı.
Akademinin ilk dersini Gümüşhane'de kendisinin veriyor olmasından dolayı şeref duyduğunu belirten Recep Akdağ, "Gümüşhane mümtaz karakteriyle kendisini göstermiş bir şehir. Böyle bir şehirden çok kıymetli siyasetçilerin yetişeceğini, ileride siyasetle ilgilenmese bile siyasete ciddi anlamda katkı verecek değerli kardeşlerimizin bu sıralarda oturmakla aslında çok hayırlı bir iş yaptıklarını ifade etmek isterim." diye konuştu.
Akdağ, bugüne kadar Siyaset Akademisi'ne 60 bin kişinin katıldığını ve 30 bine yakın katılımcının da belge aldığını, şimdi de 29 ilde 6 bin 500 kişiyle akademinin 18'inci döneminin başladığını söyledi.
"Neden siyaset yapıyoruz?" sorusunu salondaki katılımcılara yönelten ve cevapları dinleyen Başbakan Yardımcısı Akdağ, "Arkadaşlarımızın ifadelerinin hepsi doğru. Yani tanımlamaya ne tarafından başlasak bu ifadelerin bir kısmını kullanabiliriz." ifadesini kullandı.
Recep Akdağ, bir büyüğünün kendisine defalarca bir tavsiyede bulunduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Şöyle tarif ediyordu, her sabah evinizden çıkarken niyetinizi düzeltin. Ben çoluk çocuğumun nafakasını kazanmak için çıkıyorum ve biliyorum ki Cenabı Hakk aslında onların rızkına kefildir, bana hiç lüzum yok ama helalinden kazanmak üstüme vaciptir. İkincisi ben insanlara, milletime ve ümmeti Muhammed'e hizmet etmek için çıkıyorum. Bu şekilde niyetinizi düzeltir de çıkarsanız ne olur, bir Hadis-i Şerif'ten mülhem evinize dönünceye kadar orada ibadetle meşgul olmuşsunuz gibi, büyük bir sevap kazanmış gibi akşam evinize dönersiniz. Bir niyeti düzeltmekle bu kadarına sahip olmak mümkün. Siyasetle ilgilenen herkes hayatının belirli bir yerinde kariyer yapmak isteyebilir ama ben kendi kanaatimi söylüyorum, siyasete bir kariyer yapmak için girmişsek ve niyetimiz Allah rızasını kazanmak ve insanlara hizmet etmekten başka bir yere doğru savrulursa, biz de savrulur gideriz. Nereye gelirsek gelelim. Teşkilat başkanı, il başkanı, bakan olalım, ne olursak olalım benim inancıma göre bunun bir anlamı olmaz."
Siyasetin iyi kullanıldığı zaman insanlara hizmet etmenin müthiş bir vasıtası olduğuna dikkati çeken Akdağ, "Biz bunu AK Partimizde de Allah'a şükürler olsun 17 senedir gösteriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde AK Parti bir hizmet harekatının adıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin çevresindeki ülkelerde uzun zamandır kan ve gözyaşı olduğunu anımsatan Başbakan Yardımcısı Akdağ, Irak'ta ciddi bir yönetim boşluğunun yer aldığını, Suriye'nin ise bir felaket olduğunu söyledi.
- "Böyle yaparsanız ülkenizi batağa sürüklersiniz, milletinizle savaşmayın dedik"
Akdağ, Suriye konusunda CHP'nin inanılmaz bir yanlış yaptığını belirterek, şunları kaydetti:
"Son zamanlarda Afrin harekatından sonra cesaret edip konuşamıyorlar milletin desteğini görünce ama çok yaptılar, yine geriye dönün bakın şunu söylediler; 'Suriye'deki problemin müsebbibi Türkiye'dir, hatta AK Parti'dir.' Bu kadar tarih şuuru yoksunluğu gerçekten artık kabul edilebilir bir durum değil. Bu kadar kötü niyet olmaz. Şimdi zalim bir diktatör ülkesinde insanların demokratik haklarını kullanmasına mani oluyor. İnsanlar demokratik haklarını kullanmaya gayret edince de onların tepesinden aşağıya varil bombaları atıyor. Öyle bizim Afrin'deki harekatımıza benzeyen bir mücadelesi yok. Zalimce, insafsızca çocuk, yaşlı, hamile, kadın demeden sivilleri öldürüyor ve şehirleri yok ediyor ve bundan biz sorumlu oluyormuşuz.
Şu işe bakar mısınız? Utanmadan sıkılmadan diyorlar ki 'Siz de onlarla görüşüyordunuz, oturuyordunuz, konuşuyordunuz ya'. Evet oturduk, görüştük, konuştuk, neden? O zaman bu yanlışları yapmamışlardı. Bir komşu ülke olarak akıl verdik, 'Sakın yapmayın' dedik. 'Böyle yaparsanız ülkenizi batağa sürüklersiniz, milletinizle savaşmayın' dedik. Milletiyle savaşan hiçbir iktidarın başarılı olduğu görülmemiştir. Biz bunları konuştuk o zaman. Sayın Cumhurbaşkanımız Esed ile bunları konuşuyordu ama adam bunların hiçbirini dinlemedi, zulme başladı. Oradaki insanlar da kendilerini muhafaza etmek üzere Özgür Suriye Ordusu oluşumunu ortaya koydular. Yahu bundan Türkiye nasıl suçlu olur? Bu ne kadar izansızlıktır?"
- "Fotoğraflar çektirip kankalık yapmadınız mı?"
Recep Akdağ, Esed'in yaptığı zulmün ardından yaşanan gelişmelere de değinerek, "Peki siz Esed bu zulmü yaptıktan sonra sırıta sırıta, dişlerinizi göstere göstere fotoğraflar çektirip, kankalık yapmadınız mı? Evet yaptınız. Şimdi biz böyle bir coğrafyadayız. 3,5 milyon Suriyeliyi biz topraklarımıza almak zorundaydık ama aynı 3,5 milyon Suriyeliyi kendi topraklarına geri dönmeleri için de gerekeni yapmak zorundayız. Aynı coğrafyanın bize verdiği bir tarih dersi de bu. Eğer biz bu bölgede hemen sınırlarımızın güneyinde oluşturulan terör devletine razı olursak Türkiye'nin başı büyük belaya girer." değerlendirmesinde bulundu.
Bazı olayların birbirini takip etmesinin tesadüf olamayacağına işaret eden Akdağ, "Bugün PKK'nın başını ezmiş durumdayız. PKK bırakın inlerinde saklanmayı, artık kaçacak yer arıyor. Türkiye'de PKK bir problem olmaktan çıktı. 'Yok oldu' diyemeyiz ama artık başları ezilmiş durumda, bütün destekleyenlere rağmen. Bunun üzerine Türkiye'de PKK'nın barınamayacağını anladılar ve sınırlarımızın güneyinde büyük bir PKK olgusu kurdular. Adını değiştiriyorlar YPG, PYD. İstediğin kadar isim ver, biz biliyoruz ki birlikteler, inkar da etmiyorlar. Dolayısıyla tarih ve coğrafya bize belirli görevler yüklüyor. Hem kendi milletimiz hem de çevremizde olanlar için." şeklinde konuştu.
-"Sürekli olarak önümüze engeller çıkarılacak"
Türkiye'nin önündeki sorunları aşması için herkesin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında saf tutması gerektiğini vurgulayan Başbakan Yardımcısı Akdağ, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bulunduğumuz coğrafya ve tarih itibarıyla biz tam bağımsız olmaya ve iyice güçlü bir Türkiye olmaya gayret ettiğimiz için sürekli olarak önümüze engeller çıkarılacak. Bunu bilelim ve bunu bir mazeret olarak da görmeyelim. Onlar yapacak biz bu engelleri aşacağız, aşmak zorundayız. Bu engelleri aşmak için de en başta Cumhurbaşkanımızın yanında saf tutacağız. Bakın bunu MHP ve Devlet Bahçeli çok düzgün bir biçimde yaptı. Gerçekten sizin huzurunuzda ben teşekkür ediyorum. Bu ittifakta Sayın Devlet Bahçeli'nin ve MHP'nin duruşunun çok büyük önemi vardı. Aynı ittifakı, ismini zikretmeye lüzum yok başkalarıyla da yapmaya çalıştık, hiç yaklaşmıyorlar. Aslında bir arada bulunmamız gereken kişiler onlar. Böyle bir zamanda bir olmayacağız da ne zaman olacağız? Bu ittifak önemli bir ittifaktı, bunu hepimiz çok iyi bilmeliyiz."