YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Başbakan Yardımcısı Arınç:

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "(Devleti kuran benim, Atatürk'ün partisi benim) diye her yerde böbürlenip gezen Cumhuriyet Halk Partisi unutmasın ki,

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "(Devleti kuran benim, Atatürk'ün partisi benim) diye her yerde böbürlenip gezen Cumhuriyet Halk Partisi unutmasın ki, her seçimde baraj endişesi altındadır. Baraj endişesi yaşayan bir partinin iktidara gelme şansı da hiç bir zaman yoktur" dedi.

Arınç, feshedilen HAS Parti'den AK Parti'ye geçenler için partisinin Gaziantep teşkilatında düzenlenen programda, 3 genel milletvekili seçimi geçirdiklerini, üçünde de parti olarak tek başlarına iktidara geldiklerini söyledi.

Yüzde 35'le 363, yüzde 40'la 340 küsur, yüzde 47, yüzde 50 ile de 326 milletvekili çıkardıklarını ifade eden Arınç, "Hamdolsun her seçimde bir baş pehlivan gibi, Kırkpınar'ı kazanmış bir güçlü insan gibi' ortaya çıktık. Üç tane seçim geçirdik. Üçünde de grafik yukarıya doğru başarılı" dedi.

Seçimlerde Gaziantep'in aldığı yüksek oy oranına da değinen Arınç, "Şimdi buna birileri şapka çıkarsın. Biz Rabbımız'a şükredelim ve gelin Gaziantep'i teşkilatlarımızla milletvekillerimizle belediye başkanlarımızla üyelerimizle kadın kolu, gençlik kollarımızla hep beraber ayakta alkışlayalım. Bu kimsenin başaramadığı bir şey. Bunda bir sır var. Nasıl oluyor da yüzde 40, 58, 59 ve sonunda 62'ye geliyoruz. Çok şükür evet, bu başarının benzerleri başka illerde de var. Ama 2 milyonluk nüfusuyla ve çok farklı özellikleriyle sanayi, tarım, küçük orta ölçekli çalışanlar çalışamayanlar, etnik köken farklılıkları, şunlar, bunlar ama hepsi bir araya geliyor ve AK Parti'nin bayrağını yere düşürmüyor, aksine en yükseklerde dalgalandırıyor" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Arınç, Gaziantep'in mahalli seçimler ve referandumdaki oy oranından da bahsetti.

-Referandum süreci

Bülent Arınç, en son anayasa değişikliğini 12 Eylül 2010'da referanduma götürdüklerini ifade ederek, şunları anlattı:

"Muhalefetin bizim için neler söylediğini hatırlayacaksınız, biraz da yüzünüz kızararak, utanarak... Onlar için böyle bir şey yok ama en ağır hakaretleri yaptılar, en çirkin sözleri söylediler. Türkiye'nin tehlikeye düştüğünden, vatanın bölündüğünden bahsettiler vesaire... Ve zannettiler ki millet onlara bakarak 'hayır' diyecek. Hamdolsun yüzde 58'le Türkiye 'evet' dedi. Ama yüzde 70'e yakın oy oranıyla Gaziantep yine şampiyonluğu başkasına bırakmadı."

AK Parti'nin bu başarısında maddi-manevi kimin katkısı varsa ona teşekkür ettiklerini dile getiren Arınç, "Ama şu kadar yüksek oy oranıyla en son seçimde de 12 milletvekilinin 9'unu AK Parti'ye kazandıran, belediyelerin yüzde 99'unu AK Parti'ye kazandıran şu kadar yüksek oy oranına sahip olan bir AK Parti en büyük teşekkürü Gaziantep'in güzel halkına yapıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Yardımcısı Arınç, AK Parti yüzde 50 oy oranına kavuştuğu zaman herkesin bunu hayretle karşıladığını, geçmiş siyasi hayatına baktığında bu konuda doktora yapacak, kitap yazacak kadar bilgisi olduğunu vurguladı.

Geçmiş siyasi yaşamını anlatan Arınç, "Siyasi çizgimiz düzdür. Dünya görüşümüz değişmemiştir. Zaman içerisinde farklı fikirlere sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Bu gelişmektir, bu dönüşmektir. Bunu da her yerde samimiyetle itiraf ederiz" dedi.

Arınç, en güçlü liderliği, en güzel hükümeti yönetmeyi, halkın sevgilisi haline gelmeyi, karizmatik liderliği, başarıyı, dünyada dış politikasında, içerde hizmet alanında yapıldığını AK Parti'de gördüğünü vurguladı.

-"Diğer partilerin durumu"

Arınç, geçmişte de doğru, ilkeli, kararlı siyaset yaptıklarını anlatarak, "Hiçbirisinde de bizi utandıracak hiç bir işin içinde olmadık" diye konuştu.

Geçmişte her partinin başarısının çok sınırlı olduğunu gördüklerini aktaran Arınç, şunları kaydetti:

"İsterseniz çok partili siyasi hayata girdiğimiz 1950'den alalım. 50-54, Demokrat Parti'nin 54 seçimlerinden sonra düşüşü başlamıştır. 57'de en alt noktaya gelmiş, 60'ta da darbeyle hayatına son verilmiştir. Demirel'in 65-69'da tek başına Adalet Partisi'ne iktidar kazandırdığını elbette biliyoruz ama 70'de iş bitmiştir. Partisi bölünmüştür ve 73 seçimlerinde ancak koalisyon ortağı olabilmiştir. CHP 50'den bu yana, aradan 62 senede geçti üstelik... 62 yıldır CHP iktidar şöyle dursun en yüksek oy oranını 77'de ancak yüzde 41'le kazanabilmiştir. CHP'nin unutmayın, 1995'te benim parlamentoya girdiğim seçimlerdeki oy oranı sadece yüzde 10,5'tir. Yüzde yarımla barajı geçebilmiş ve 49 milletvekili çıkarmıştır. Ama aynı CHP, 99'da yüzde 8,5'le baraj altında kalmıştır. (Devleti kuran benim, Atatürk'ün partisi benim) diye her yerde böbürlenip gezen Cumhuriyet Halk Partisi unutmasın ki her seçimde baraj endişesi altındadır. Baraj endişesi yaşayan bir partinin iktidara gelme şansı da hiç bir zaman yoktur. En güzelini Numan bey geçenlerde söyledi, çok da hoşuma gitti. Dedi ki, 'Türkiye'de bütün partileri kapatsanız farz-ı muhal, varsayım olarak söylüyorum ve sadece CHP'yi (hadi bakalım sen tek başına seçime gir) deseniz, yüzde 25'ten fazla alamaz.' Çok önemli bir tespit"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, milletin 1950'de Cumhuriyet Halk Partisi'ne 'git' dediğini ve 62 senedir hala "gel" demediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunun altında bir sır var. O yüzden yenileştim, yeni CHP, yeni sol, demokratik sol, solun biraz kenarı, tam ortası... Bunlar hep boş şeyler. Millet CHP hakkındaki hükmünü vermiştir. Başına kim gelirse gelsin o damarın Türkiye için ne ifade ettiğini halkımız çok iyi bilir. Ve ona ebediyen muhalefet görevi vermiştir. Peki bunun dışında ANAP gelmedi mi geldi, rahmetli Özal 83 ve 87'de geldi güzel işler yaptı. Ama 87'den sonra partisi bölündü, zayıfladı. Unutmayınız 89'daki belediye seçimleriyle 84'teki belediye seçimlerine ait bir misal vermek istiyorum. 84'te bütün belediyeleri Anavatan Partisi kazandı ama 89'da elinde bir tek Malatya kaldı, bütün seçimleri kaybetti. Bütün bunlar siyasi tarih içerisinde önemli noktalardır. Biz o zaman 5 belediye kazanırken arkadan kazandıklarımızla 95'te birinci parti noktasına gelmiştik."

-"Siyaset toplumun daha huzurlu ve mutlu yaşaması için yapılır"

Arınç, Türkiye'de her partinin tek başına iktidara geldiğini ancak başarısını devam ettiremediğini, bölündüğünü, parçalandığını, oy oranını düştüğünü ve tökezlediğini dile getirdi.

Kendilerinin farklı olduklarını ve partiyi kurarken geçmiş tecrübelerle yola çıktıklarını vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:

"Bazen askeri darbelerle, bazen muhtıralarla bazen 'höt' denildiği zaman şapkasını alıp kaçmakla, Türkiye'de demokrasi vesayet demokrasisi haline gelmiştir. Biz farklı olduk, biz karar verirken bu partiyi kurarken geçmiş tecrübelerle yola çıktık. Geçmişte yaşananları dikkate aldık Abdullah bey olsun Tayyip bey olsun bütün arkadaşlarımız Ahmet bey de o zaman kurucu arkadaşlarımız, bir araya geldik dedik ki, 'Türkiye'nin ihtiyacı ne önce bir siyaset anlayışımızı ortaya koyalım, 'biz siyaseti ideolojik anlamda mı yapacağız, yoksa siyaseti bir hizmet olarak mı algılayacağız-' Karar verdik ne çıkar ne de ideolojik kavga için siyaset yapmayacağız. Siyaset toplumun daha huzurlu ve mutlu yaşaması için yapılır. Toplumun sorunlarını çözerseniz toplum daha huzurlu olur. Biz hizmetkar olacağız, halka tepeden bakan cebberrut bir iktidar değil, halkın hizmetinde olan bir iktidar olacağız. Siyaset anlayışımızı böyle belirledik."

-"Andımızı da içtik"

Arınç, "Yola çıkarken Türkiye'de bütün iktidarların başına gelen bizim de başımıza gelir. Bir yerde derler ki 'Hadi git bakalım', bir yerde bizi korkutmaya çalışırlar, bir yerde bize aba altından sopa gösterirler, bir yerde açıkça engelleme yapabilirler" diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çünkü Türkiye'de kurulu olan düzen, halktan yana bir iktidar istemez halktan yana bir iktidarın yaşamasına fırsat vermez. Öyle bir gün geldiği zaman biz ne yapacağız- 'Biz bir parti kuruyoruz ama gelin bakalım şu masanın üzerinde elimizi vicdanımıza koyarak bir and içelim'. Andımızı da içtik. Cesur ve kararlı olarak siyaseti yapacağız. Demokrasiye nereden bir müdahale olursa olsun ona hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz. Milletin emanetini almışsak milletin emanetini millete vermek gibi bir görevimiz olacak. Onu sokakta ve yerde bırakmayacağız, korkmayacağız, ilkeli olan ve cesur olan kazanır. Allah cesaretli olana izzet ve şeref verir. Sözümüzü böyle verdik, çünkü başımıza gelecekleri biliyorduk. 2002'de biz hükümet olarak da meclis başkanı olduktan sonra başımıza çok şeyler geldi. Eşimizin örtüsünden dolayı horlandığımız ve üzerimize atılan suçlarla biz yetiştik ve büyüdük ama sabrettik. Korkutmaya çalıştılar, cuntacılık damarları depreşti bazılarının, bazıları başka çevrelerle işbirliği yaparak hükümeti başarısız kılacak, korkutup, yarı yoldan çevirecek bir takım yöntemler denediler. Allah'a şükür verdiğimiz sözde durduk, bunlardan korkmadık. Milletin emanetini yere düşürmedik. Hamdolsun ne toplar ne tüfekler ne başkalarının iftiraları bizi yolumuzdan çevirmedi. Allah izzet verdi, o izzetle 11'inci yılımızda iktidarımıza devam ediyoruz."

AK Parti'nin yaptığı hizmetlere de değinen Başbakan Yardımcısı Arınç, milletin de hizmetlerden memnun olduğunu dile getirdi. AK Parti'nin yola çıkarken koyduğu hedefleri bir bir gerçekleştirdiğini anlatan Arınç, uzun yıllar ötesini bugünden düşündüklerini ifade etti.

Bülent Arınç, konuşması esnasında diğer partilerin hedefi "Şu mikrofon kadardı bizim hedefimiz de Ağrı Dağı kadar" şeklindeki sözleri salonda partililerce uzun süre alkışlandı. Hedeflerini zaman içerisinde gerçekleştireceklerini vurgulayan Arınç, partisinin 2023 vizyonunu anlattı.

-"İki kişiden biri AK Parti'li..."

Başbakan Yardımcısı Arınç, çalışacaklarını ve bereketini hep beraber göreceklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Yüzde 50'ye kimse inanmıyordu, Allah verdi. Yüzde 50 ne demek, iki kişinin birinin oyunu aldık demek. Burada 500 kişi var. Sandığa gitseler zaten hepsi AK Partili ama en azından 250 kişi bize oy verecek. Sokakta veya açık hava toplantısında olduğumuzu düşünün, iki kişiden biri AK Partili bu muhteşem birşey. Bunu karikatürle birisi çok güzel anlatmış benim çok hoşuma gitti, hoşuna gitmeyenler de olabilir. Karikatür şu, Tayyip Erdoğan bey yani Başbakanımız, işte buralarda fotoğrafı varsa aynen öyle 1,85'lik boyuyla güçlü, kuvvetli, karizmatik lider, karşısına 2 kişi almış. İki kişinin boynu bükük, yere doğru bakıyorlar. Biraz da mahcup bir ifade Tayyip Bey onlara diyor ki 'Yav söyleyin hanginiz bana oy verdi' iki kişi var ya karşısında... birisi oy vermiş, iyi de bu iki kişi kim birisi Bahçeli, birisi Kılıçdaroğlu. Bu kadar da olur mu, karikatür kardeşim diyeceksiniz ama valla hayaldi gerçek oldu kardeşim."

(Sürecek)

Muhabir: Zerin Özdilek - Rauf Maltaş / Sevil Çelik

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler