YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Başbakan Yardımcısı Arınç:

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Tekrarlamakta hicap duyuyorum, Başbakan'a hakaret üstüne hakaret. O hakaretlere müstahak değiliz. O söylediğin sözlerin 10 mislini sana iade

Başbakan Yardımcısı Arınç:

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Tekrarlamakta hicap duyuyorum, Başbakan'a hakaret üstüne hakaret. O hakaretlere müstahak değiliz. O söylediğin sözlerin 10 mislini sana iade ediyoruz. Seçimlerin ardından bu iftiraların hiçbiri kalmayacak. Belki Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi de o partisinde kalmayacak" dedi. Arınç, Kestel ilçesinde, Belediye Düğün Salonu'nda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar ve partililerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, yerel seçimleri kazanmak için teşkilatlar olarak yoğun bir çaba harcadıklarını söyledi. Partisinin belediye başkan adaylarının, hükümetin desteğini yanlarında hissederek çalışmalarına devam ettiğini belirten Arınç, "Allah, bu ağız tadını bozmasın. Uyumsuzluk olursa birbirimize sırt dönersek birbirimizin kuyusunu kazmaya çalışırsak o zaman bu işin bereketi gider. Hamdolsun hükümet olarak dünyaya ve milletimize karşı en güçlü hizmetlerimizi yapmak zorundayız" ifadesini kullandı. Hükümetin, ekonomi ve istikrar bakımından çok önemli hizmetler yaptığını vurgulayan Arınç, son günlerde ortaya atılan iddialara değindi. Bu dedikoduların biteceğini dile getiren Arınç, "30 Mart akşamı bu dedikoduların hiçbiri kalmaz. Bunların hepsi, bu hükümeti seçime giderken tökezletmek, itibarsızlaştırmak içindir. Bizden emin değil misiniz? Allah korusun haramdan, milletin malına el uzatmaktan korkarız; Allah'tan korktuğumuz için. Böyle bir yolsuzluğun içinde olsak şu kadar büyük hizmetleri yapmak mümkün olur muydu?" diye konuştu. Arınç, geçmiş dönemlerde TBMM'de muhalefette yer aldığını hatırlatarak, iktidara gidip "Lütfen şu işin yapın" dediklerinde, "Nasıl yapayım kardeşim. 1 lira bile ödeneğim yok" yanıtını aldıklarını, kent merkezine 10 kilometre uzaklıktaki köylerin bile suyunun, yolunun bulunmadığını anlattı. - "Bakanlık sayısını 24'e düşürdük" İktidarı, 2002 yılının sonuna doğru DSP-MHP-ANAP koalisyonundan devraldıklarını anımsatan Arınç, o hükümette bakan sayısının 38 olduğunu belirtti. İş başına gelince bu sayıyı 24'e düşürdüklerine dikkati çeken Arınç, şöyle devam etti: "Çünkü onlar koalisyonda kırmızı plaka paylaşmak için bakanlık sayısını artırıyordu. Küçük parti diyordu ki 'Ben 9'dan aşağısına razı değilim.' 'Efendim ben daha ortadayım o zaman benim 15 bakanlığım olsun.', 'E ben de biraz büyüğüm, benimki daha fazla olması lazım değil mi?' Al sana 38 tane bakan, 20'si devlet bakanı. Devlet bakanı neden sorumlu; gübre sanayisinden sorumlu. Her biri bir bankadan sorumlu. Emlak Bankasının ayrı bakanı, Ziraat Bankasının ayrı bakanı var. Çok şükür bana şimdi 11 tane kurum bağlandı. Bir bakan yerine göre 12 tane kurumdan sorumlu oluyor. Olmayacak bir şey değil ki. Bakanlık sayısını indirdik, 10 olan devlet bakanlığı sayısını 10 tane icracı bakanlık yaptık, işi bitirdik. Yolsuzluk peşinde olsak bütün bunları artırmamız gerekmez miydi? Herkese bir şeyler vermek gerekmez mi? Herkesin cebini doldurmak, herkesin sırtını sıvazlamak gerekmez miydi? Bunların hiçbirini yapmadık, millet için çalıştık." - "AK Parti artık çok oldu" Arınç, iftiralara maruz kaldıklarını anlatarak, şunları kaydetti: "AK Parti artık çok oldu, keyfimizi kaçırdı, bunlardan kurtulmanın başka çaresi yok, silahtan korkmadılar, darbeden ürkmediler, 'Partiyi kapatacağız' dedik, 'Ne yaparsan yap, dimdik ayaktayım' dediler. Aralarından 3-5 kişiyi çaldık, partiyi bölmeye çalıştık, o da olmadı. Çünkü başlarında yiğit bir insan var. Eğilmiyor bükülmüyor, dik duruyor diklenmiyor. Allah'tan başkasına kulluk etmemeye karar vermiş. Buna iftira atalım, buna yalan söyleyelim, buna montaj yapalım, onun itibarı giderse hükümetin de itibarı gider. Allah istemedikçe hiçbir şey olmaz. Alnımız açık, başımız dik. Ana muhalefet partisi liderinde biraz edep ve haya olsa ah keşke olsa Bursa'ya geldiği zaman yaptığı konuşmaları sağda solda tekrar etmese. Bursa'da bir saat konuşuyor, 55 dakikası Başbakanımıza hakaret etmek. Başbakanımıza hakaret olarak ağzından ne kadar çirkin kelime çıkacaksa utanmadan, sıkılmadan söylüyor. Sen ana muhalefet partisi lideri değil misin, iktidara gelmek istemiyor musun? İktidara geldiğinde senin ne yapacağını benim bilmem doğru değil mi? Sen bunları anlatsana. Hayır. Hiçbiri yok, tekrarlamakta hicap duyuyorum, Başbakan'a hakaret üstüne hakaret. O hakaretlere müstahak değiliz. O söylediğin sözlerin 10 mislini sana iade ediyoruz. Seçimlerin ardından bu iftiraların hiçbiri kalmayacak. Belki Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi de o partisinde kalmayacak. Sonuçların ne olacağını Allah bize gösterir." - "Kuyu kazanların çoğu, kendisi kuyunun içine düşer" Halkın her türlü takdirine hazır olduklarına işaret eden Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Yeter ki iftira etmeden, yalan söylemeden, tuzak kurmadan, hilekarlık yapmadan adaylarıyla seçime girsinler, bizden daha başarılı olacaklarını halka inandırsınlar. Yok kuyu kazarak bu işi yapacaklarsa vallahi tarih göstermiştir ki kuyu kazanların çoğu, kendisi kuyunun içine düşer. Bize bir şey olmaz. Biz güçlü bir iktidarız hamdolsun. Düştüğümüz yerden kalkarız ama sen bir düşersen bu seçimden sonra istediğin neticeyi alamazsan seni kimse kurtaramaz. Sen zaten o partide eğretisin, kasetle geldin, bugünkü sahte kasetlerle de gidersin. Haydan gelen huya gider." Türkiye'de 11-12 yıldır hem siyasi hem de ekonomik istikrar bulunduğunu bildiren Arınç, bundan önceki 3 partili koalisyon hükümetleri döneminde, yolsuzluk iddiaları ve diğer olumsuz etkenler yüzünden siyasetin yozlaştığını savundu. Arınç, 11 yıldır pek çok zorlukla karşılaştıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Hamdolsun 11 yıldan bu yana başımız önümüze eğilmedi. Tuzaklar kuruldu, gitmemizi isteyenler, eski günlerin hayallerini kuranlar oldu. Aramıza nifak sokmaya çalışanlar, partimizi kapatmak isteyenler oldu. Darbeciler, cuntacılar biraz kıpırdanmaya başladı ama hiçbirinde başımızı öne eğmedik. Size verdiğimiz sözü tuttuk, bugünlere geldik hamdolsun. Allah'a hamdolsun hizmetten başka bir şey yapmadık. Başbakan, bakanlarımız, hükümetimiz, 24 saatte 25 saat çalıştık ve bu ülkenin hizmet bakımından geride ne kalmışsa onları yapmaya gayret ettik. 90'lı yılları 80'li yılları, bilmem ne nisan kararlarını, Çiller dönemini, daha önceki dönemleri yaşamış bir insanım. İç politik sebeplerden ekonomik krizler çıkar, sonra birisi gelir devalüasyon yapar, yüzde 50'lik, yüzde 100'lük devalüasyonlar sonrası 40-45 liralık dolar 70 lira olurdu mesela." Bütün ekonomik göstergelerin, büyüme oranlarının gayet güzel olduğunu, ekonomik krizden bile dünyada en az etkilenen ülkelerden birinin Türkiye olduğunu ifade eden Arınç, IMF'ye borcun ödendiğini anımsatarak, yakın gelecekte bu kuruluşa 5 milyar dolar kredi vereceklerini belirtti. Yıllardır siyasetin içinde olduğunu dile getiren Arınç, "Rahmetli Özal'ı tanıdım, sevdim. Demirel'i bilirim, Özal kadar sevmedim. Yani görmediğim, tanışmadığım adam kalmadı ama en çok rahmetli Erbakan'ı sevdim" diye konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler