HABER

Başbakan Yardımcısı Arınç: Büyük densizlik

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Demokratikleşme Paketi"ne yönelik "PKK'nın başarısı" ifadesini kullanan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sert cevap verdi.

BURSA (ANKA) - Arınç, "Paketin ne PKK ile ne İmralı ile ne çözüm süreciyle kesinlikle ilişkisi yok. Acımasızca söylenen edep dışı ifadeyle bunu "PKK'nın başarısı' olarak paketi göstermek büyük densizliktir. Bu sözü kim söylerse söylesin sorumsuzca ifade edilmiş, Başbakanı ve hükümeti kötülemenin ötesinde nefrete yöneltmek için söylenmiş bir sözdür" dedi.

Arınç, Arınç partisinin Bursa İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. AK Partili belediyeye yönelik gerçekleştirilen operasyona ilişkin "Bundan herkesin memnun olması lazım" diyen Arınç, "Çünkü bir soruşturma bir iddia üzerine yapılıyorsa asıl olan soruşturmanın adaletli yapılmasıdır, bir suç ya da faili varsa bunun ortaya çıkarılmasıdır ve yargılanmasıdır. Bizim AK Partili belediye başkanı, CHP'li, MHP'li belediye başkanı ayrımı yapmayız bu konuda. Kimin hakkında ne iddialar varsa yasal süreç içerisinde hepsinin incelenmesi gerekir, bu araştırılmalıdır. Belediyelerin bütün işlemleri Sayıştay denetiminden de geçer, zaman zaman da İçişleri Bakanlığı, müfettişler göndermek suretiyle bu işlemleri mutlaka inceleler. Biz AK Parti'li belediye başkanlarının iyi çalıştıklarına inanırız ama aksi bir iddia varsa işin üstünü örtmeyiz. Soruşturma yapılmasına da hiçbir şekilde engel olmayız. Nerede, kimin hakkında bir iddia varsa, sonuna kadar gidilmeli ve olaylar ortaya çıkarılmalıdır. Soruşturmanın sonucunda ne olduğunu öğreneceğiz. Biz bunlara hazırız. Suç varsa en sonuna kadar incelenmesini isteriz. Bizim açımızdan bir endişe söz konusu değil" dedi.

-"1 EKİMLE-1 KASIM ARASINDA"-

AK Parti adaylarının müracaatlarına ilişkin bir soru üzerine ise Arınç, şöyle konuştu:

"Dün Merkez Yürütme Kurulu toplantısında alınan bir kararla, daha önce Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısında ki ben onun üyesiyim, 21 Ekim'de adaylık müracaatlarının başlaması düşünülmüştü ama biz MKYK'nın yetkisini, MYK'ya verdik. Her seçimde de böyle yapıyoruz. Dünkü toplantıda da 1 Ekim-1 Kasım arasında adaylık müracaatlarının yapılması için yeni bir karar alındı. Bence de doğru. Çünkü 21 Ekim'den sonra başlayacak olması bir gecikmeye yol açabilirdi. Şimdi 1 Ekimle-1 Kasım arasında. Eğerkamu görevlileri aday olacaksa onlar için istifanın son gününü Yüksek Seçim Kurulu tayin ediyor. Belki muhtemelen 1 Aralık gibi düşünülüyor ama Yüksek Seçim Kurulu henüz işe vaziyet etmedi. Bizim bütün Türkiye'de adaylarımızın müracaatı 1 Ekim'den 1 Kasım'a kadar yapılacak. Bu süreç içerisinde adaylar adaylıklarını koyabilirler. Bunlar teşkilat içerisinden olabileceği gibi mevcut belediye başkanlarımızdan olabileceği gibi yeni adaylar da olabilir. Yeni adaylarımızın da bu süreç içerisinde başvurmaları gerekir. Bazen birinci gün olur bazen sonuncu gün olur. Onlar için belirlenen bir ücret var. O ücretler yatırılır ve adayların müracaatları sonuçlandırılır. Görüşler alınır ve bir isme karar verilir. Bizim bugünden yarına adayımız şudur deme imkanımız yok. Bunu doğru da bulmayız. Mümkün olan, doğru olan uygun zamanda adayı açıklamaktır. Şüphesiz bir adayımız büyükşehir başta olmak üzere, ilçe, merkez belediyelerimizin adayları zamanı geldiğinde, genel merkezimizin uygun gördüğü zamanda açıklanacaktır. Bir gecikme söz konusu olmayacaktır. Başka partiler daha önce açıklayabilirler. Bu onların meselesidir. Çok geç olmamak kaydıyla, uygun zamanda adaylarımızı açıklamak bizce en doğru olandır. Bazı partiler geniş zaman kalması açısından adaylarını bugünden açıklayabilirler. Şu anda bir sıkışıklı içerisinde değiliz."

-"BUNUN TERÖRLE BİR İLİŞKİSİ YOK"-

Arınç, "Demokratikleşme Paketine" ilişkin ise "Herkes konuşuyor, herkes bir şeyler söylüyor. Ağızlar torba değil ki büzesin. Açıklandığında herkes görecek içinde neler olduğunu" ifadelerini kullandı. Arınç şunları kaydetti:

"Bahçeli onu söylemişse cevabını veririm. Demokratikleşme Paketi dediğimiz şey bugüne kadar yaptıklarımızdan farkı yok. 11 yıllık hükümet olarak göreve gelir gelmez olağanüstü hali kaldırdık, 20 yıldır devam ediyordu. Yurttaşlarımızın temel hakları konusunda, ana dil konuşulması gibi birçok alanda sadece Kürt yurttaşlarımız için değil, ülkede yaşayan insanların kendi temel haklarını tanım konusunda önemli adımlar attık. Bunların terörle alakası yok. İlk defa gelen bir paketi konuşmuyoruz. Çalışmalar bitti. Bunun kenarından, uzağından, yakından konuşulanları takip ediyoruz. Pakette yer alan 20'ye yakın konuyu açıklamak bana düşmez. Tasarı olacaksa Bakanlar Kurulu'nda tartışılır, Haluk Koç ve Bahçeli'yi davet etme geleneğimizi de Bahçeli'ye "bunu seninle konuşalım' deme imkanımız yok. Başında Başbakan var. Orada konuşulan bir şeyi senin bilmen gerekmez. Biz yaptığımız işi biliyoruz hazırladığımız paketin PKK, İmralı ve Çözüm süreciyle bir ilişkisi yok. Bu büyük bir densizliktir. Bu sözü kim söylerse söylesin sorumsuzca ifade edilmiş kötülemenin ötesinde nefrete yöneltmek için söylenmiş bir sözdür."

En Çok Aranan Haberler