Başbakan Yardımcısı Arınç, Dmd Üyeleri İle Bir Araya Geldi (2)

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, PKK'nın eylemsizlik kararına ilişkin, "Silah bırakılmadan hiçbir konu görüşülmez, hiç bir konu hakkında müzakere yapılmaz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Arınç Diplomasi Muhabirleri Derneği ile kahvaltıda buluştu. Arınç, çözüm sürecinde PKK'nın eylemsizlik kararı almasının, silah bırakmasının ve militanların yurt dışına çıkarılmasının önemine değinerek, "Silah bırakılmadan hiçbir konu görüşülmez, hiç bir konu hakkında müzakere yapılmaz. Nasıl çıkacaklar, ne zaman çıkacaklar, istihbarat örgütümüz görüşmelerden elde edilecek sonuca göre belirleyecek. Attığımız adımlarda henüz öyle bir sonuca varmış değilim" dedi.

Ergenekon davası ile ilgili olarak Arınç, savcının mütalaasını verdiğini söyleyerek, sanıkların ifade vereceğini belirtti. Arınç, "Bizi AİHM nezdinde zor durumda bırakan yargılamanın adil olmayışı, bir de uzun yargılama süreleri. Çok dikkatli olmalıyız. Adil yargılama konusunda çok dikkatli olmak zorundayız. Sanıklar 'Böyle yargılama olmaz. 3-4 sene geçti hala neyle suçlandığımızı bilmiyoruz' diyor. Bunları söylemenin zamanı geçti. İstenen cezalara bakıldığı zaman da, tutukluluk sürelerinin de bunlar için yeterli olduğu anlaşılıyor" diye konuştu.

Arınç, mahkemenin mütalaayı paylaşmadığını belirterek, "Mahkeme böyle bir cezayı şimdiden öngörüyor diyebiliriz. Belli noktalarda görev ifa etmiş kişiler, delilleri yok etme endişesi kalmamışsa, yurt dışına kaçma, delilleri karartma imkanı kalmamışsa, niçin hala içerdedir, bunların yargılanması tutuksuz olabilir, sonunda tutuklanması gerekiyorsa 'gel bakalım' denilebilir. Mahkemenin bildiği bir şey varmış. Şu anda mütalaa edilen konulara baktığımızda, hükümeti devirmeye yönelik bir takım örgütsel faaliyetlerden bahsediliyor. Örgütün varlığı kabul ediliyor. Örgütün varlığı kabul edilince de, eylemler sıralanmış. 'Profesörler, böyle katkı sağlamış, askerler bunu yapmış' gibi aslında gerekçesinden öğrenebileceğimiz konular var" şeklinde konuştu.

Hasan Cemal'in görevinden ayrılmasıyla ilgili olarak Arınç, hükümetten çok, medya patronlarının tavırlarını değerlendirmek gerektiğini söyledi. Arınç, "İş adamlarının kendi iş alanlarında faaliyet göstermesi lazım. Medya yoluyla bir şeyler yapma gayretinde olmamalı" ifadelerini kullandı.

Arınç, gazetecilere yönelik eleştirilerde de bulunarak, "Müspetleri daha az. Kalem oynatıyorum, yazı yazıyorum diye ağzından lağım çukuru akan pek çok insan da var. Bile bile yalan yazmak, bile bile kötülemek, bile bile mukaddes tanıdığımız değerlere düşmanlık yapmak, bunlar hazmedemediğimiz şeyler. Orantısız, ölçüsüz tepki verebiliriz. Kontrol etmeye çalışıyoruz. Ya, bu kadar da olur mu kardeşim. Biz hayatımızı ortaya koyduk, bu kadar risk aldık. Sen de bunu baltalamak için şunu yapıyorsun diye feryat ettiğimiz günler vardır'' şeklinde konuştu.

İsrail ile ilişkiler konusunda Arınç, siyonizmi, İslamofobi veya antisemitizmle yan yana getirmenin diplomasi açısından doğru olmadığını kaydetti. Arınç, "İsrail ile ilişkilerimiz inişli çıkışlı olmuş. İsrail'in Filistin'e, Arap alemine karşı yayılmacı tavırlarından dolayı" ifadelerini kullandı.

Mor Gabriel Kilisesi'ne ait arazinin tahsisi konusunda Arınç kilise duvarlarının genişletildiğini ifade ederek, konuyla ilgili olarak kesin yargı kararının olduğunu söyledi. Arınç, ''5 dönüm arazisinin zapt edildiği kararı var. Kendileri ile çok görüştük. Farklı sonuçlar göstermemize rağmen anlaşma sağlanamadı. Çalışmasını yapıyoruz. İnşallah sonuçlandıracağız'' ifadelerini kullandı.

Hükümetin Suriye politikasına yönelik olarak Arınç, Suriye'ye insani açıdan baktıklarını tekrarladı. Arınç, Suriyeli mülteciler için 750 milyon liraya yakın masraf yapıldığına işaret ederek, bir milyon kişinin ülke dışında bulunduğunu ifade etti. Arınç, "Silahların en güçlüsü bugün ordunun elinde. Havadan kendi şehirlerini bombalayan yönetime karşı 'Muhalifler kimyasal silah kullandı' demek dezenformasyondan başka bir şey değil. Rejim zayıfladı. Daha gaddar oldu. Çin, Rusya ve İran'ın destekleri ayakta kalıyor" diye konuştu.

Suriye muhalefetinin hükümet başbakanını seçtiğini ifade eden Arınç, "Bugün azınlıkla rejim devam ediyor. Zannediyorum çok uzun olmayan bir süreçte Suriye'de bir netice alabileceğiz" dedi.

Suriye içindeki insanlara da yardım ettiklerini söyleyen Arınç, "Bu yardımları kesmek amacıyla birinci planda Cilvegözü'ndeki olay tertiplendi. Bilebildiğimiz kadarıyla, bu yardımların Suriye içlerine kadar ulaştırıldığını da biliyoruz'' şeklinde konuştu.

Ürdün Kralı'nın Türkiye'nin demokrasi anlayışına yönelik eleştirileri hakkında Arınç, "Bu adamın böyle söyleyeceğini Anıtkabir'deki gözyaşlarından anlamıştım" dedi.

TRT'ye yönelik eleştirilere de cevap veren Arınç, "Çok çalışırsanız hata yaparsanız. Hatalarımız varsa bunları kabul ederiz. Kurum üzerinden hükümet yıpratılıyorsa, bunların şikayetleridir. İçerideki sendika üyeleri yeni yönetimi kabul etmemişlerdir. Sansür deseniz ne olacak, kıyamet mi koptu. Biz artık haber yapıyoruz. Biz aldığımız haberi kullanıyoruz" şeklinde konuştu.

Arınç, kamuda başörtüsü serbestliği konusunda ise, Türkiye'deki üniversitelerde başörtüsü gibi bir sorunun olmadığını belirtti. Arınç, "Biz demokratik anlayış içinde bu talepleri alırız. Hükümetimizin gündeminde, kanun mu gerekiyor, yönetmelik mi gerektiriyor, eylem noktasına geçmiş bir konu yok. Üniversitelerdeki başörtüsü serbestliği gibi eğer Türkiye'de olacaksa hem siyasetin hem sosyal alanların evet olabilir dediğini görmek istiyoruz" diye konuştu.

Başkanlık Sistemi konusunda Arınç, "Hem CHP'nin hem de MHP'nin günlük olayları bahane ederek, komisyonun verimli çalışmaması gibi davranışları oldu. İçtüzüğün bir maddesinde diyor ki; 'Dört partinin kabul etmediği bir husus uzlaşılmış sayılmayacak. Bunun gerçekleşmesi dört partinin mutabakatına bağlı. Anayasa çalışmaları Mart ayı sonu veya 23 Nisan'ı içine alacak bir tarih ile bitebilir diyoruz" ifadelerini kullandı.

DHKP-C'nin Suriye bağlantılarıyla ilgili olarak Arınç, "Suriye'deki gelişmelerle bağlantısı var mıdır, hiç kimse yoktur diyemez. Sanıyorum ki, iş ortaya çıktığında gerçek merkezin nerede olduğunu göreceğiz" şeklinde konuştu.