YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Başbakan Yardımcısı Arınç, Şeb-i Arus Etkinliğine Katıldı

ÇANAKKALE (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bugün, birey olarak, toplum olarak, insanlık olarak büyük sınavlardan geçiyoruz. Çoğu kez misak

ÇANAKKALE (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bugün, birey olarak, toplum olarak, insanlık olarak büyük sınavlardan geçiyoruz. Çoğu kez misak gününde verdiğimiz sözleri unutuyoruz. Birbirimizin kalbini kırıyoruz. Birbirimize üstünlük taslıyoruz. Modern dünyanın bütün müspet gelişmelerine rağmen çatışma, kavga, rekabet duygusu bir türlü kontrol altına alınamıyor. Bütün sanatkarlar, edebiyatçılar, şairler esasen Hazreti Mevlana'nın işaret ettiği merhametin, sevginin, muhabbetin kaynağını, menşeini aramışlardır" dedi.

Arınç, Çanakkale Valiliği tarafından Gelibolu Mevlevihanesi'nde düzenlenen Şeb-i Aruz etkinliğinde yaptığı konuşmada, bugün kutsal bir amaç için toplandıklarını, "Ben Kur'an'ın kölesiyim, ben Hazreti Muhammed-i Muhtarın ayağının tozuyum" diyen Hazreti Mevlana'nın kendi diliyle düğün merasimi için bir arada olduklarını söyledi.

"Mevlana'yı anmanın, onun nasıl bir kul olduğunu ve bize nasıl bir örnek olduğunu anmaktır ve anlamaktır" diyen Arınç, şöyle konuştu:

"(Kul oldum, kul oldum, kul oldum.) İşte bu meclisler ezelde, misak gününde bize verdiğimiz sözü hatırlatmaktadır. Evet, Allah dostlarının en önemli hasletlerinden biri de Allah'ı hatırlatmalarıdır. Hazreti Mevlana'nın ön adı bildiğiniz gibi Muhammed'dir. (Muhammed'den muhabbet oldu hasıl/ Muhammetsiz muhabbetten ne hasıl) buyurmuşlardır. İşte o muhabbetin dili evrenseldir. Bu memleket baştan başa bu muhabbetle, sevgiyle yoğrulmuştur. Burada bütün renkleri, desenleri, kokuları bir arada görebiliyoruz. Aramıza sevgisizliğin ve nefretin girmesine izin vermeyeceğiz. Bize bu yolu gösteren büyüklerimize sonsuz hürmet içinde olacağız. Bu topraklarda yüzyıllardır kurulan bu meclislerin mesajı bizlere bu olmuştur. Bugün, birey olarak, toplum olarak, insanlık olarak büyük sınavlardan geçiyoruz. Çoğu kez misak gününde verdiğimiz sözleri unutuyoruz. Birbirimizin kalbini kırıyoruz. Birbirimize üstünlük taslıyoruz. Modern dünyanın bütün müspet gelişmelerine rağmen çatışma, kavga, rekabet duygusu bir türlü kontrol altına alınamıyor. Bütün sanatkarlar, edebiyatçılar, şairler esasen Hazreti Mevlana'nın işaret ettiği merhametin, sevginin, muhabbetin kaynağını, menşeini aramışlardır. Hiç şüphesiz Hazreti Mevlana gibi bir ruh mimarının huzurunda söz söylemek kolay değildir."

-"Bugün insanlığın İslam'ın evrensel mesajını duymaya büyük ihtiyacı var"-

Arınç, "Hazreti Mevlana'nın bizi davet etiği bu kutlu düğün gecesinde bütün insanlık adına kendimizi öz eleştiriye tabi tutmalıyız" diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Başarmak için, bütün gücümüzü toplamak, kalbimizi, gönlümüzü, yüreğimizi, vicdanımızı yeniden keşfetmek zorundayız. İnsanı, insanı yücelten değerleri yeniden savunmak zorundayız. Bizler büyük bir medeniyetin çocuklarıyız ama tarihle, ecdadımızla övünerek sorumluluklarımızdan kurtulamayız. Bugün insanlığın İslam'ın evrensel mesajını duymaya büyük ihtiyacı var. İslam, insanı 'Allah'ın halifesi' olarak görür ve insanın hukukunu mukaddes sayar. İslam'ın nezdinde 'Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Bir insanı dirilten bütün insanlığı diriltmiş gibidir.' Bugün sadece kendimizin değil, bütün insanlığın hukukunu savunmak gibi bir görevimiz var. Gönül kazanmayı daima en büyük ideal sayacağız. Üzerimizdeki emanete halel getirmeden yeni nesillere taşıyacağız. Aşkla, aklı selimle, kalbi selimle yolumuza devam edeceğiz. Birbirimizi anlamaya daha çok gayret edeceğiz. Birbirimize daha çok eğileceğiz. Fitneye karşı daima uyanık olacağız. Kardeşliğimizi daima yücelteceğiz. Çatışmacı, kavgacı yol ve yöntemlere asla izin vermeyeceğiz. Zayıf olanların daima yanında olacağız. İnfak edeceğiz, bütün imkânlarımızı paylaşacağız. Güç ve kuvvete, kaba zorbalığa boyun eğmeyeceğiz. Siyasetimizi, ticaretimizi, kültürümüzü, bilgimizi, irfanımızı güçle, kuvvetle tanımlamayacağız."

Medine'den İstanbul'a, Kurtuba'dan Buhara'ya, Kahire'den Konya'ya bu ulu medeniyetin yüzyıllar boyu insanlığın hem dünyasını hem ebediyetini mamur eylediğini, bu dünyada bir cennet vadeden uygarlığın insanlığı mutlu edemediğini ve büyük bedeller ödettiğini dile getiren Arınç, "En büyük bedeli de bu madde uygarlığına iman edenler ödemek zorunda bırakıldı. Kibrin, gururun, aç gözlülüğün, saldırganlığın faturası iki dünya harbi ve ardından dünyanın iki kutba ayrılması oldu. Soğuk savaş döneminde dünyanın birçok ülkesi içine kapalı hapishaneler haline getirildi. Bizden koparılan o kardeş ülkelerde bugün hala o acılar yaşanıyor. Biz de bütün gayretimizle insanlığın yaralarını sarmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

-"Üzerimize çöken kara bulutlar dağıldı"-

Arınç, 20 yıldan beri dünya üzerinde soğuk savaşın bittiğinin söylendiğini, ama soğuk savaşın adres ve alan değiştirip devam ettiğine işaret ederek, "Bizim medeniyet telakkimiz güç ve kuvvet merkezli değil hak ve adalet merkezlidir. Bir kez daha ifade ediyorum. Biz güç ve kuvveti değil hakkı ve adaleti esas alıyoruz. Gücü kutsayanlar, silahı kutsayanlar, parayı kutsayanlar hiçbir insani değer üretemezler. Biz bu anlayışı politik stratejilerden, ideolojik reçetelerden değil Yunus Emre'den, Taptuk Emre'den, Şems-i Tebrizi'den, Mevlana Celaleddini Rumi'den, Eşrefoğlu Rumi'den, Hacı Bayram-ı Veli'den, Hacı Bektaş-ı Veli'den, Şeyh Şaban-ı Veli'den, Ahi Evran'dan, Akşemsettin'den miras aldık" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şöyle devam etti:

"Sahip olduğumuz büyük mirası bir zamanlar unuttuk, bir zamanlar geçici bir hafıza kaybı yaşadık, bir zamanlar reddi miras edersek güç kazanırız duygusuna kapıldık, ama artık sahip olduğumuz hazinelerin farkındayız. Üzerimize çöken kara bulutlar dağıldı. Allah yüzümüze baktı, lütfetti ve aklımızla, kalbimizle, vicdanımızla yüzleştik. Bir daha aynı hatalara düşmeyeceğiz ve bu mirası Allah'ın yardımıyla sonsuza kadar koruyacağız, savunacağız. Hazreti Mevlana'nın öğüdüne uyarak, her günü yeni bir gün bilerek ve yeni şeyler söyleyerek, mutlaka öğrenerek, tecrübelerimizden, başkalarının tecrübelerinden mutlaka yeni dersler çıkararak yolumuza devam edeceğiz. Sabit fikirli, başkasının sözüne sağır, hakikati sadece kendi tekelinde gören, muhatabını dinlemeyen, ötekileştirilen insanlardan olmayacağız. Biz yanlış yollara düşmedikçe, biz kalbimizi açtıkça, biz insana hizmet aşkından vazgeçmedikçe bu kervan menzile varıncaya kadar durdurulamayacaktır. İnsanı yücelterek, onun gasp edilmiş hakkını savunarak, tıkanan yolları açarak, bütün insanlarla konuşarak, bütün insanlara yüreğimizi açarak, mesnevi okuyarak, Veda Hutbesi'ndeki mesajları aklımızda, gönlümüzde tutarak yolumuza devam edeceğiz."

Yollarının aşk ve muhabbet yolu olduğunu anlatan Arınç, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bu yolu kimseler kesmeye muktedir olamayacaktır. Kardeşliğimizi kimse bozamayacaktır. Kalplerimize kimse fitne ateşi, ayrılık ateşi düşüremeyecektir. Mevlevi dergahları Kudüs'ten Üsküp'e yüzyıllarca bu anlayışı taşıdı. Bektaşi dergahları da, Ahi Evran'ın kurduğu o büyük teşkilat da Nizamiye Medreseleri de yüzyıllardır bu misyonu taşıdı. Biz, dün bütün coğrafyalarda yaratılanı yaratan adına sevdik, bugün de aynı istikamet üzere yol alıyoruz. Sadece insanın değil bütün mahlukatın, bütün tabiatın hukukunu korumaktır idealimiz."

-Sırbistan Devlet Bakanı Ugljanin-

Sırbistan Devlet Bakanı Sulejman Ugljanin ise Çanakkale'yi gören, sema gösterisini izleyen ve Şeb-i Arus'u tanıyan her Türk vatandaşının mutluluğu kalbinden hissettiğini ifade ederek, "Biz Balkanlarda yaşayan başta Boşnaklar ve diğer bütün unsurlar Türklerle akraba olmaktan büyük bir şeref duyuyoruz. Sırbistan hükümetinin bir bakanı olarak Türkiye ile Sırbistan arasında kültür sahasında sınırsızca anlaşma olmasından dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum. Buraya gelmekten dolayı çok büyük mutluluk duyuyorum" dedi.

Etkinlikte, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Mevlana'yı anlattı.

Konuşmanın ardından, Başbakan Yardımcısı Arınç, Balkanlardan etkinliğe katılan bakan, milletvekilleri ile müftü ve müftü yardımcılarına, Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna da Başbakan Yardımcısı Arınç'a Gelibolu Mevlevihanesi'nin maketini hediye etti.

Daha sonra Başbakan Yardımcısı Arınç ile davetliler, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu'nun sunduğu sema gösterisini izledi.

Etkinliğe, Balkan ülkelerinin milletvekilleri, müftüleri ile davetliler katıldı.

-Arınç'ın diğer ziyaretler-

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gelibolu Mevlevihanesi'ndeki etkiliğe katılmadan önce Lapseki ilçesini ziyaret edip, burada Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edilen Gazi Süleyman Paşa Camisi'ni inceledi ve imam Adem Yıldız'dan bilgi aldı.

Daha sonra araba vapuruyla Gelibolu'ya geçen Arınç ve beraberindekiler, Bolayır beldesinde Namık Kemal ile Gazi Süleyman Paşa'nın mezarlarını ziyaret edip, dua okudu.

Bolayır Belediye Başkan Vekili Özcan Onat'tan bölge hakkında bilgi alan Arınç ve beraberindekiler daha sonra AK Parti Gelibolu İlçe Başkanlığı binasının açılışını gerçekleştirdi.

Bülent Arınç, son olarak Oğuz Uğraş'ın Gelibolu Atatürk Kültür Merkezi'ndeki "Aşk ile Hu" adlı fotoğraf sergisinin açılışına katıldı.

Muhabir: Mehmet Bayer

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler