Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, anadilde savunma hakkının ardından mahkemelerde Kürtçe savunma yapmak isteyen kişilerin Türkçe savunma yapmaya başladıklarını belirterek, “İşte yaptığımız iş budur; Türkiye’de bugün tabu sayılan pek çok olayda biz özgürlük alanını genişletirseniz iş tekrar kendi mecrasına dönecektir” dedi. Arınç Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ‘tek yargı’ önerisi için de, “Akıl için yol birdir’ değerlendirmesini yaptı.
Arınç, bir kafenin açılışında gazetecilere anadilde savunma hakkına ilişkin kanunla ilgili açıklamalarda bulundu. Bu taleplerin bir kısmının siyasi olduğunu bildiklerini belirten Arınç, “Yani bugüne kadar Türkçe konuşmuş, okumuş, yazmış olan pek çok insan, özellikle KCK davalarında ‘Biz savunmamızı Kürtçe yapmak istiyoruz’ deyince yargı tıkanmıştı. Biz bu tıkanıklığı açtık. O zaman da söylemiştim ki, ‘bunların pek çoğu Kürtçe bilmiyor olabilir’. Ama siyasi bir talep olarak ‘Ben Kürtçe savunma yapmak istiyorum’ diyebilir. İçindeki düşünce ne olursa olsun savunma hakkı kutsaldır. Bir insanın kendisini daha rahat ifade edebileceği bir dilde savunma yapmasını mümkün hale getirdik. Bakın dün ne oldu mahkemelerde? Kendilerine Kürtçe tercüman getirildi, ifade vermeye başladılar, sonra vazgeçtiler, ‘Biz savunmamızı Türkçe yapacağız’ diye. İşte budur, yaptığımız iş budur. Türkiye’de bugün tabu sayılan pek çok olayda biz özgürlük alanını genişletirseniz iş tekrar kendi mecrasına dönecektir. Mahkemeler de bundan rahatlayacak, sanıklar da rahatlayacak ve sonuca daha çabuk gitmek mümkün olabilecektir” dedi.
4. YARGI PAKETİ PAZARTESİ GÜNÜ BAKANLAR KURULU’NDA
Benzer pek çok uygulamanın Türkiye’de toplumsal bir rahatlamaya yol açtığını belirten Arınç, “İnşallah Adalet Bakanlığımız çalışmasını eğer tamamlamışsa, Pazartesi günü Bakanlar Kurulu’nda 4. Yargı Paketi konusunda kararımızı vereceğiz. Umarım ki önümüzdeki haftalarda bu kanunları da Meclis’ten geçirmiş olacağız. Türkiye bir rahatlama ortamıyla önündeki engelleri daha büyük ölçülerle aşmaya başladı” diye konuştu.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yargıtay’ın kurulacak Yüksek Mahkeme çatısı altında toplanması önerisi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Arınç, “Akıl için yol birdir. Yani yargıda teklik ilkesi, tek yargı ilkesi bence uluslararası kabul gören bir ilkedir. Evet farklı ülkelerde farklı uygulamalar olabilir, ama öncelikli bir paralel yapılanmayı ortadan kaldırmamız lazım. Sivil Yargıtay-Askeri Yargıtay, Sivil Danıştay-Askeri Danıştay, sivil şu-askeri bu. Bir defa asker-sivil ayrımını sivilde birleştirmek suretiyle tek yargı ilkesine gitmeliyiz” dedi.
Arınç, yüksek yargı kurumlarının iş yükü itibariyle ve bir takım yapısal sorunlar itibariyle çok çabuk karara gidemediğini, aralarındaki içtihat farklılıklarını da uzun süre gideremediklerini söyledi. Bir temyiz mahkemesi olması gerektiğini ve bu mahkemenin içinde adli, idari ve askeri yargıdan gelecek kararları inceleyecek daireler bulunması gerektiğini ifade eden Arınç, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da bu tür bir yapılanmadan zarar görmeyeceklerine, aksine temyiz mahkemesi olarak daha ciddi ve daha yapısal bir kurum içerisinde hizmet yapacaklarına inanıyorum” dedi.
RICCIARDONE’NİN AÇIKLAMALARI
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone’nin açıklamaları ile ilgili olarak da Arınç, “ABD’de Dışişleri Bakanı, Başkan Obama veya onların yetki verdiği kişiler Türkiye ile ilgili konularda beyanda bulunabilirler. Ama bir ülkenin büyükelçisinin hem kanunen hem de teamül olarak bulunduğu ülkenin içişleri ile ilgili, siyasal politikasıyla ilgili, Türkiye’de olup bitenlerin her kesim tarafından eleştirildiği konularla ilgili beyanda bulunmasını hiç kimse doğru görmez. Ama bu konuda büyükelçiye yöneltilen eleştiriler bence hedefini bulmuştur. Bunun daha ötesinde sözler söyleyerek büyükelçiyi rencide etmenin veya bu konuyu gündemde tutmanın faydası yok. Bence yanlış bir tavırla, yanlış konularda görüşünü belirtti. Kendisi ikaz edildi, hem yazdığı mektupta hem de bundan sonra artık bu tür konularda taraf olmayacağının işaretlerini görüyoruz” şeklinde konuştu.
Arınç, Türkiye’nin bütün dünyadaki büyükelçilerinin bulundukları ülkelerin içişlerine karışmasını kimsenin arzu etmeyeceğini ve buna karşı duracağını ifade ederek, “Biz de bağımsız ve özgür bir ülke olarak bizim misafirimiz olarak bulunan büyükelçilerin bize ait konuların herkesin içerisinde rahatlıkla konuşmasından rahatsız oluruz. Bu bizim kendi meselemizdir, bu mesele konusunda her yurttaş sivil şahsiyeti itibariyle görüşlerini açıklayabilir. Ama başka bir ülkenin temsilcisine Türkiye’nin içişlerine şu veya bu şekilde karışmak uygun düşmez” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz