Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, vergi indirimi konusunda bugün için vermiş bir karar olmadığını belirterek, "Akaryakıt vergileriyle ilgili de kesinlikle bir değişiklik gündemimizde yok" dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Sabancı Center'da düzenlenen "İstanbul'u Önemli Bir Finans Merkezi'ne Dönüştürmek" konulu konferansa katıldı. Konferansın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Babacan, vergi indirimleriyle ilgili bir soru üzerine, bugün için verilmiş bir karar olmadığını vurguladı. Hafif ticari araçlarla ilgili yüzde 5'lik vergi artırımının temel sebebini de açıklayan Babacan, "Binek otomobillerle, hafif ticari araçlar arasındaki vergi farklılığının çokluğu sebebiyle binek otomobil yerine insanların, ailelerin hafif ticari araca yönelmesi ve hafif ticari araç olarak alınan araçların binek otomobil olarak kullanılmasıydı. Dolayısıyla binek otomobil ile hafif ticari araç arasındaki vergi farkının daraltmak için biz bunu getirdik. Hafif ticari araç diye satılan araçların bazıları binek otomobil olarak kullanılıyordu" diye konuştu.
Hafif ticari araçlar ve binek otomobillerdeki satışları değerlendireceklerini ifade eden Babacan, basit bir şekilde hafif ticari araçtan binek otomobile bir kayma olabileceğini, beklentilerinin de bu yönde olduğunu belirtti. Babacan, "İnsanlar binek otomobil istiyorsa bunu alacak, hafif ticari araç alıp da koltuk koymayacak. Amaç bu. Sektörün tümüne bakmamız lazım. Ama bugün için verilmiş bir kararımız kesinlikle yok" şeklinde konuştu.
Babacan, herhangi bir sektörle ilgili 'vergi düşecek' söylentisinin o sektördeki satışların durmasına neden olduğunu vurgulayarak, sektör temsilcilerine vergi konusunda konuşurken çok dikkatli olunması çağrısında bulundu. 'Vergi inecek' lafı yayıldığında sektör temsilcilerinin mevcut satışlarından da olabileceğini anlatan Babacan, "İnsanlar 'vergi düşsün, ondan sonra alayım' demeye başlarlar. Konuştuğunuzun, söylediğinizin nereye gideceğini, sektörün beklentilerini nerede, nasıl değerlendireceğiz çok dikkatli bir şekilde ele almamız. Bugün için kesinlikle yeni bir değerlendirme söz konusu değil, vergi oranları aynen devam ediyor" dedi.
"AKARYAKIT VERGİLERİYLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİK GÜNDEMİMİZDE YOK"
Babacan, akaryakıt vergileriyle ilgili bir soru üzerine de, "Akaryakıt konusu bizim sürekli ithal ettiğimiz, dışarıya bağlı olduğumuz bir konudur. Akaryakıt vergileriyle ilgili kesinlikle bir değişiklik gündemimizde yok" dedi.
TMSF ve BDDK'ya yeni başkanların atanmasıyla ilgili de bir soruya karşılık veren Babacan, şunları söyledi:
"Bir yasal düzenleme yaptık, Sayın Cumhurbaşkanımızın onayından sonra yürürlüğe girecek. Daha sonra biz TMSF başkanı, hem de BDDK başkanı ile ilgili kararımızı vereceğiz. Henüz verilmiş bir kararımız yok. Önce yasal düzenleme yapılacak, ondan sonra biz atama kararlarını vereceğiz. Acelemiz yok. Çünkü her iki kurulda tıkır tıkır çalışıyor, aksayan hiçbir şey yok. Dolayısıyla başkanları atama için de herhangi bir acelemiz yok."
Babacan, sermaye piyasalarıyla mevcut yasayı yırtıp atıp, yerine yepyeni bir yasayı getireceklerini ifade ederek, "İçinde çok geniş unsurlar, yepyeni kavramlar var. İMKB'nin yapılandırılmasıyla ilgili unsurları da o yasanın içerisine koyacağız. Yani İMKB'nin bir anonim şirket hakline gelmesi, artık daha büyük bir kuruluş haline gelmesi. Biz en kısa zamanda bitirmek istiyoruz. Amacımız, hedefimiz meclisten hızlı bir şekilde bu yasal düzenlemeyi geçirmek, bir an önce uygulamaya sokmak. Umarım meclis tatile girmeden önce biter. Bitmezse de artık sonraki döneme kalır. Meclis tatile girmeden önce biterse sermaye piyasalarımız için çok daha faydalı olur" ifadelerini kullandı.
"EURO BÖLGESİ'NDEKİ HİÇBİR ÜLKEYE 'NE HALİN VARSA GÖR' DENMEMELİ"
Yunanistan'daki seçimleri de değerlendiren Ali Babacan, hem Yunanistan, hem de problem yaşayan Avrupa ülkelerinin reform yapması gerektiğini vurguladı. Bu ülkelerin bütçeleriyle alakalı, borç stokuyla adımlar atmaları gerektiğinin altını çizen Babacan, "Ama aynı zamanda Avrupa Birliği içerisinde ve Euro Bölgesi'nde dayanışmayı mutlaka görmemiz gerekiyor. Euro Bölgesi'ndeki hiçbir ülkeye 'ne halin varsa gör, seni yalnız bırakıyoruz' denmemeli. Siz bir ülkeyi Euro Bölgesi'ne alıyorsanız, kendi paranızı o ülkelerle paylaşıyorsunuz ama o ülkeler problem yaşadığında 'bana ne karışmam' diyemezsiniz. Euro Bölgesi içerisinde dayanışmayı son derece önemsiyorum. Dolayısıyla Euro Bölgesi'nde üye olan her bir ülkenin kendi ev ödevini zamanında yapması gerekiyor" dedi.
Babacan, Fransa'daki seçimlerle ilgili bir soru üzerine de bugün itibariyle bakıldığında kaygılandıkları ciddi bir gelişme yaşanmadığını söyledi. Bu hükümetlerin kurulması, programların açıklanması ve hükümetlerin önümüzdeki dönemde atacakları adımların ne olacağının izlenmesi gerektiğini vurgulayan Babacan, "Seçim ortamında her şey konuşuluyor. Ama seçim olup da o sorumluluk, ağır yük devralındıktan sonra umuyoruz ki pozitif olarak daha ciddi şekilde yaklaşılır, gerekli adımlar atılır. Bugün Fransa ekonomisine baktığımız zaman riskler görüyoruz. Eğer doğru adımlar atılmazsa Fransa ekonomisiyle ilgili de riskler var. Yeni hükümetten beklentimiz Avrupa ve Fransa'nın istikrarı açısından ekonomide gerekli adımların gecikmeden atılması" diye konuştu.
"KİRA SERTİFİKASIYLA İLGİLİ DÜZENLEME İÇİN VERDİĞİMİZ BİR TARİH YOK"
Kira sertifikasıyla ilgili de bir yasal düzenleme gerektiğini ifade eden Ali Babacan, şu anda düzenlemenin TBMM'de komisyonların gündeminde olduğunu, "Komisyonlarda görüşülecek, arkasından Genel Kurul'a gelecek ve kabul gördükten ve resmi gazetede yayınlandıktan sonra Hazine Müsteşarlığımız piyasa şartlarına göre zamanlamasına, miktarına ve içeriğine karar verecek. Haziran diye bir şey söylemedik biz. Sadece 'bununla ilgili yasal düzenlemeyi meclis kapanmadan önce tamamlamayı planlıyoruz' dedik. Onun haricinde verdiğimiz bir tarih yok" dedi.
Babacan, bireysel emeklilikle ilgili bir soruya da, "Bireysel emeklilik şu anda Türkiye'de büyüyen bir alan. Hiç yoktan 10 yıl içerisinde 2,5 milyon vatandaşımız sisteme girdi. Yaklaşık 16 milyar TL fon toplanmış durumda. Bütün bireysel emeklilik şirketlerinin ortak kanaati yeni düzenlemelerle beraber bunun artacağı yönünde. Bizim de beklentimiz bu yönde. Burada bizim önem verdiğimiz uzun vadeli istikrardır, güvenliktir ve bu fonların insanlar emekli olduğunda garantili bir şekilde emeklilerimizin hizmetine sunmaktır. Yüksek getiri peşinde koşarken, başka sıkıntıları beraberinde getirmememiz gerekiyor" şeklinde karşılık verdi.
"KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI 2-3 SENE GERİDEN GELİYOR"
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's'un (S&P) Türkiye'nin kredi notu görünümünü pozitiften durağana indirmesiyle ilgili de değerlendirmede bulunan Ali Babacan, şöyle konuştu:
"Kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notları çok önemli bir konuymuş gibi değerlendirmemiz, gereğinden fazla ağırlık vermemizin bir fayda getirmeyeceğini düşünüyorum. Bizi değerlendiren zaten yatırımcılardır, uluslar arası finans camiası ve analistlerdir. Yatırımcılar da Türkiye'ye notunu vermiş. Eğer bu salonda dünyanın her yerinden gelen 250 kişi varsa, Türkiye'ye doğrudan sermaye akışı devam ediyorsa, Türkiye'de sadece 3 yıl içinde 12 bankaya temsilcilik açma izni verildiyse, zaten işler yürüyor."
Babacan, eskiden önden giden ve yatırımcılara yol gösteren kredi derecelendirme kuruluşlarının artık geriden geldiğini ifade ederek, "Bir yatırımcı yatırım yapmadan önce, o yatırımcıya uyardım eden kuruluşlardı. Şimdi bırakın önden giden, gelişmeleri 2-3 sene geriden takip etmeye çalışan kuruluşlar durumuna düştüler. Bunların değerlendirmesi 3-5 sene öncesinin değerlendirmesi, bugünün değil. Not yükseldiğinde de öyle. Not yükselttikleri zaman zaten hakkımızdı. Düşürmelerinde zaten çok da doğru olmadığını herkes teslim etti. Kararları fazla destek görmedi, piyasalar üzerindeki etkileri de sıfır. Piyasalar için anlamı yok. Yeni bir haber vermiyor. Bunları olgun bir şekilde karşılamamız lazım" dedi.
Haftasonu çeşitli ülkelerde yapılan seçimlerle ilgili bir basın mensubunun yönelttiği soruya da karşılık veren Babacan, ciddi bir kaygıları olmadığını söyledi. Babacan, "Ama ileride kurulacak olan hükümetlerin ne yapacaklarını izlememiz lazım. Eğer güzel şeyler yapacaklarsa ne ala ama yanlış şeyler yapmaya başlarlarsa da o zaman sadece bizim değil tüm Avrupa'nın hatta dünyanın kaygılanmaya başlaması lazım" şeklinde konuştu.
"BİR ÜLKEYİ KURTARMANIN MALİYETİ, ÇÖKÜŞÜNDEN DAHA AZDIR"
Başbakan Yardımcısı Al i Babacan, herhangi bir ülkenin çöküşünün maliyetinin, o ülkeyi kurtarmaktan çok daha yüksek olduğunu vurgulayarak, "Dolayısıyla hiçbir ülkenin iflasına izin verilmemeli. O ülkeyi kurtarmanın maliyeti, çöküşünden daha az olacaktır. Avrupalı dostlarımızın, Euro Bölgesi'ndeki ülkelerin de bu bilinçle hareket etmesi gerekiyor" dedi.
Yabancı bir basın mensubunun, "Fransa'da Hollande'ın seçilmesinin ardından Türkiye'nin AB üyeliği hangi yönde gelişir" sorusuna da Babacan, "Bizim Sayın Hollande hükümetini kurduktan sonra, hükümetimizin kendisiyle yapacağı ilk temaslarda bunları oturup konuşmamız lazım. Umarız ki Avrupa'nın güçlü bir geleceği için vizyonel bir yaklaşımı Fransız hükümeti gösterir. Bizim umudumuz ve beklentimiz bu yönde. Bunların hepsi oturulup, konuşulacak ve yeni bir değerlendirme yapılacak" yanıtını verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz