Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya Başbakanı Merkel’in tutumunun yanlış olduğunu söyleyerek, ''Almanya Başbakanı Merkel Türkleri görmezse Türkler de sandıkta başkalarını görebilir'' dedi.
AK Parti Yozgat İl Teşkilatı’nın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Salonu'nda düzenlediği Haziran Ayı İl Danışma Meclis Toplantısı'na katılan Başbakan Yardımcısı, toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bozdağ, “Esasında burada yanlış olan bir şey varsa o da Sayın Merkel’in Türkiye’de olup bitenler karşısında gerçeklerle örtüşmeyen birtakım verilere dayanarak Türkiye’nin içişlerine dönük açıklama yapmasıdır. Doğru olmayan, yanlış olan budur. Bizim yaptığımız şey, bu yanlışa cevap vermekten ibarettir. Yanlışı yapan kim olursa olsun onun yanlışını söylemek Türkiye’nin hakkını, hukukunu korumak bizim vazifemizdir. Biz işimizi yapıyoruz. Sayın Bakanın yaptığı açıklamalar da bu çerçevede bir yanlış karşısında doğru bir duruşu ortaya koymak. Almanya’da seçimler var. Öyle anlaşılıyor ki Almanya’da birtakım illegal yapılar var Türkiye'ye dönük faaliyetlerde bulunan. Sayın Merkel belli ki onların oylarına oynuyor olabilir ama Almanya’da sadece illegal yapılarla içli dışlı olan insanlar yok. Bunların karşısında olan, bunlarla beraber olmayan pek çok başka insan var. Onların da varlığını, onların da orada bulunduğunu kabul ederse daha isabetli olur, daha doğru olur çünkü yapılan her şeyi herkes değerlendiriyor, herkes fark ediyor. Tabii Türkiye’yi görmezse, Türkleri görmezse o zaman Türkler de kendilerini görmeyenlerle ilgili bir değerlendirme yapabilirler, yapma gibi bir hakları var çünkü demokrasilerde bu mümkündür. Sandık da bunun yollarından biridir, bizim söylediğimiz o. Sen Türkleri görmezsen belki Türkler de sandıkta başkalarını görebilir” dedi.
"KCK’LILARIN SERBEST VEYA TUTUKLU KALMASI YARGININ KONUSUDUR"
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, BDP’den gelen KCK tutuklularının serbest bırakılması taleplerinin siyasetle değil, yargıyla alakalı olduğunu belirterek, “Türkiye demokratik bir hukuk devleti, hukuk devletinde haklarında soruşturma ve kovuşturma bulunanlarla ilişkili hangi tür usullerin uygulanacağı yasalarda bellidir. Bizim yasalarımız da bu çerçevede yetkiyi yargıya vermiştir. Mahkemeler tutuklama veya tahliye kararını verir. Siyasi iradenin mahkemenin tutuklama kararı vermesine veya tahliye kararı vermesine herhangi bir etkisi yoktur. Zaman zaman KCK davalarında tutuklu olanlardan tahliyeler de oldu, başka davalardan tutuklu olanlardan da tahliyeler oldu. Bunlar tamamen mahkemelerin tasarrufunda olan konulardır. Mahkemeler kararlarını tutukluluğu devamı yönünde veya tahliye ederek yargılama yönünde de verebilir. Bu mahkemelerin takdiridir, biz ona karışamayız. Bizden buna müdahale edilmesinin istenmesi, tamamıyla, 'Hukuk devletinin ana ilkesinin çiğneyin' diye bir taleptir. Yani hukuk devletine inanmış hiç kimse, 'Hukuk devletinin gereklerini yapmayın, ona çiğneyin' diye bir talepte bulunamaz. O açıdan bu konu tamamıyla yargıyla alakalıdır. Biz her zaman şunu söylüyoruz; Türkiye’de her alanda iyileştirmeleri yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. BDP’liler de Türkiye’nin içerisine girdiği bu pozitif iklimde negatiflerle değil, pozitif yaklaşımlarla katkıda bulunurlarsa çözüme olan inanç hem daha fazla güçlenir hem de çözüm süreci daha sağlıklı bir ilerleme imkanı bulur. Aksi takdirde bu süreçte birtakım olumsuz yaklaşımların ne BDP’ye ne de çözüm sürecine fayda katması söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz